HDP Kadın Meclisi 25 Kasım'ın startını verdi
İzmir'de düzenlediği açıklamayla HDP Kadın Meclisi, 25 Kasım'ın startını verdi. Bu 25 Kasım'da da şiddete, savaşa, yoksulluğa karşı isyanda olduklarını kaydeden HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, sokakta da Meclis'te de erkek egemen sisteme karşı direnişi sürdüreceklerini yineledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 25 Kasım'ın startını İzmir'de gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla verdi. Açıklamaya, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Kadın Koordinasyonu üyeleri, milletvekilleri, SYKP, DBP, ESP, Yeşil Sol Kadınlar, Barış Anneleri, Direnişin Renkleri, DAD Kadın Meclisi, Anyakay-Der, Mor Dayanışma, TJA, Ege Tuhay-Der, Kampüs Cadıları, İzmir Özgür Öğrenci İnisiyatifi, Özgür Baretliler, MMO İzmir de katıldı.
25 Kasım'ın tarihini hatırlatan Başaran, Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin Dominik Cumhuriyetinde Trujillo diktatörlüğüne karşı katledilişlerinin 62. yılı olduğunu hatırlattı. Kadınların isyanın İran sokaklarında Jina, Şili'de Las Tesis, Meksika'da Ni Una Menos, Kürdistan ve Ortadoğu'da "jin jiyan azadî" olduğunu kaydeden Başaran, "Bir kartopu gibi gittikçe büyüyen kadın mücadelesi, tüm engellere karşı dayanışma içinde mücadelesini dünyanın dört bir yanında sürdürüyor ve sürdürmeye devam edecek" dedi.
'ÖZGÜR YAŞAMI DOKUYANLARIZ'
Katledilen kadınları anan, direnen kadınları selamlayan Başaran, tüm dünyada kadınların erkek egemen sisteme, kapitalizme, faşizme karşı mücadele ederken erkek iktidarların kadınların sesini kısmaya çalıştığını da söyledi. Başaran, "Haklarımıza ve kazanımlarımıza yönelik saldırılar karşısında direnenler olduğumuz içindir bize yönelik bu saldırılar. Kayyım siyasetine karşı 'eşbaşkanlık mor çizgimizdir' diyenler olduğumuz içindir bu saldırılar. Baskı, gözaltı ve tutuklamalarla sindiremediğiniz bir mücadelenin devamcılarıyız. Fabrikalarda, atölyelerde her türlü emek sömürüsüne, işten çıkarmalara tacize baskıya karşı direnişi örgütleyenleriz. Tek bir saç telinden bir isyan, kalemimizden dökülen kelimelerden özgür yaşamı dokuyanlarız" ifadelerini kullandı.
'SOKAKTA MECLİSTE İSYANIMIZI BÜYÜTECEĞİZ'
Başaran, şöyle devam etti: "İktidar, anayasa değişikliği ile baskıcı aile tanımını yasallığa kavuşturmak istiyor. Bakanlıktan 'Kadın'ı çıkartıp 'Aile' tanımlaması getiren iktidar, şimdi de bu kavramı yasal bir kılıfa büründürmek istiyor. Erkek egemen AKP iktidarının bahsettiği aile kadınlar için erkek şiddetidir, kadını erkeğe bağımlı hale getirmek, kamusal alandan uzaklaştırmak, daha çok bakım yükümlülüğü altında ezmek demek, LGBTİ+ düşmanlığını daha fazla körüklemek demektir. İktidara şunu söylüyoruz: Kadınlar evlere hapsolmayacak. Alanlar bizim. Sokaklar bizim. Meydanlar bizim. Siz yasal düzenlemeler yaparken biz alanlarda, meydanlarda, Meclis'te isyanımızı büyütmeye devam edeceğiz.
'KADINLARIN BÜTÇESİNİ BİZ KADINLAR OLUŞTURACAĞIZ'
Kadını ekonomik olarak erkeğe bağımlı kılmak için elinden geleni ardına koymayan iktidar, masa başlarında tümü erkeklerden oluşan bürokratlarla oluşturduğu bütçeyi de savaşa akıtıyor. Savaşan faturasını da halka kesmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanlığının 2022 yılı ilk 3 aylık örtülü harcamasıyla yüzbinlerce kadının erkeklerden bağımsızlaşarak asgari ihtiyaçlarını karşılayabileceği geliri sağlayacak koşullar oluşturulabilirdi. Kadınların barınmaya; şiddete maruz bırakıldığında gidebileceği mekanizmalara; eğitim ve yaşam giderlerini karşılayacak güvenceye; istihdam edilmeye; özel hijyen ürünlerine ve sağlık hizmetlerine ücretsiz ulaşmaya ihtiyacı var. Kadınlara dayatılan yoksulluğu ve savaş bütçesini kabul etmiyoruz; savaşa değil, kadınlara bütçe, diyoruz. Savaş bütçesi ile ayakta kalmaya çalışanlar şunu bilsin ki; kadın bütçesini yine biz kadınlar oluşturacağız. Aileye sıkıştırdığınız bakanlığı değil, Kadın Bakanlığını en güzel şekliyle, en kısa zamanda biz kuracağız!
'25 KASIM'DA ŞİDDETE, SAVAŞA, YOKSULLUĞA KARŞI İSYANDAYIZ'
İktidar, savaşı ve tecrit politikasını kendi ayakta kalabilmek için politikaları giderek derinleşiyor. İmralı'da uygulanan tecridin en ağırı bugün bir yönetim biçimi olarak başta cezaevlerinde olmak üzere topluma dayatılıyor 'İşkenceye sıfır tolerans' diyenler cezaevlerinde her gün tabutların çıkmasına göz yumuyor. Savaş kadınlar için yoksulluk, cinsel şiddet, taciz ve tecavüze maruz kalmak demek, savaş kadınlar için emeğinin, bedeninin sömürülmesi demek. Savaş ve kaostan beslenenler iktidarlarını sürdürmeye çalışsalar da kadınların isyanına, kadınların direnişine, kadınların mücadelesine çarpıyor. Bu 25 Kasım'da da şiddete, savaşa, yoksulluğa karşı isyandayız!
'SOKAKLARI DAR ETMEK İSTEYENLERE ÖRGÜTLÜ GÜCÜMÜZÜ GÖSTERECEĞİZ'
Erkek egemen iktidar saldırdıkça biz daha çok direnecek, mücadele edeceğiz, gözaltına aldıkça biz daha çok örgütleneceğiz, sus dedikçe biz daha çok sesimizi yükselteceğiz, yalana sarıldıkça biz hakikatin peşinden koşacağız. Bu 25 Kasım'da da jin, jiyan, azadî sloganımızı tüm dünya kadınlarının sesi ile birleştiriyor, alanlara, meydanlara akıyoruz. Erkek-devlet şiddetine 'no pasaran' diyoruz. Faşizme karşı jiyan olup umudu büyütüyoruz. Bizleri yok sayanlara karşı hayırımızı yükseltiyoruz. Sevgili kadınlar, bizlere sokakları dar etmek isteyenlere karşı hep birlikte örgütlü gücümüzü gösterme zamanı! Biz kadınlar değiştireceğiz! Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi kazanacak. Jin, jiyan, azadî."