Hüseyin Yeter yazdı | İbrahim Okçuoğlu'nun devrimci mirası
Doktor yoldaş, partili entelektüel-aydın bir yoldaş olarak ML teori alanında inceleme, araştırma, analiz ve üretimleriyle partiye büyük bir başvuru kaynağı, güçlü bir devrimci miras bıraktı. Sahip olduğu kavrayış düzeyi, teorik birikimi ve kendi yöntemiyle yazılarında ve eğitimlerinde sade, anlaşılır bir dil kullandı. Yüzlerce komünistin gelişiminde iz bırakacak bir emek verdi.
Doktor (hoca) yoldaş, 24 Ağustos 2023 tarihinde ölümsüzleşti. Onu ölümsüzlüğünün 1. yıldönümünde saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Partide, özellikle partili gençlerde sosyalist öğretinin kavranması ve kavratılmasında başvurulan, fikri sorulan, eğiticiliğine ihtiyaç duyulan doktorumuzun canlı anlatımlarından artık yoksunuz. Boşluğu, onun kitap ve makalelerini okuyarak, bunları eğitim materyali yaparak telafi etmeye çalışıyoruz.
ML TEORİNİN TAKİPÇİSİ VE SAVUNUCUSUYDU
Doktor yoldaş, partili entelektüel-aydın bir yoldaş olarak ML teori alanında inceleme, araştırma, analiz ve üretimleriyle partiye büyük bir başvuru kaynağı, güçlü bir devrimci miras bıraktı. Sahip olduğu kavrayış düzeyi, teorik birikimi ve kendi yöntemiyle yazılarında ve eğitimlerinde sade, anlaşılır bir dil kullandı. Yüzlerce komünistin gelişiminde iz bırakacak bir emek verdi.
Politik ekonomi üzerine çalıştı. "Türkiye'de kapitalizmin gelişimi"ni inceleyen dört kitap, "Rekabetin Tarihi"ni inceleyen beş kitap, "SSCB'de sosyalizmin zaferi ve kapitalizmin yeniden inşası sorunları", "Sosyalizmde meta üretimi ve değer yasası", "Sosyalizmde ücret sorunu", "İşsizliğin tarihi", "Kuzey Kürdistan'da kapitalizmin gelişmesi"nin de aralarında bulunduğu onlarca kitap; çeşitli teorik dergi ve kendi blogunda olmak üzere yüzlerce makale yayınladı. O, coğrafyamızda, kapitalizmde artıdeğer sömürüsünün açığa çıkarılmasını, kapitalizm ve özel mülkiyete son vermek için işçi sınıfına bilinç götürülmesi ve örgütlenmesini kendisine ilk ve esas görev bildi. Parti, işçi sınıfı ve sosyalizm kavramları arasındaki kopmaz doğrudan ilişkinin proletarya ve insanlığın kurtuluşu için zorunlu olduğunu düşündü ve söyledi. Onun kitapları ve yazıları, komünistlerin başvurduğu marksist leninist kaynaklardı.
Tutkulu devrimcilik döneminin (70'li ve 90'lı yıllar), ML teorik üretim ve çalışmalarının sabırlı ve istikrarlı, kararlı, çalışma disiplinine sahip bir kadrosuydu. Marksist leninist komünist hareketin teorisyenlerinden biriydi. ML teorik birikimi ve diyalektik materyalist yöntemden aldığı güçle troçkizme, modern revizyonizme, maoizme ve post marksizme karşı etkili teorik-ideolojik mücadele yürüttü. Marksizmi, leninizmi büyük bir bağlılık ve cesaretle savundu. ML öğreti ve ideolojiden taviz vermedi.
Bize bıraktığı son bir yazısında şu ifadelere yer veriyordu: "Her partili, partiye gönül bağlamış olanlar ilkelerimize; bizi biz yapan değerlere sahip çıkmalıdır. Bütün cihan üstüme gelse de ilkelerimden vazgeçmem!"
