İki işçi ölmüştü: Kazanın nedeni denetimsizlik

Yatağan Termik Santrali'nde meydana gelen ve iki işçinin yaşamını yitirdiği kazayla ilgili Elektrik, Kimya, Maden ve Makina mühendisleri odaları ortak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, kazanın nedeninin, bakım, onarım, yenileme çalışmalarının yapılmaması ve kamusal denetim eksikliği olduğu vurgulandı.

 

Yatağan Termik Santrali’nde kazanları besleyen kömür bant sisteminin çökmesi sonucu oluşan kazada 11 kişi yaralı olarak kurtarılırken göçük altında kalan 2 işçi yaşamını kaybetmişti.

 

TMMOB'a bağlı odaların konuyla ilgili açıklamasında, özelleştirilecekleri gerekçesiyle uzun süre bakım,onarım,yenileme çalışmaları aksamış olan termik santralları devralan, genellikle maden ve santral işletmeciliğinde yeterli bilgi sahibi olmayan özel şirketlerin, üretimi arttırmak amacıyla iş güvenliği kurallarını dikkate almadıkları belirtildi.

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın yayımlandığından bu yana iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin işyerlerine verecekleri hizmet süresinin sürekli olarak azaltıldığına dikkat çeken mühendisler, amacın uzman, hekim ve diğer sağlık personelinin işyerlerine maliyetini azaltmak olduğunu kaydetti. Açıklamada, "Bu personelin ayda 8 dakika, 12 dakika, 16 dakika gibi çok kısa sürelerle görev yaptığı işyerlerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının azalmasını beklemek mümkün değildir" diye belirtildi.

 

"Sendikaların ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan yapılan düzenlemeler iş kazalarını azaltmamakta, tersine hatalı ve eksik düzenlemeler iş kazalarının artmasına neden olmaktadır" vurgusunu yapan meslek odaları, kazaların önüne geçilmesi için bir dizi öneride bulundu:

 

Yatağan santralında çöken konveyör sisteminin, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu ekipmanlar arasında bulunmadığı unutulmamalı, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu olan makina ekipman listesi genişletilmeli, tarım, maden, inşaat, enerji, imalat sanayi vb. bütün sektörlerde kullanılan makina ve ekipmanlarının düzenli periyodik kontrollerinin yapılması mevzuata eklenmelidir.

 

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) hizmetlerinin "piyasa koşullarında" verilmesi anlayışı dışlanmalı; toplum çıkarı, kamu hizmeti, kamu denetimi anlayışı hâkim olmalıdır.

 

Örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; esnek, güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri yasaklanmalıdır.

 

İSG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar, ayrımsız, kısıtlamasız bütün işyerlerini ve her statüdeki tüm çalışanları kapsamalıdır. Düzenlemeler "işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle işverenin görevi olduğu" ilkesinden hareketle yapılmalıdır.

 

İşyerinde tutulan bakım-kontrol raporlarının İSG Kurulu tarafından takibinin yapılması sağlanmalıdır.

 

Bakanlık eliyle işletmeler için hazırlanan risk değerlendirme raporlarında belirtilen eksikliklerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilmeli, giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

 

İşyerlerinin denetimi sayıca artırılmalı, idari yaptırımlar ve para cezası da artırılmalı ve mutlaka uygulanmalıdır.

 

Çalışan temsilcilerinin işyerlerinin büyüklüğüne göre belirlenecek süre ile işyerinin bütününde her gün gözlem yapması ve rapor etme olanağı yaratılmalı ve iş güvenceleri olmalıdır.