23 Kasım 2024 Cumartesi

İran Cumhurbaşkanı Reisi helikopter kazasında öldü

İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın dün yaşanan helikopter kazasında öldükleri kabul edildi. Kazanın ardından helikopterdekilerle birkaç kez iletişim kurulduğu açıklanmıştı. Ancak bu açıklamaların gerçek olmadığı ortaya çıktı. Helikopterde bulunanların kazanın ilk anında yaşamını yitirdikleri ortaya çıktı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran-Azerbaycan sınırında bir barajın açılışına katıldıktan sonra dönerken Azerbaycan sınırında yaşanan helikopter kazasında öldü.

İran devlet televizyonunda yer alan ilk açıklamalarda Reisi'nin helikopterinin sert iniş yaptığı duyuruldu. Kazanın ardından helikopterdekilerle birkaç kez iletişim kurulduğu açıklamaları da yapılırken, bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Düşen helikopterin ABD yapımı 'Bell 212' tipi olduğu da duyuruldu.

TEBRİZ VALİSİ VE HAMANEY'İN TEMSİLCİSİ DE YAŞAMINI YİTİRDİ
Helikopter kazasında yaşamını yitirenler arasında Tebriz Valisi Malik Rahmeti ve İran lideri Hamaney'in Tebriz Temsilcisi Muhammed Ali Al-i Haşim'in yanı sıra, Devrim Muhafızları Ordusundan iki üst düzey asker ve üç mürettebat da bulunuyor.

KABİNE ACİL TOPLANDI
Reisi ve Abdullahiyan'ı taşıyan uçağın yeri, 20 Mayıs sabahı tespit edildi. Reisi ve Abdullahiyan'ın ölümünün ardından hükümet kabinesi acil toplandı.

REİSİ KİMDİR?
2021 yılında cumhurbaşkanı seçilen İbrahim Reisi, Ayetullah Ali Hamaney'e en yakın isimlerden biri. 85 yaşındaki Hameney'in potansiyel selefi gözüyle bakılıyordu.

BİNLERCE SİYASİ TUTSAĞIN KATİLİ
Reisi, daha 25 yaşındayken Tahran'da savcı yardımcılığına getirildi. Bu pozisyondayken, 1988 yılında kurulan ve sonradan 'Ölüm Komitesi' olarak anılacak gizli mahkemelerdeki dört yargıçtan biri oldu. Bu mahkemelerde, hapishanelerde rehin tutulan siyasi tutsaklar hakkında yeniden yargılamalar başlatılarak binlerce siyasi tutsak hakkında idam cezaları verildi.

Yaklaşık 5 bin kadın ve erkek siyasi tutsak, idam edilip isimsiz toplu mezarlara gömüldü. Reisi bu idam cezalarındaki rolünü kabul etmezken, Ayetullah Humeyni'nin bir fetvasına dayandığını söyleyerek meşruluğunu savundu. Ancak, Reisi'nin yaklaşık 5 bin siyasi tutsağın katilleri arasında olduğu hiçbir zaman unutulmadı.

Reisi sonrasında, devlet makamlarında hızla yükseldi. 1989-1994 arasında Tahran Başsavcılığı görevinde bulundu. 1994'te Devlet Denetleme Kurumu Başkanlığı'na atandı, bu görevde 10 yıl kaldı. 2004'te Yargı Erki Başkanı Birinci Yardımcılığı, 2014'te İran Genel Başsavcılığı'na atandı. 2016'daysa, Hamaney tarafından, İran'ın en önemli ve varlıklı kuruluşlarından biri olan İmam Rıza Türbe ve Külliyesi Vakfı Başkanlığı'na getirildi.

2017 SEÇİMLERİNİ RUHANİ'YE KARŞI KAYBETTİ
Reisi, cumhurbaşkanlığına ilk kez 2017'de aday oldu. Bu seçimleri, ilk turda yüzde 57 oranında oy alan mevcut cumhurbaşkanı Hasan Ruhani kazandı, ikinci olan Reisi'nin oranı yüzde 38'de kaldı.

Hamaney kendisini Mart 2019'da, ülkenin en güçlü pozisyonlarından biri olan Yargı Erki Başkanlığı'na getirildi. Reisi bu görevdeyken, eski Yargı Erki Başkanı Ayetullah Amuli Sadık Laricani'nin dönemiyle ilgili üst düzey yargı yetkililerine yönelik "yargıda yolsuzluk" soruşturmaları başlattı. 2021'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de kampanyasını, yolsuzluk karşıtlığı üzerine kurdu.

Reisi, Jîna Mahsa Amini'nin 16 Eylül 2022'de 'ahlak polisi' tarafından işkenceyle katledilmesinin ardından gelişen halk ayaklanmasına katılanlara yönelik polis saldırısı ve katliamlarının, gözaltı, tutuklama ve idam kararlarının sorumluları arasında bulunuyor.