25 Kasım 2024 Pazartesi

Hiranur Vakfı'nda istismar davasına yayın yasağı getirildi, 27 Şubat'a ertelendi

Hiranur Vakfı'nda H.K.G.'nin 6 yaşında "evlendirilerek" yıllarca sistematik istismara uğramasına ilişkin davanın ilk duruşması Anadolu Adliyesi'nde görüldü. Cemaatçilerin provoke etmeye çalıştığı duruşmayı ülkenin dört bir yanından gelen avukatlar ve hak savunucuları izledi. Tüm müdahillik taleplerinin reddedildiği duruşmada davanın izleyiciye kapalı görülmesi ve yayın yasağı kararı verildi. Duruşma 27 Şubat'a ertelendi.

Hiranur Vakfı'nda 6 yaşında evlendirilerek yıllar boyu sistematik istismara uğrayan H.K.G'yi evlendiren Hiranur Vakfı kurucusu olan babası Yusuf Ziya Gümüşel ve evlendirildiği istismarcı Kadir İstekli'nin tutuklu, anne Fatma Gümüşel'in ise tutuksuz olarak "zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması Anadolu Adliyesi 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

SALON ÖNÜNE BARİKAT
Duruşma başlamadan salon önüne barikat kuran polis ve güvenlik basın emekçilerinin ve izleyicilerin salona alınmayacağı yönünde kendilerine sözlü talimat verildiğini söyledi. Keyfi karara tepki gösteren avukatlar duruşmaların aleni olduğunu ve herkesin izleyebileceğini, şayet böyle bir bir karar varsa kendilerine tebliğini istedi.

CEMAAT VE TARİKAT ÜYELERİNDEN PROVOKASYON GİRİŞİMİ
Güvenlik ve polis avukatları provoke etmeye çalışırken, cemaat ve tarikat üyeleri de provokasyon çıkarmaya çalıştı. Yaşanan arbedenin ardından izleyici ve avukat sayısının çokluğu nedeniyle duruşma daha büyük bir salona taşındı, basın emekçileri de salona geçti.

Duruşmayı, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekillerinin yanı sıra ülkenin dört bir yanındaki barolar, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda kadın izledi.

DURUŞMA USUL ESASLARINA AYKIRI BAŞLADI
Duruşma çok sayıda baronun katılma talebinin alınmasıyla başladı. Avukatlar bunun usulsüz olduğunu ifade ederek önce iddianamenin okunması ve SEGBİS kaydının açılması gerektiğinin altını çizdi. Mahkemenin usul esaslarına uymadığını vurgulayan çok sayıda baro temsilcisi, iddianame okunmadan ve SEGBİS kaydı açılmadan müdahillik talebinde bulunmayı reddetti.

Mahkeme başkanı talepte bulunan ve adil yargılanma hakkının çiğnendiğine işaret eden avukatları "Sözlerinize dikkat edin" diyerek tehdit etti.

SARAÇ'TAN MAHKEME HEYETİNE: BU DAVADAN ÇEKİLİN
İstanbul Barosu başkanı Filiz Saraç, ilgili BM sözleşmesinin 3. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organlarının çocuğunun yararının korunmasına yönelik karar almak zorunda olduklarını hatırlattı. Bu davanın ülkedeki tüm çocukları ilgilendirdiğini kaydeden Saraç, ülkenin dört bir yanından gelen avukatların ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin kamu vicdanını derinden yaralayan bu olayda adaletin sağlanması için burada olduğunu dile getirdi. Mahkemenin adil yargılanmanın gerçekleşebilmesi için avukatların taleplerini görmezden geldiğini vurgulayan Saraç, "Heyetiniz bu davadan çekilmeyi düşünmelidir" dedi. Saraç, tüm baroların ve demokratik kitle örgütlerinin katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi ve İstanbul Barosu olarak ancak usul kuralları uygulandıktan sonra sözlü beyanda bulunacaklarını belirtti.

