İliç'te canlı ölümleri başladı
İliç'te siyanür yüklü liç yığınının kaymasının ardından bölgede canlı ölümleri başladı. İliç halkının abluka altında olduğunu söyleyen Füsun Kayra, gerçek sorumlular olan şirket üst düzey yetkilileri, bakanlar, siyasi iktidar ve bürokratların değil, kendileri de İliçli olan madende çalışan 7 kişinin sorumlu tutularak tutuklandığını vurguladı. Kayra, İliç'te mücadele edenlere yönelik tehditlere işaret etti, "İkinci Büyüknohutçu vakası yaşamak istemiyoruz. İliç ekoloji aktivistlerinin sınavıdır. Bunu duyurmak tek gündemimiz olmak zorunda" dedi.
Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik'in 2010 yılı Aralık ayından itibaren siyanür liçi ile altın üretimi yaptığı Çöpler Altın Madeni'nde 13 Şubat günü siyanür yüklü liç yığını yıkıldı. Resmi açıklamaya göre 9 işçi 12 gündür siyanürlü tonlarca toprağın altında. İşçileri kurtarmak için çalışması ise yapılmıyor. Kapasitenin üzerinde üretime izin verilerek, iki yıl önce yaşanan toprak kayması gizlenerek göz göre göre gelen katliamın ardından gelişen tepkilerin şirketin lisansının iptal edilmesini sağladı. Siyanür ve diğer ağır metallerin Fırat Nehrine karışması, Sivas, Malatya ve Dersim başta olmak üzere pek çok kentte, ayrıca Rojava ve Irak'ta su kaynaklarını, canlı yaşamı tehdit ediyor.
'GÖÇÜĞÜN ALTINDA İLİÇ KALMIŞ'
Yeni Yaşam gazetesine konuşan Ekoloji Birliği Kadın Meclisi Sözcüsü Füsun Kayra, İstanbul'dan yola çıkan ekoloji ve emek hareketinden katılımcıların Sivas sınırında durdurularak Erzincan'a alınmadığını hatırlatarak, kente girişlerin engellenerek İliç halkının yalnızlaştırılmak istendiğine işaret etti. Kentte derin bir sessizlik olduğunu belirten Kayra, "Burası maden kasabası değil, madenin ta kendisi olmuş. Burada kasvet var, kimse kimseyle konuşamıyor. Taziye evlerini, işçilerin evlerini ziyaret ettim. Cenaze olmadığı için başınız sağ olsun bile denemiyor. Derin bir sessizlik var. Göçüğün altında İliç kalmış gibi" dedi.
İliç halkının yalnız bırakılmamasının önemi işaret eden Kayra, "Ortada cenaze yok, bir cenaze töreni yok. Kabul etmek istemiyorlar. İnkâr var. Bir umut var ama o da sönmüş durumda. Çok hazin durumda İliç. İliç ekoloji aktivistlerinin sınavıdır, ülkedeki en büyük ekoloji kırımının yaşandığı süreçte herkesin burada bulunması gerekiyor. Şirket inanılmaz paralar dökmüş, insanlar satın alınmışlar ve utanıyorlar" dedi.
Maden katliamının ardından katliamdan sorumlu tutularak tutuklanan 7 kişinin de İliçli olduğu bilgisini veren Kayra, "Tabi ki üst düzey şirket yetkilisi ya da bakanlık, siyasi iktidar, bürokratlar sorumluluk almayacaklar" diye konuştu. Kayra, madenin kapatılması durumunda çalışan 4 bin 200 kişinin ne yapacağı kaygısı olduğunu söyledi.
'BALIK ÖLÜMLERİ YAŞANIYOR'
Füsun Kayra, bölgede balık ölümleri yaşanmaya başladığını, ileri ki günlerde canlı ölümlerinin artabileceği kaygısını dile getirdi, "Kazanın olduğu sahaya giren köpeklerin bayıldığını biliyoruz. Siyanür sızmaya devam ediyor. Burada olmak zorundayız. Bir şekilde iletişim kurmak buradaki olan biteni buradaki halktan duymak yaymak zorundayız" dedi. Maden katliamının ardından gözaltına alınarak hakkında adli tedbir kararı verilen Sedat Cezayirlioğlu'nun tehditler aldığını aktaran Kayra, "İkinci Büyüknohutçu vakası yaşamak istemiyoruz. İliç ekoloji aktivistlerinin sınavıdır. Bunu duyurmak tek gündemimiz olmak zorunda" dedi.