GÜNCEL
Hrant Dink 12. yılında katledildiği yerde anıldı
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 12. yılında vurulduğu yerde anıldı.
Agos Gazetesi kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 12. yılında katledildiği Agos Gazetesi önünde anıldı.
Agos gazetesi binasına "Adalet istiyoruz. Hrant 12", "Vazgeçmiyoruz Ahparig!" ve "Hrant için adalet için" pankartları asıldı.
Anmaya HDP milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Şık, Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aydoğan, Sanatçı Nur Sürer, Cumartesi Anneleri, aralarında ESP Genel Başkanvekili Şahin Tümüklü, HDP, Halkevleri, EMEP'in de aralarında olduğu siyasi parti, demokratik kitle örgütleri katıldı.
YOLLAR POLİSLER TARAFINDAN KAPATILDI
Anmanın yapıldığı alana çıkan yollar araç trafiğine kapatıldı. Anmaya gelenler ellerinde "Hrant için adalet için", "Yaşasın işçilerin dayanışması, halkların kardeşliği", "Hepimiz Hrant'ız" dövizleri ile Dink'in fotoğrafları taşınarak alana girdi.
ERMENİCE AĞITLAR YÜKSELDİ
Dink'in vurulduğu gazete binası önünde mum ve karanfiller bırakılırken, Ermenice ağıtlar seslendirildi, "Hrant için adalet için", "Buradayız Ahparig", "Hepimiz Hrant'ız hepimiz Ermeniz" , " Faşizme inat kardeşimsin Hrant" sloganları atıldı.
Batman'da zorunlu askerliğini yaparken katledilen Sevag Balıkçı'da unutulmadı.
OSMAN KAVALA MESAJ GÖNDERDİ
Anmada Hrant Dink'in arkadaşı tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın gönderdiği mesaj okundu. Kavala, Silivri'de olduğu için bu yıl ki anmaya katılamamaktan duyduğu üzüntüyü iletti. "Hrant için adalet talep etmenin ne kadar önemli olduğunu görüyorum. 12 yılında önce burada insanların kardeşlerine ne kadar kolay silah doğrultabileceğini gördük" diyen Kavala, bu ülkede katledilen insanlar ve onların çocukları için adalet çağrısı yaptı.
'12. KEZ SENİ ARAMIZDAN ALAN KARANLIĞA İNAT...'
Hrant Dink'in arkadaşları adına ortak açıklamayı 70 yıl önce katledilen Sebahattin Ali'nin kızı Filiz Ali okudu. Filiz Ali, "12. kez seni aramızdan alan karanlığa inat senin kurduğun gazeteden sesleniyoruz" dedi. "Bizi acılarda akraba edenlerin kurdurduğu ve ne yazık ki her geçen gün büyüyen geniş ailemizin en eski üyelerinden biri olarak sesleniyorum bugün sana" diyen Filiz Ali, babası Sabahattin Ali'nin, 1948 yılında Ankara'dan İstanbul'a doğru yola çıktığını ve bir daha geri dönmediğini söyledi.
"Gözaltında kaybedilen ve akıbetini hala bilemediğimiz babam ne yazık ki bu ülke tarihinin ne ilk ne de son kaybı oldu. Babamı 'milli hislerle galeyana geldiği için' öldürdüğünü söyleyen katilin, seni öldüren ve sonrasında bayrağın önünde poz veren katilden farkı yoktu" diyen Filiz Ali, katliamın bugüne kadar gelmiş geçmiş iktidarlar tarafından ısrarla aydınlatılmadığını belirtti.
Filiz Ali, babasının hunharca öldürülmesinin yarattığı dehşet ve korkunun, toplumu suskunluğa sevk ettiğini ve muhalefeti sindirmek isteyenlere de cesaret verdiğini söyledi.
"Her on yılda bir tekrarlanan askeri darbeler ile karanlık güçler denen, aslında içimizden birileri, diğerlerini yok etmeye devam ettiler. Öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından toplumda gitgide derinleşen ve hiç bir biçimde tedavi edilemeyecek yaralar açıldı" diyen Filiz Ali şöyle devam etti:
"Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy bize Ocak soğuğundan bakıyorlar, bugün burada bizimleler. Yasemin Cebenoyan Aralık'tan bakıyor bize. Şubat'ın ayazında Abdi İpekçi var.