'BU SUÇ TÜM TOPLUMA KARŞI İŞLENMİŞTİR'
İddianamenin okunması sonrası müdahillik taleplerine ilişkin beyanda bulunan Türkiye'nin dört bir yanındaki barolar adına duruşmaya katılan avukatlar, davanın toplumsallığına işaret etti ve barolar olarak davaya müdahil olmak ve çocukları korumakla yükümlü olduklarını belirtti. Baroların böyle bir davada hem anayasal hem de topluma karşı sorumluluk sahibi olduğunu vurgulayan avukatlar, işlenen suçun sadece H.K.G'ye değil tüm topluma karşı işlendiğini, istismarın sistematik ve kurumsal olarak gerçekleştiğini dile getirdi ve davaya müdahillik talebinde bulundu.

Avukatların ısrarı sonucu SEGBİS kaydı açıldı ve iddianame okundu. Dava sanıklarından H.K.G'nin annesi Fatma Gümüşel, hasta olduğuna ilişkin rapor vererek duruşmaya katılmadı.

Duruşmaların gizli yapılacağına dair endişelere de dikkat çeken avukatlar, bu davanın aleni bir şekilde, kamuya açık görülmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez, duruşmanın başından itibaren usule aykırı ve hukuksuzluklarla dolu bir şekilde ilerlediğine dikkat çekti.

Türkiye'nin dört bir yanından binlerce kilometre katederek gelen yüzlerce avukatın bu mahkeme salonunda bağımsız savunmayı ve kamu vicdanını temsil ettiğini dile getiren Suiçmez, davanın tarihi bir dava olduğunu vurguladı ve baroların davaya katılma taleplerinin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Suiçmez, bu davayla binlerce çocuk ve kadının sesine ses olunabileceğini vurgulayarak, soruşturmayı kapalı görme ihtimalinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Baroların katılma talepleri alındıktan sonra duruşma kadın ve çocuk hakları örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütlerinin katılım talebiyle devam etti.

KERESTECİOĞLU: O VAKIFTAKİ DİĞER ÇOCUKLARA NE OLDU?
HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, bu çocuk istismarına ilişkin meclis araştırma komisyonunda yer aldığını belirterek, sözlerine iddianamenin okunması, SEGBİS sisteminin açılması, büyük salona geçilmesi gibi doğalında yapılması gereken şeyler için talepte bulunmak zorunda kalmalarına tepki gösterdi.

HDP'nin de davada müdahillik talebi olduğunu belirten Kerestecioğlu, bu ülkede çocuk istismarının da kadına yönelik şiddetin de tüm baroları, siyasi partileri ve tüm toplumu ilgilendirdiğinin altını çizdi. Kerestecioğlu, "Biz, erkek egemenliği ve devletin cemaatlere, tarikatlere denetimsiz bir şekilde yol vermesi nedeniyle buradayız. Ve aynı zamanda çok cesur bir kadınla dayanışmak için buradayız" ifadelerini kullandı.
"Bu vakıftaki başka çocuklara ne oldu? Kendi çocuğuna bunu reva gören birisinin olduğu vakıfta başka çocuklara ne oldu" diye soran Kerestecioğlu, bu yargılama sonucunda verilecek kararla başka pek çok çocuğa da cesaret verilebileceğini vurguladı.

AKP'Lİ AVUKATLARDAN 'İSLAM DÜŞMANLIĞI' SUÇLAMASI
CHP milletvekili Suzan Şahin, burada olmaktan ve böyle bir olaya tanıklık etmekten, sürekli tanıklık ediyor olmaktan büyük bir utanç duyduğunu söyledi. Buradaki amaçlarının bu insanlık suçunda tüm failleri tespit etmek, kimlerin katkı sunduğunu, yardım ve yataklık ettiğini ortaya çıkarmak ve tüm faillere alabilecekleri en büyük cezayı vermek olduğunu söyleyen Şahin, çocukları, kadınları ve tüm toplumu bu istismarcı, gerici zihniyetten korumak istediklerini vurguladı.

AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan, kendilerinin de katılma talebi olduğunu belirtti ve kendisinden önce beyanlarda bulunan avukatların ve temsilcilerin İslam karşıtlığına giden ifadeler kullandığını öne sürerek hedef gösterdi. "Suçun şahsiliği" ilkesine sığınan İlhan, yaşanan istismarın münferit bir olay olduğunu savundu.

Duruşma, demokratik kitle örgütlerinin katılma taleplerine ilişkin beyanlarıyla devam etti. Bazı avukatların cemaat ve tarikat yapılanmalarındaki istismar olaylarının sistematikliğine dikkat çekmesi üzerine, AKP'li avukatlar "Biz bu meseleyi siyaset üstü olarak görüyoruz" dedi ve kadın ve çocuk hakları savunucularını İslam düşmanlığıyla suçladı.

Avukat Sibel Suiçmez, İslam düşmanlığı iddialarına tepki göstererek, insan haklarına aykırı her türlü davranış ve görüşü eleştirme hakkına sahip olduklarının altını çizdi.

SANIK AVUKATLARI: İSLAM'A VE CEMAATLERE HAKARET EDENLERİN TALEPLERİNİ REDDEDİN
Katılma talepleri alındıktan sonra sanık avukatlarına katılma taleplerine ilişkin beyanları soruldu. Avukat Eyüp Akıncı, müşteki ve vekili ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hariç tüm katılma taleplerinin reddini, duruşmanın ise kapalı görülmesini istedi.

"Dosyayla ilgisiz iddiaların somut tespit olarak öne sürüldüğünü" iddia eden Akıncı, bu nedenle duruşmanın kapalı yapılması gerektiğini savundu. Katılma talebinde bulunan TİP, Sol Parti, HKP başta olmak üzere siyasi partilerin avukatlarını hedef gösteren Akıncı, "Verdikleri beyanları aynen kendilerine ve partilerine iade etmek istiyoruz" dedi.

Fatma Gümüşel'in avukatı Fatih Atalay, duruşma başından beri masumiyet karinesinin ihlal edildiğini, müvekkillerinin peşinen mahkum edildiğini ve her türlü hakarete maruz kaldığını öne sürdü. Katılma talebinde bulunan avukatların İslam'a ve müslümanlara kin kustuğunu söyleyen Atalay, "Bin yıldır Müslüman olan Türk toplumunun yaşadığı Anadolu coğrafyasının islamlaşmasında büyük katkısı olan cemaatlere hakaret eden kişilerin müdahillik taleplerinin reddinin gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Salonda bulunan çok sayıda avukat sanık avukatlarının beyanlarına tepki gösterirken, mahkeme "Onlar sizi dinledi, siz de onları dinleyeceksiniz" diyerek sanık avukatlarını korudu. Atalay, baroların katılma talebinin "tribünlere oynamak" olduğunu öne sürdü ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hariç tüm katılma taleplerinin reddini talep etti.

Sanık avukatları Ziya Engin Kartal, Bulut Müslüm Gezer ve Mehmet Okatan da bakanlık haricindeki müdahillik taleplerinin reddini ve duruşmaların kapalı görülmesini istedi.

MAHKEME SANIK AVUKATLARININ TALEPLERİNİ KABUL ETTİ
Savcılık da sanık avukatlarının taleplerini tekrarladı.

Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının tüm taleplerini kabul etti ve davaya yayın yasağı getirdi. Duruşmaya 16.30'a kadar ara veren mahkeme, salonun boşaltılması talimatını verdi. Avukatlar karara alkışlar ve "Siz de bir gün yargılanacaksınız, utanın kendinizden" ifadeleriyle tepki gösterdi.

Duruşma 27 Şubat'a ertelendi.