26 Kasım 2024 Salı

HBDH: İliç katliamının sorumlusu faşist AKP-MHP hükümetidir

Erzincan İliç'te yaşanan katliama ilişkin açıklama yapan HBDH Yürütme Komitesi, İliç'te yaşananın sadece işçi katliamı değil ekolojinin yıkımı olduğunu vurguladı. Açıklamada, "İliç'te yaşananlar ilk değildir. İşçi-emekçi düşmanı doğa düşmanı faşist AKP-MHP rejimini, sermaye düzenini yıkmadığımız sürece son da olmayacak. Emekten yana olan bütün örgütleri, kurumları, meslek birliklerini, ekoloji örgütlerini, devrimci ve ilerici güçleri bu talancı, yağmacı, işçi-emekçi katili faşist rejim karşısında saflaşmaya, birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. İliç'in sorumlusu olan tekel şirketleri ve faşist AKP-MHP rejimi hedefimiz olmaya devam edecektir. Katledilen işçilerin hesabını soracağız" denildi.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 13 Şubat günü Erzincan İliç'te yaşanan altın madeni katliamına ilişkin açıklama yaptı. Resmi açıklamalara göre 9 işçinin toprak altında kaldığı hatırlatılan açıklamada, "İliç'te yaşanan sadece işçi katliamı değildir. Ekolojinin yıkımıdır" denildi.

AKP-MHP iktidarının İliç'te suçüstü yakalandığı vurgulanan açıklamada, gelişen tepkilerin ardından madenin çevre izin ve lisans belgesinin iptal edilmesinin, faşist rantçı rejimin suçunu gizleme, katliamın sorumluluğundan kaçma çabası olarak nitelendirildi.

Toprak kaymasının doğal bir olay olmadığı, bilerek, göz yumularak hazırlanan bir katliam olduğu belirtilen HBDH açıklamasında, meslek birlikleri ve uzmanların yaptıkları uyarılar hatırlatıldı.

"Faşist AKP-MHP rejimi bunlara kulaklarını kapatmış, gerekli tedbirleri almayıp Anagold şirketinin kar amaçlı üretimini sürdürmesi için tüm imkan ve olanaklarını sunmuştur" denilen açıklamada, Anagold Madenciliğe uygulanan vergi indirimleri, ödenen kredi teşvikleri anımsatıldı.

Birçok kapitalist ülkede siyanürle altın çıkarmak yasaklandığı halde, Türkiye, Kuzey Kürdistan ve Afrika gibi ülkelerde maden arama adı altında doğa yıkımı ve insan emeği sömürüsüne devam edildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye ve Kuzey Kürdistan, Türk sermayesi ve uluslararası tekeller için güvencesiz çalışma ve işçilerin örgütsüzlüğüyle birlikte emeğin ucuz sömürüsü ve doğanın sınırsız talanı için sunulmuş bir cennettir. Uluslararası tekeller, AKP döneminde palazlanmış, özelleştirmeler, yurtiçi ve yurtdışı ihale ve anlaşmalar, vergilendirmeler, uygun kredi koşulları, siyasi destek derken, enerjiden inşaata, medyadan telekomünikasyona kadar birçok alanda büyümüş ahtapot gibi Türkiye ve Kürdistan'da yayılmıştır. Bugün sistematik biçimde tüm üretim ve hizmet alanlarında devam eden işçi, özellikle madenci katliamları, ekolojik katliamlar bir sermaye birikim rejiminin dolaysız sonuçlarıdır. Dünyada ve Türkiye'de uygulanan neoliberal sermaye birikim rejimi tam da bu biçimde varlığını sürdürüyor."

Tekellerin daha fazla sömürüsünü kolaylaştırmak için şirketlere verilen her ruhsatın doğanın talanı ve yıkımı, işçinin-emekçinin vahşi sömürüsü anlamına geldiği vurgulanan HBDH açıklamasında, "Türkiye özellikle altın madenciliği bakımından uluslararası sermayenin hücum ettiği ve yağmaladığı bir ülke konumundadır. Bu nedenle uluslararası tekellerden biri olan Kanadalı SSR Madencilik, yüzde 80 sermaye yatırımı hissesiyle Anagold maden şirketini kurarak Çalık Holding'iyle birlikte İliç'in dağlarını siyanürle eritip sermayesini büyütmektedir. Bu nedenle dünyanın her türlü zehirli atık maddeleri, çöpleri, asbestli gemileri Türkiye'ye taşınmaktadır. Doğa, insan, çevre ve tüm canlılar yani ekoloji yok edilirken faşist AKP-MHP iktidarı ise rantını ve sermayesini büyütmektedir" diye belirtildi.

Faşist AKP-MHP ve burjuva sermaye düzeninin, işçiye-emekçiye, insan emeğine, insanca ve onurluca yaşama düşman olduğu belirtilen açıklamada, Kapitalizmin, emeği ve doğayı yağmalayıp sömürerek, yıkımlar yaratma pahasına varlığını sürdürdüğü kaydedildi, "Bu nedenle faşist AKP/MHP iktidarı tüm bilimsel çalışma raporlarına, ekolojistlerin mücadelesine rağmen İliç'te de sermayenin emek sömürüsü ve çevre yıkımına el birliğiyle göz yummuşlardır" denildi.

Katliamın sorumlularına işaret edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Erzincan/İliç'te yaşanan insana, canlıya, doğaya, bölge halklarına karşı işlenmiş bir suçtur. Yaşanan katliam ve ekolojik yıkımın sorumlusu uluslararası tekel SSR, Anagold şirketi ve onun işbirlikçisi Çalık, Erzincan'daki işçi ve doğa katliamlarının fiili sorumlularıdır. Bu katliamın sorumlusu aynı zamanda faşist AKP-MHP iktidarı, onun eski Başbakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve faşist Erdoğan'dır.
İliç'te yaşananlar ilk değildir. İşçi-emekçi düşmanı doğa düşmanı faşist AKP-MHP rejimini, sermaye düzenini yıkmadığımız sürece son da olmayacak. Emekten yana olan bütün örgütleri, kurumları, meslek birliklerini, ekoloji örgütlerini, devrimci ve ilerici güçleri bu talancı, yağmacı, işçi-emekçi katili faşist rejim karşısında saflaşmaya, birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
İliç'in sorumlusu olan tekel şirketleri ve faşist AKP-MHP rejimi hedefimiz olmaya devam edecektir.
İki elimiz katillerin yakalarında olacak! Katledilen işçilerin hesabını soracağız!"