HDP Kadın Meclisi: HES'lerle halkın hafızası yok ediliyor
HDP Kadın Meclisi, "Kadın mücadelesi her yerde" kampanyası kapsamında Zilan Deresi'nde yapılan HES'i protesto etti. Açıklamada, "Hasankeyf'ten Gelîyê Zilan'a beton ve su altına gömülmek istenen halkın hafızasıdır" denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi'nin "Kadın mücadelesi her yerde" kampanyası kapsamında Van Zilan Deresi'nde yapılan HES projesi protest edildi.
HDP Erciş İlçe binası önünde yapılan eyleme HDP Milletvekili Muazzez Orhan, TJA ativistleri ile HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı.
Açıklama yapan Orhan, Türkiye'de halkın ihtiyaçlarını gözetmeyen, doğal dengeyi öngörmeyen ve ekolojik tahribatı amaç edinen bir iktidarın olduğunu söyledi. Orhan, "Yandaş şirketlerin rantını, karını esas alan AKP iktidarının bölgemize yönelik HES projelerinin ayrıca amaçları bulunmaktadır. AKP, Kürt coğrafyasında HES'lerle hem bir ekoloji kırımı yapmaktadır. Hem bu iş için seçtiği yerlere bakılınca bir tür kültür ve hafıza kırımını amaçlamaktadır. HES Projeleri ile halkın olan 'suyu kullanma hakkı' özel şirketlere verilmekte, binlerce ağacın kesilmesine, ormanların yok edilmesine, erozyona, toprak kayması riskinin oluşmasına, doğal bitki örtüsünün zarar görmesine neden olunmaktadır. Nehir ve derelerin doğal akış yönleri değiştirilmekte, yüzey sularının kurumasıyla etraftaki canlı türleri yok olmaktadır. Bu projelerin açığa çıkardığı hafriyat, çoğu zaman dere yataklarına boşaltılmaktadır. İktidar ülkeyi baştanbaşa, Cudi'den Kaz dağlarına, Artvin'den, Kızılırmak'a ve Antalya'ya varana kadar her su kaynağını HES şantiyesine çeviriyor. Doğal yaşamın kaynağı olan suları ve ağaçları ranta ve betona teslim ediyor" dedi.
'DANIŞTAY KARARINA RAĞMEN HES YAPILIYOR'
2014'te Danıştay'ın verdiği durdurma kararına rağmen HES inşasının sürdüğünü hatırlatan Orhan, şu bilgileri paylaştı: "Söz konusu bu projeye Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun gerekli olmadığı kararını verebilmiştir. Ancak biz biliyor ve görüyoruz ki bu bölgede bir HES yapımının geri döndürülemez tahribatları olacaktır. Mahkemenin kararı üzerine Gökakım Elektrik Üretim AŞ tarafından başlatılan inşaat burada yaşayan yurttaşların itirazları sonucu durduruldu. Ancak AKP iktidarı, HES'in yapılacağı arazilere ilişkin acil bir kamulaştırma kararı çıkarttı ve bu doğa katliamında ısrar edildi. Bugün mevcut yargı kararına ve ÇED raporu olmamasına rağmen Zilan Deresi'nin ekolojik ve kültürel mirası tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bölgenin flora ve fauna yapısı zarar göreceği gibi, HES ile birlikte tarım ve hayvancılık da büyük zarara uğrayacaktır. Söz konusu bölgede yapılan mera hayvancılığı için suyun betona hapsedilmesinin bölge ekonomisi çökerteceği bilinmelidir. Bu kapsamdaki derelerden su ihtiyacını karşılayan hayvanların yaşam çevresini daraltmanın izah edilecek tarafı yoktur."
'DOĞAMIZA, YAŞAMIMIZA SAHİP ÇIKMAK HEPİMİZİN GÖREVİ'
HES projeleri nedeniyle bölge halkının göçle karşı karşıya kaldığını ifade eden Orhan, şu çağrıyı yaptı: "Hasankeyf'ten Gelîyê Zilan'a beton ve su altına gömülmek istenen halkın hafızasıdır. Bizler iktidara rağmen bu hafızayı, ekolojiyi, kültürümüzü koruyacağız. Halkımıza ve tüm ekoloji savunucularına çağrımız; bu politikaları yapanları asla affetmemesi ve her yerde hesap sormasıdır. Bu iktidarın doğa talancısı zihniyet ve politikalarına karşı doğamıza ve yaşamımıza sahip çıkmak ve mücadele etmek hepimizin görevidir. Ormanlar nefesimiz sular hayatımızdır. Bunu ancak hep birlikte yaparsak başarabiliriz."