"Babam kayıptır dedim, Cumartesi Anneleri / İnsanları 1995 yılından beri Galatasaray Meydanı'nda babamın, 1915, 24 Nisan'ında İstanbul'da gözaltına alınarak trenlere bindirilen Ermeni aydınlarının, 70'lerden beri Türkiye'de kaybedilen yüzlerce insanın akıbetini soruyorlar, Türkiye tarihine bir hakikat meydanı armağan eden bu insanlar kar kış, saldırı, gözaltı dinlemeden on yıllardır kayıplarını sormaya devam ediyorlar. "
Hrant Dink'e seslenen Filiz Ali, aradan geçen yıla ilişkin iyi haber vermek istese de "Yazarlar, kültür insanları, siyasetçiler, gazeteciler hapiste, haklarında iddianame bile hazırlanmadan, neden olduğunu bilmeksizin cezaevinde aylarını, yıllarını geçiriyorlar. Uluslararası mahkeme kararları hiçe sayılıyor, imzacısı olduğumuz sözleşmelere uyulmuyor, hukuksuz bir hukukla insanlar özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor" dedi.
"Cumartesi Anneleri / İnsanları artık meydanlarında değil, ara sokaklarda toplanıp soruyorlar kayıplarının akıbetini. Babamın kaybedilmesinden 70 yıl sonra gelinen noktada toplum, toptan pasifize edilmiş, her türlü haksızlık, hukuksuzluk, cinayet ve dehşeti kanıksamış durumda" diyen Filiz Ali, umutsuz olmadıklarını ve susmadıklarını söyleyerek "Bir yere gitmiyoruz, vazgeçmiyoruz. Seni öldürdüklerinde henüz çocuk olanlar bugün burada, aramızda, öldürülmenizin peşine düşüyorlar, soru soruyorlar, susmuyorlar" diye konuştu.
'BİZ BİTTİ DEMEDEN BU DAVA BİTMEZ'
Dink'in arkadaşlarından Bülent Aydın, Mart ayında Hrant Dink'in mahkemesinin 88. duruşmasının yapılacağını hatırlatarak başlattıkları adalet mücadelesinin başka adalet arayışlarına güç verdiğini kaydetti.
Aydın, 'Vur emrini' kimin verdiğini, katillerin nasıl korunduğunu bilmediklerini ve 12 yıldır bu meydanda haykırdıkları gibi mahkemede de "Biz bitti demeden bu dava bitmez" dediklerini söyledi.
Hrant Dink'i anmanın yolunun onun mücadele yolundan geçtiğini vurgulayan Aydın, "Hrant Dink içimizdeki acı kadar umudun da simgesidir" diyerek barışa inanan insanlar olarak "Faşizme inat kardeşimsin Hrant" dedi.
ANMADA POLİSİN LEYLA GÜVEN TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ
Öte yandan anmanın yapılacağı alana yürüyüş düzenlendi. Cevahir AVM önünden bir araya gelen kitle buradan gazete binasına doğru yürüyüşe geçti. "Katilleri tanıyoruz" yazılı pankartı arkasında yürüyüşe geçen kitle, Dink ile birlikte katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin fotoğraflarını taşıdı.
Yürüyüşe HDP milletvekillerinin yanı sıra il yöneticilerinen oluşan kalabalık bir grup da katıldı. Partililer ellerinde 73 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in posterleri ile yürümek isteyince etrafları polis tarafından sarıldı.
Güven'in posterlerinin taşınmasının yasak olduğunu belirten polislere, HDP'li vekiller Leyla Güven'in bir parlamanter olduğunu hatırlatarak fotoğrafların taşınmasının yasak olamayacağını yanıtı verdi.
O anlarda HDP'liler ve yürüyüşe katılanlar "Leyla Güven onurumuzdur" sloganı atıp, zılgıt çekerek polisin bu tutumuna tepki gösterdi. Kitle polisin engelleme girişimlerine rağmen ellerinde Güven'in posterleri ile yürüyüşe devam etti.