"Dogmatik ve doktriner" eleştirilerine takılmadan ML ilkeleri savundu. Aynı yazıda şunları yazdı: "Örneğin, sosyalizm kavramı. Bu kavram birçok çevre, akım tarafından kullanılmaktadır. Marksizm-leninizm, troçkizm, maoizm, post-marksizm vb. bu kavramı kullanıyorlar. Ancak bu kavramın kullanılıyor olması en fazlasıyla hedef konusunda ortak bir kavramın kullanılıyor olmasının ötesine asla geçmez. Ne var ki iş, ilke meselesine gelince sosyalizmi ortak kavram olarak kullanan farklı akımlar arasında asla bir ortaklaşma olmadığı görülür. Anarşizm gibi troçkizm de, topu birden post-marksizm de ilke konusunda marksizm-leninizmle ortaklaşamaz. Örneğin proletarya diktatörlüğü dendiği zaman marksizm-leninizm bundan sosyalizmi, sınıf diktatörlüğünü anlayacaktır; anarşizm proletarya diktatörlüğü devlettir diyecek ve bunu reddedecektir; bütün renkleriyle post-marksizm sınıf diktatörlüğü anlamına gelen proletarya diktatörlüğünü reddederek 'sosyal, sınıflı' devlet arayacaktır ve troçkizm hepsini reddedecek, proletarya diktatörlüğü sosyalizm değildir, kapitalizmden sosyalizme geçiştir, sosyalizm sınıfsız, parasız-pulsuz bir düzendir diyecektir. Demek ki, önemli olan, bağlayıcı olan ilkedir."
Lenin, Stalin, Enver Hoca yoldaşlar gibi, ML aleyhtarı akımlara karşı onların mücadele yöntemi ve deneyimini kendisine rehber edindi. ML öğretiyi, Lenin'i ve Stalin'i savundu. Onların öğrencisi olduğunu konuşmaları ve yazılarında hep yansıttı. Bazen subjektivizme kaydığı da oldu.
Doktor yoldaşta bilimsel şüphecilik abartılıydı. Bunda, uluslararası ve Türkiye komünist hareketinin tarihi deney ve birikimlerinden kaynaklı araştırma ve incelemelerin ortaya çıkardıklarının; coğrafyamızda partiyi siyasi ve örgütsel bakımlardan yeterince yaşayamamasının payı büyüktür. Bu durum, onu abartılı şüpheciliğe savurabildi. Bazı konularda savunmacı ve tutucu pozisyonlara sürüklenmesine neden oldu. Zaman zaman teorik birikimi ve yeteneğiyle, soyutlama gücüyle teorik alanda sunabileceği katkıları engelledi. Ama bu, onun ML savunusunu hiçbir zaman etkisiz ve değersiz kılmadı.
Hasta yatağında gülerek espri ve sitemle karışık şunları söylemişti: "Benim yaptığım teorik çalışmalara karşı bazı yoldaşlar gibi sen de, önce parti çalışmaları yoldaş diyordun... Oysa benim kitap çalışmalarım da parti, devrim ve sosyalizm çalışmalarıydı."
Elbette teorik ve pratik mücadeleyi bir arada götürmek gerekiyordu. Doktoru sadece dünyayı yorumlayan aydın olmaktan çıkaran şey de, dünyayı değiştirmeye yönelik zihinsel ve pratik faaliyetinin birleştirilmesi gerçeğiydi. Doktor yoldaş, güncel siyasal gelişmeler ve örgütsel çalışmalarla çok ilgiliydi. Dünyaya, sosyal ve siyasal gelişmelere ML görüş açısıyla baktı, yorumladı ve yazdı. "Sol"da bazı kesimler, doktor yoldaşın ML'e bağlığını, "dogmatik" ya da "doktriner" olarak değerlendirdi. Oysa, o, devrimci hareketteki tasfiyeciliğin, reformist ve liberal savrulmanın farkındaydı. Onun yaşamında modern revizyonizme, troçkizme, reformizme ve küçükburjuva sosyalizmine karşı teorik ve ideolojik mücadele en kritik yeri tutar.
YÜZÜ VE AKLI DEVRİMİ, PARTİYİ YAŞAMAYA DÖNÜKTÜ
Doktor yoldaşın partili ortamlara ilgisi, özlemi, sevgisi ve heyecanı çok güçlüydü. Bir çocuğun gizlenemez sevinci gibi!
Doktorluk unvanı, akademik bir unvandı. Ama o, teorik çalışma ve üretimin dışında bir partili kadro olarak sınıf mücadelesinin örgütsel ve siyasal alanlarında da pratik olarak yer almaya çalışan bir yoldaşımızdı. Partinin her alandaki varlığını ve yayınlarını dikkatle ve disiplinli biçimde takip eder, izler, inceler, yorumlar; önemli bulduğu konuları parti organlarında tartışırdı.
