5 Ekim 2024 Cumartesi

HDP İş ve Aş Buluşmaları için Karadeniz'de

HDP heyeti, Herkes İçin Adalet kampanyası kapsamında devam ettiği İş ve Aş Buluşmalarının 5'ncisi için Artvin'in Hopa ilçesine gitti. Buluşmalar öncesi düzenlenen basın toplantısında, "Hopa'nın çay üreticisinin, nakliyecinin, balıkçıların, esnafın derdini dinlemeye geldik. Saray her ne kadar gündemi zulüm, kamplaşma ve kutuplaşmayla kurmaya çalışsa da bizler vatandaşın  dertleriyle dertlenmeye geldik" denildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İş ve Aş Buluşmaları için Artvin'in Hopa ilçesinde basın toplantısı düzenledi.

Diyarbakır, İzmir, Van ve Mersin'den sonra Artvin'in Hopa ilçesinde çalışmalarını başlatan HDP heyeti, HDP Hopa İlçe binasında basın toplantısı düzenledi.

HDP Ekonomi Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere, Ekoloji Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Naci Sönmez, Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse ve Milletvekili Erol Katırcıoğlu'dan oluşan heyet 2 gün sürecek programa ilişkin bilgilendirme yaptı.

Basın toplantısında konuşan HDP Ekonomi Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, "İş ve Aş Buluşmaları kapsamında Diyarbakır, İzmir, Van ve Mersin'den sonra bugün de Karadeniz'deyiz, Hopa'dayız. Saray'ın gündemi zulüm, Saray'ın gündemi parti kapatmalar, Saray'ın gündemi İstanbul Sözleşmesi'ni iptal etmeler ama biz HDP olarak Saray'ın gündemine takılmayacağız. Biz halkın gündemiyle dertleneceğiz. Halkımızın gündemi işidir, aşıdır, yoksulluğudur. İş ve Aş Buluşmaları kapsamında Karadeniz'in yoksulluğuyla, işsizliğiyle, dertleriyle halkıyla dertleşeceğiz. İş ve Aş Buluşmaları kapsamında bugün ve yarın Karadeniz'i dinlemeye geldik" dedi.

Hopa'da çay üreticileri, nakliyeciler, balıkçılar, esnafın derdini dinlemeye geldiklerini söyleyen Paylan, "Bir yıldır Saray, pandemi nedeniyle vatandaşın burnundan getirdi. Hem işyerlerini kapattı hem de aç ve açıkta bıraktı. Hep 'maske, mesafe ve temizlik' dedi. Ancak dün AKP kongresinin yapıldığı salonda gördük ki AKP'liler için her şey mubah, lebaleb dolu salonlarda kongreler yapmak mubah" diye konuştu.

AKP iktidarının çay üreticilerini mağdur ettiğini söyleyen Paylan, "İki gün boyunca da Hopa'da kurumlarla görüşmeler yapacağız. Doğrudan çay üreticisine gideceğiz. Nakliyecilerle, esnafla, şoförlerle buluşacağız, hepsinin dertlerini dinleyeceğiz. Amacımız bu dertleri dinlemek ve Ankara'ya taşımaktır. Aynı zamanda çözüm önerileri sunmak üzere iki günlük buluşmaları yapacağız" diye belirtti.

'HOPA HALKI SERMAYENİN ABLUKASI ALTINDA'
Toplantıda konuşan HDP Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Menekşe Kızıldere de Karadeniz'in doğanın HES'ler ve madenlerle tahrip edildiğine dikkat çekti.

Artvin'de 129 HES projesi olduğunu hatırlatan Kızıldere, çok geniş bir alanı kapsayan maden işletmelerine ruhsat verildiğini söyledi. Artvin ve Hopa halkının sermayenin ablukası altında olduğuna dikkat çeken Kızıldere, "Hopa halkına nefes alacak, yaşayacak yer bırakılmamış durumda. Tarım alanlarına maden ruhsatları verilerek yurttaşların sahip oldukları tarım alanları ve meraları tamamen sermayeye teslim edilmiş durumda. Ormanlar ve tarım alanları siyanürle maden aramanın yaratacağı kirliliğin tehdidi altında. Fakat halk boyun eğmiyor. Neredeyse 30 yıldır direnişe devam eden Cerattepe, sermayeye boyun eğmedi eğmeyecek" diye konuştu.

'EKOLOJİK VARLIKLARI SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ'
HDP'nin Karadeniz'in tüm dereleri özgür akıncaya, ormanları özgür oluncaya dek direnişin ve mücadelenin parçası olacağını söyleyen Kızıldere şunları söyledi: "Artvin ve Hopa'da yaşanan sel felaketleri ve doğal afetler sermayenin yıllardır doğaya verdiği zararın bir sonucudur. Bunun sorumluları, bu alanları 30-40 yıllığına sermayeye teslim edenler ve sermayenin kendisidir. Artık doğal afetler doğanın süreçleri olmaktan çıkmıştır ve doğaya verilen zararların bir karşılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Bizler HDP olarak kurdun, kuşun, karıncanın hakkını, derelerin ve ormanların var olma hakkını, yurttaşlarımızın ekonomik sosyal, sağlık ve hukuki haklarını sonuna dek savunmaya devam edeceğiz. Bu hakları, bu ekolojik varlıkları sermayeye peşkeş çekmenize izin vermeyeceğiz."