'İşçi sağlığı patronların insafına bırakılamaz'
TTB ve İşyeri Hekimleri Derneği pek çok ilde düzenledikleri ortak basın açıklamasıyla işçi sağlığı ve işyeri hekimliğinin iktidar ve patronlar tarafından "maliyet unsuru" olarak görüldüğünü belirtti. İşçi sağlığı hakkının gasp edilmemesi için işyeri hekimlerinin koşullarında iyileştirmeye gidilmesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İşyeri Hekimleri Derneği işyeri hekimlerinin sorunlarına dikkat çekmek için Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere çok sayıda kentte ortak basın açıklaması düzenledi. 340 bin işyerinde görev yapan 14 bine yakın işyeri hekiminin sorunlarını gündemleştiren sağlık meslek örgütleri, "İşyeri hekimleri piyasanın insafına bırakılamaz" dedi.
Ankara'da TTB Genel Merkezi'nde gerçekleştirilen açıklamada ortak basın metnini TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Metehan Akbulut okudu. İşyeri hekimlerinin ücretlerinin tarihin en düşük seviyesine gerilediğini dile getiren Akbulut, çalışma şartlarının ağırlaştığını ve iş güvencelerinin ortadan kalktığını belirtti. Maaşlarının ödenmediğini, SGK primlerinin eksik yatırıldığını aktaran Akbulut, pek çok temel ihtiyaç giderlerini de kendilerinin ödemek zorunda kaldığını vurguladı.
'İZİN HAKLARI KISITLANIYOR'
"İzin hakkımızın kısıtlandığı, bakanlık tarafından yerinde ve etkili denetimlerin yapılmadığı ama en önemlisi de mesleki bağımsızlığımızın her geçen gün erozyona uğratıldığı bir ortamda çalışmaktan yıldık, yorulduk" diyen Akbulut, artık çözüm istediklerinin altını çizdi.
İŞÇİLERİN SAĞLIĞI İKTİDAR VE PATRONLARIN UMURUNDA DEĞİL
Siyasal iktidar ve patronların işçi sağlığını basit bir maliyet unsuru olarak gördüğünü ifade eden Akbulut, işyeri hekimleri olarak işçi sağlığını konuşmak yerine yaşadıkları hak gaspları ve sömürüyü dillendirmek zorunda bırakıldıklarına işaret etti.
15 Eylül tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile OSGB patronları arasında bir toplantı gerçekleştirileceğini belirten Akbulut, bu toplantıya meslek örgütleri ve sendikaların davet edilmediğini söyledi. Akbulut, "Toplantıda işçi sağlığı ve iş güvenliği alanının başka meselesi yokmuş gibi en büyük sorun olarak işyeri hekimlerinin ücretlerini ve çalışan işçi sayısına göre hesaplanan çalışma sürelerinin uzunluğunu görmüşler. Her yıl iş cinayetlerine kurban verdiğimiz binlerce 'can' ve onların aileleri; bir türlü tanınmayan, görülemeyen meslek hastalıkları umurlarında bile değil" dedi.
TÜRKİYE İŞ KAZALARINDA AVRUPA'DA BİRİNCİ
Türkiye'nin ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci sırada yer aldığını hatırlatan Akbulut şöyle devam etti: "İşçi sağlığı hizmetlerinin koruyucu özünden ve kamusal niteliğinden soyutlanarak var olması düşünülemez. Ancak mevcut ortamda, piyasa patronların insafına bırakılmış ve kamusal özünden koparılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetim görevini dahi yerine getirmemektedir."
İşçi sağlığı ve güvenliğinin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'yla işverenin insafına bırakıldığını vurgulayan Akbulut, işçi sağlığı alanını gelecekte bekleyen sorunlara işaret ederek, alanın farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek bir işçi sağlığı politikasına ve işyeri hekimliği uzmanlığına ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Akbulut, taleplerini şöyle sıraladı:
"♦ Ücretlerimizi düşürmeyi, işçiye ve iş ortamını düzeltmeye ayırdığımız ve zaten yetersiz olan süreyi kısaltmayı aklınızdan dahi geçirmeyin tam aksine hizmet sürelerimizi artırın.
♦ Mesleki bağımsızlığımızın, iş güvencemizin, özlük haklarımızın, çalışma koşullarımızın önündeki en büyük engel olan, kaderimizi patronların insafına terk eden politikaların değişmesi için meslek örgütümüz ile görüşerek, işçi sağlığı hizmetinin kamusallığını da göz önünde bulunduracak gerekli düzenlemeleri hayata geçirin.
♦ Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği'nin elinden aldığınız yetkileri iade edin.
♦ Böylece sorunlarımızın çözümü noktasında bir başlangıç yapabilirsiniz. Böyle bir başlangıç biz işyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının, işyeri hemşirelerinin ve doğal olarak işçilerin yararına olacaktır."