20 Eylül 2024 Cuma

İnşaat İşçileri: Biz işçiyiz ve güçlüyüz

3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu'nun işçilerin taleplerine ve yaşanan hak ihlallerine yönelik yaptığı basın toplantısında konuşan inşaat işçisi Taner Mutlu, "Bizi kimse yıkamaz, devletin gücü bize yetmez çünkü biz işçiyiz ve alın teri döküyoruz" dedi.
3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, işçilerin talepleri ve hak ihlallerine ilişkin TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
 
Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm, Ali Kenanoğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Yöneticisi Hüseyin İldan, Zeytinburnu Belediyesi'ni önünde 200 gündür direnen Kenan Güngördü, Bostancı'da direnen inşaat işçileri ile Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut'un ailesi de katıldı.
 
Basın toplantısından önce 3. havalimanı işçilerinin talepleri ve süreç üzerine bilgilendirme yapıldı. Türkiye’de bugün 2 milyon civarında inşaat sektöründe çalışan kayıtlı işçi olduğu ve yüzde 78’inin geçici sigortalı olduğu belirtildi. Taleplerin iktidar tarafından yasa dışı ilan edildiğinin hatırlatıldığı bilgilendirmede, tek tek taleplerin hangi yasa çerçevesinde hak olduğu ifade edildi.
 
İstanbul valisinin "işveren tarafı hızla belirtilen sorunların giderilmesi noktasında çalışmaya başladı" açıklamasının işçilerin dile getirdiği gibi sorunların itirafı olduğu vurgulanarak "Eğer sorunlar varlığı kabul ediliyorsa bunları dile getirmek neden suç, getirenler neden suçludur?" diye soruldu.
 
İGA YÖNETİMİ YAŞANAN SORUNLARI KABUL ETTİ
 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İGA yönetiminin sorun ve talepleri dinlemek üzere çalışanlarla hızlıca bir araya geldiği yönlü açıklamaları hatıralatıldı ve "İGA yönetimi daha önce sorun ve talepler için neden çalışanlarla bir araya gelmemiştir? Sorunlar neden daha önce tespit edilmemiştir? İGA’nın varlığını kabul edip adım attığı sorunlar hangileridir?" soruları soruldu.
 
Mecliste hem eylemler öncesi hem de sonrası farklı partilere mensup milletvekilleri tarafından çok sayıda yazılı önerge ve meclis araştırması talebi sunulduğu ve hala tatmin edici yanıtlar bekledikleri belirtildi. Önergelerin yanıtsız bırakılması aynı zamanda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görevinin yerine getirmediğini gösterdiği belirtildi.
 
Basın metnini ise Kocaeli Dayanışma Akademisi üyesi Hakan Koçak okudu. Koçak, "Günümüzde herhangi bir konuda egemenlerin söylemi, topluma gerçeğin değil, olmasını uygun gördükleri, ürettikleri "gerçek dışının" düpedüz ‘yalanın’ sunulmasına dayanıyor" diyerek işçiler ve sendikacıların haklı taleplerinin suç olmadığını söyledi.
 
SUÇ İŞLEYEN İŞÇİLER DEĞİL SAVCILIK
 
"Ancak savcılık ve sorgu hakimliği tarafından görevi kötüye kullanma suçu işlenmiş" diyen Koçak, 35 işçinin tutuklanmasına ilişkin "Şantiyede yüzlerce kameradan yüz teşhisleri ile estirilen sürek avının, esasen sermaye iktidarının ölümcül korkusunun eseri bir bastırma, sindirme hareketi olduğu açıktır" dedi.
 
İlk gün işçilerle yapılan görüşmede İGA yöneticisinin işçilere yönelik söylediği "Benim burada bulunmam bile sizin için bir lütuf" sözünü hatırlatan Koçak, eylemin büyümesinin ardından "İşçi arkadaşlarımdan özür diledim. Özür dilerim. Haklıydılar" sözünün de aynı yönetici tarafından söylendiğini belirterek "Bu yönetici, işçilerin hakkını gerçekten teslim ediyor ise derhal işçileri tutuklamış olan mahkemeye giderek onların haklı olduğunu söylemelidir. Samimiyetinin tek kanıtı bu olur; mahkemeye işçilerin haklılığını resmen beyan etmek" diye konuştu.
 
