'İran'da kadın ayaklanması devrime yürüyor' paneli
Paris'te düzenlenen "İran'da kadın ayaklanması devrime yürüyor" panelinde, İran'daki ayaklanmada erkek egemen faşist molla rejiminin hedef alındığı belirtilerek, İran halkları ve kadınlarıyla sınıf ve kadın dayanışmasının sokakta örülmesi gerektiği kaydedildi.
Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) ve genç kadın örgütü ZORA, İran'da Jîna Amini'nin katledilmesinin ardından başlayan kadın isyanı ve halk ayaklanmasına ilişkin Fransa'nın başkenti Paris'te panel düzenledi. Demokrasi için İranlı Kadınlar Ligi'nden İrene ve SKB adına Esra Asiye Güden'in konuşmacı olarak katıldığı panel ACTIT Lokali'nde gerçekleşti.
'İRAN HALKLARI, EZİLENLERİ ÖZGÜRLÜK İSYANINDA'
İlk sözü alan İrene, "Humeyni'nin ilk söylemi dini değil demokratik bir hükümet kurmaktı, ama öyle olmadı. İktidarı almasından sonra ilk olarak kadınlara yönelik baskı yasaları geliştirdi. 70 günü aşkındır İran'da bir ayaklanma var. Jîna'nın katledilmesi önce Rojhilat'ta sonra da tüm İran'da halklardaki hoşnutsuzlukların patlamasına neden oldu. 500'ü aşkın insan katledildi. Bunlardan en az 60'ı 18 yaşın altında. Eylemlere katıldıkları için 16 bin kişi tutuklandı. Şimdi genç erkek ve kadınlara gözaltında tecavüz saldırıları olduğunu öğreniyoruz. Eylemlerde hala en önde kadınlar yürüyor. İran'da yönetsel ve ekonomik bir kriz var. 43 yıllık kapitalist, gerici faşist molla rejimi bütün özgürlükleri ve örgütlenmeleri yasakladı. Şimdi İran halkları, ezilenleri özgürlük isyanında ve ayaklanmasındadırlar" dedi.
'İRAN HALKI İLK KEZ İSLAM REJİMİNİN VARLIĞINI SORGULUYOR'
SKB adına konuşan Esra Asiye Güden devrimin tüm kazanımlarının, faşist molla rejimi tarafından gasp edildiğini değişik örnek ve istatistiki verilerle belirterek, bugünkü hareketi değerlendirdi. Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da faşist şefliğin bugünkü kimi uygulamalarının İran molla rejiminden devşirdiğine ilişkin örnekler verdi. Jîna Amini'nin katledilmesi sonrasında başlayan ayaklanmayı değerlendiren Güden, "Bugün İran'da dini kurallara karşı gelişen kitlesel hareket, İran İslam Cumhuriyeti'nin ideolojik temellerini sarsıyor, var oluşsal nedenini hedef alıyor. Şimdi İran'da yaşayan halklar ilk kez İran İslam Cumhuriyeti'nin yani rejimin varlık nedenini sorguluyor. Keza bu, rejimin ideolojik etkisinin kaybolması, toplum üzerindeki kontrolünün zayıflaması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
'SINIF VE KADIN DAYANIŞMASI SOKAKTA ÖRÜLMELİ'
Güden, şöyle devam etti: "İkincisi; kadınların öncülüğünde ve liderliğinde başlayan ve giderek bir halk ayaklanmasına doğru evrilen bir hareket olması kadın özgürlükçü niteliği ile erkek egemenliğinin kalelerini dövüyor. Hareket; artık 'reform' istemiyor, doğrudan rejimi hedef alıyor. Erkek egemen sistemi demokratik değişime zorlayan, kadınların özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi olmaktadır. İşçi ve emekçi erkekler de kadın özgürlük şiarlarını kadınlara havale etmeden yükseltmelidirler. En önemlisi de '79 yılında, İran devriminin başarılamamasının temel nedeni, devrimci bir stratejiye ve programa sahip, öncü katmanlar ve kadınlar içinde kök salmış devrimci-komünist bir örgütün eksikliğiydi. Bugünkü ayaklanmanın en önemli dezavantajı da budur. İranlı kadınların başlattığı devrime, İran devrimine karşı da uluslararası dayanışmanın sağlanması elzemdir. İran'da kazanılacak bir zafer, başta dünya emekçi kadınlarının olmak üzere, işçi ve emekçilerin, ezilen ulus ve halkların; gericiliğe, karanlığa ve faşizmin yüreğine sapladığı güçlü bir hançer olacaktır. İran faşist molla rejimine karşı sınıf ve kadın dayanışmasının sokakta örülmesi, İran halk hareketinin umudunu kamçılayacaktır."
Sunumların ardından panel soru ve cevaplarla sona erdi.