İHD'den Şeyma açıklaması: 'Namus' adı altında şiddet meşrulaştırılamaz
Çubuk'ta babası tarafından katledilen Şeyma Yıldız'a ilişkin basın açıklaması yapan İHD Ankara Şubesi Çocuk Hakları ve Kadın Komisyonu, "'Namus' adı altında kadına yönelen şiddet meşrulaştırılamaz" diye belirtildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Çocuk Hakları ve Kadın Komisyonu, Çubuk ilçesinde babası tarafından katledilen Şeyma Yıldız'a ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında konuşan İHD Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Sevinç Koçak, "Kadınlar ve kız çocukları; babaları, oğulları, ağabeyleri, kardeşleri, kocaları, eski kocaları, sevgilileri, reddettikleri ya da hiç tanımadıkları erkekler tarafından katledilmeye devam ediyor" dedi.
'CİNAYETLER MEŞRULAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR'
Şeyma'nın katledilmesinin ardından çıkan haberler ve ailesinin iddialarına değinen Koçak, "Şeyma'nın sevgilisinin olup olmadığı tartışılıyor. Kadınların sevgilileri olabilir, kadına yönelik şiddet vakalarında bu bir tartışma konusu olamaz. Bu tartışma ile toplumsal ahlâk normları devreye sokularak 'namus' adı altında kadına yönelen şiddet meşrulaştırılamaz" diye vurguladı.
Basında, fail babanın psikolojik rahatsızlığı olduğuna dair çıkan haberlere tepki gösteren Koçak, psikolojik rahatsızlıkların öldürme gerekçesi olamayacağının altını çizdi. Koçak, "Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen cinsiyetçi söylem, iş bölümü ve politikalar ortadan kaldırılmadığı sürece, cinayetler artmaya devam edecektir" açıklamasında bulundu.
Kocak, kadın cinayetlerinin önlenmesi için yapılması gerekenler düzenlemeleri şöyle sıraladı:
■ Devletler sınırları içerisinde yaşayan herkesin güvenliğinin sağlanması ve yaşam hakkının korunmasından sorumludur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, göçmenler dâhil olmak üzere, topraklarında yaşayan tüm kadınların ve kız çocuklarının, yaşam hakkının korunması için ulusal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
■ Yalnızca şiddete uğrayan kadınların değil, şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların da koruma altına alınmasını kabul eden, 'ev içi şiddet' ve 'kadına yönelik şiddet' gibi kavramların hukuki literatüre girmesini sağlayan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi 'ama'sız uygulanmalıdır.
■ Türk Ceza Kanunu'ndaki 'Haksız Tahrik' ve kadına karşı şiddet davalarında uygulanan 'haksız tahrik indirimleri' ve 'iyi hal indirimleri' kaldırılmalıdır.
■ Milli Eğitim müfredatının, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen her türlü ders, konu, kitap ve görselden arındırılması için, müfredat uzmanlardan oluşan bir komisyonun denetiminde gözden geçirilmelidir.
■ Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yazılı ve görsel basın da üzerine düşeni yapmalıdır. Kadına yönelik şiddeti haberleştirirken etik değerlere uymalı, şiddet mağduru kadın ya da çocuğun şiddetin sorumlusu olduğu algısını yaratacak her türlü anlatım ve dilden uzak durmalıdır.
■ Bütün yargı mensupları, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddet vakalarında cezasızlığın önüne geçecek cesareti göstermelidir.