İGA'NIN SİCİLİ İŞÇİ CİNAYETİ DOLU
 
Aynı yöneticinin sicilinin işçi cinayetleri dolu olduğunu söyleyen Koçak, şöyle dedi: Kariyeri boyunca 37 iş cinayeti işlendiği, 2014 yılında 7 işçinin ölümünde asli kusurlu görülen bir şirketin yöneticiliğini yaptığını ve taksirle 7 işçinin ölümüne sebebiyet vermekten halen yargılandığını söyledi.
 
"Coğrafi alanı dünyada en büyük, 90 milyon yolcu kapasitesi ile sayılı büyük havaalanında büyüklüğü dert edilmeyen, yatırımı yapılmayan şeyler: işçilerin ulaşım servisleri, sayısı, kapasitesi, servis bekledikleri damsız duraklar, saatlerce sıra bekleyip aç kaldıkları 'büyüklükte' yemekhaneler, temizlikten bakımdan yoksun yatakhaneler olmuştur. Ve burası dünyanın en büyük havaalanıdır" diyen Koçak, bu örgütlü kötülüğe karşı durduklarını ifade etti.
 
2 SENDİKACIDAN HABER YOK
 
Daha sonra söz alan akademisyen Beyza Üstün, basın toplantısına gelmesi gereken 2 sendikacı işçinin gelmediğini ve hala haber alamadıklarını belirterek endişeli olduklarını söyledi.
 
Avukat Burcu Gül, başından beri hukuksuzlukla dolu olan bu sürecin tahliyelerin avukatlara bildirilmemesi ile devam ettiğini vurgulayarak tahliye olan işçilerin hapishane kapısında karşılanmasının ve dayanışmanın önüne geçilmek istendiğini belirtti. Tutuklu işçiler ile tahliye olan işçilerin 'suç delili' gibi aynı kritere göre işleme tabi tutulduğunu ancak bir kısmının tutukluluğuna devam kararı verilirken 6 işçinin tahliye edildiğini kaydetti. Gül, İGA yöneticilerinin polis sorgusuna katılmasında sorumluluğu olan polislerle ilgili de suç duyurusunda bulunacaklarını dile getirdi.
 
KARABULUT'A TECRİT İÇİNDE TECRİT
 
Gül, tutuklanan işçilerin 6, 8 ve 9 No'lu hapishanelere dağıtıldığını ve Özgür Karabulut'un tek kişi tutularak tecride maruz kaldığını söyledi.
 
Gelen sorular üzerine Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir ise işçilerin çalışma koşullarında herhangi bir iyileşme yapılmadığını, koğuşları su basması, yemek kuyruklar gibi sorunların devam ettiğini ve 2 gün önce 3 işçinin HDP'ye üye olduğu gerekçesi ile işten atıldığını söyledi. İşçilerin aralarında Kürtçe konuştuğu için kimi saldırılara maruz kaldığını ve küçük yaralanmalar yaşadıklarını belirtti.
 
Demir, Nepal ve Mısır gibi farklı ülkelerden gelen işçilerin çalıştığı şantiyede günlük 100 kişilik işe alınma ve işten çıkarma sirkülasyonun yaşandığını da ifade etti.
 
Dev Yapı-İş'in tutuklu Genel Başkanı Özgür Karabulut'un eşi Ayla Karabulut, herkese selam getirdiğini belirterek "Özgür'ün dayanışmayı ören ve örgütleyen herkese tüm işçiler adına selamı var" dedi.
 
'BİZ İŞÇİYİZ BİZE GÜÇLERİ YETMEZ'
 
Bostancı Köroğlu İnşaat'ta direnen işçilerden Taner Mutlu'da havaalanı işçilerinin yanında olduklarını söyleyerek "Bizler mega kentler yapıyoruz ama hakkımızı isteyince suçlu oluyoruz. Bizden mega kentler yapmamızı isteyenler hangi koşullarda çalıştığımızla ilgilenmiyor. Bizim eylemimiz sesimiz duyuluncaya ve hakkımızı alıncaya kadar devam edecek. Bizi kimse yıkamaz, devletin gücü bize yetmez çünkü biz işçiyiz ve alın teri döküyoruz" dedi.
 
ESP adına konuşan Hüseyin İldan ise inşaat işçilerine yönelik saldırının dışarıdaki dayanışmayı ve direnişi bitirmeye dönük olduğunu belirtti.
 
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, HDP olarak başından beri işçilerin yanında olduklarını ve olmaya devam edeceklerini belirtti.