"Parti ortamları" onun partiyi yaşadığı, tanıdığı, partiye dokunduğu en mutlu anlardı. O ortamlarda; siyasal ve örgütsel sorunların aşılması konularındaki düşünce ve yaklaşımlarını büyük bir özgüven ve kararlılıkla ifade ederdi. Talep edildiğinde ya da görev verildiğinde sorunların aşılmasına ortak olurdu. Bir partili olarak parti teorisi, programı, stratejisi ve taktiğinin savunulması ve uygulanmasının hassas bir takipçisiydi.
Partinin zor dönemlerinde, kendisine verilen bütün görevleri, risk, yetersizlik ve deney yoksunluğu demeden, arkasına bakmadan yerine getirmeye çalışırdı. En zor koşullarda, en elverişsiz mekanlarda yaşadı, çalışmalarını sürdürdü. Ailesi bakımından tereddütler yaşamadan yıllarca profesyonel devrimci olarak çalıştı. Yerleşik bazı alışkanlıklarını terk etmede zorlansa da, pratik adımlar attı.
ŞOVENİZM VE SOSYAL ŞOVENİZME KARŞI DURDU
Kürdistan'da yürütülen kirli savaşın ürettiği ve estirdiği şovenizm ve sosyal şovenizm dalgasına karşı mücadele etti. Bir ezen ulus komünisti gibi davrandı. Devrimci hareket içinde, önder kadrolar dahil birçok devrimcinin şovenizme ve sosyal şovenizme savrulduğu, "ulusal devrimci"liğe yöneldiği kritik zamanlarda; Kürt özgürlük hareketi ya da onunla ittifak içinde olan parti ve örgütlerle görünmenin büyük risk taşıdığı tarihsel bir dönemde, doktor yoldaşımız çevresindeki kuşatmaya rağmen eğilmedi, devrimci durdu. Bunun bedelini ödemeye hazır olduğunu gösterdi. Rojava Devrimini savundu ve sahiplendi. ICOR heyeti içinde yer aldı. Rojava Devriminin heyecanı, onuru ve duygusunu yaşadı. Kürt özgürlük hareketi ve Rojava Devrimi üzerine onlarca makale yazdı.
ENTERNASYONAL BİR DEVRİMCİYDİ
Dünya komünist hareketinin yaşadığı örgütsel ve ideolojik kriz koşullarında ML teori ve ilkeleri, yaşanmış sosyalizm pratiği ve ürünlerini yüksek bir bilinçle, cesaret ve güvenle savundu ve propaganda etti.
Uluslararası toplantı, konferans, sempozyum, panel ve gösterilerde yer aldı. Dünyada ve Avrupa'da yeni kurulan devrimci grup ve partilerin talepleri üzerine, MLKP'nin siyasi ve örgütsel deneyim ve birikimlerinin anlatılması ve aktarılmasını enternasyonalizm ilkesinin bir gereği gördü. Bazı yapıların eğitim toplantılarına katıldı. Zira proletarya enternasyonalizmi teorik ve soyut bir kavram değil, emek-sermaye çelişkisi ekseninde, yoldaş partiler arasında gerçek ilişkiler üzerinden yürütülen teorik, siyasi ve örgütsel işbirliği, cepheleşme ve ortaklaşma eylemiydi.
Enternasyonalizm ilkesine bağılılığını sadece coğrafyadaki ezilen ulus ve halklar nezdinde değil, bölgesel ve uluslararası alanda komünist parti, grup ve bireylerle olan ilişkilerinde de yansıttı. Enternasyonal çalışmalarda, birçok ülkeyi ziyaret eden parti heyetlerinin içinde yer aldı. Başta Avrupa ülkeleri gelmek üzeri, Ortadoğu, Balkanlar ve dünyanın birçok ülkesinde devrimci parti, grup ve platformlarla enternasyonal ilişkilerin pratikleşmesinde yer aldı. 2000'li yılların başında Ortadoğu ve Balkanlarda kurulan bölgesel antiemperyalist mücadele koordinasyonlarının kurucularındandı. Yine devrimci parti ve grupların oluşturduğu ICOR'un kuruluşu, program ve tüzüğünün yapılmasında önemli katkıları oldu.
Ölümsüzlüğünün 1. yılında İ. Okçuoğlu'nu bize bıraktığı devrimci mirasıyla anlamalı ve anmalıyız. Doktor yoldaş ölümsüzdür!