HBDH Avrupa cumartesi günü eylem yapacak
Faşizme, militarizme ve ekonomik krizlerine karşı çözümün devrim olduğunu kaydeden HBDH Avrupa, Avrupa devletleri ve İsveç'ten siyasi sığınma talebi isteyen devrimcilerin siyasi sebeplerle Türkiye'ye iade edilmek istenmesine dikkat çekti. HBDH Avrupa, 17 Aralık 2022 günü, saat 13.00'de Disburg Haupbahnof önünde eylem yapacaklarını duyurdu, dayanışmaya çağırdı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HDBH) Avrupa faşizme, militarizme ve ekonomik krizlere karşı çözümün devrim olduğunu kaydetti. Türkiye ve Kuzey Kürdistanlı ve Avrupalı devrimci, demokrat örgütlerin sömürgeci faşist Türk devleti ve bölge faşist devletlerine, emperyalizme karşı ortak direniş hattını örmek gibi önemli bir görevle karşı karşıya olunduğu kaydedilen açıklamada, dünyada karşı devrimci dalganın böylesine güçlü olduğu bir süreçte, akıntıya karşı durmak, yol açmak ve yol almak kolay değil oldukça anlamlı ve
değerli olduğu belirtildi.
Devrimi halkların yaşamında somut bir gerçekliğe dönüştürme görevinin ortak mücadele hattını büyütmekten geçtiği söylenen açıklamada, "İşgalci Türk devletinin Rojava kantonlarına yönelik hava saldırıları aralıksız devam ediyor. Suriye Şam Rejim Hükümeti de Şehba, Şex Meqsud kantonlarına ambargo uygulayarak, işgalci Türk ordusunun saldırılarına destek sunuyor. Bu saldırılar karşısında Rojava devrimini savunmak görevi tüm dünya halklarına, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten bütün siyasal kuvvetlere düşmektedir. Dün Kobanê'de olduğu gibi, bugün de Rojava devrimini savunmak, korumak bizlere düşmektedir" denildi.
Sömürgeci Türk devletinin Medya Savunma Alanları içerisinde bulunan Metina, Avaşin ve Zap alanında, 14 Nisan 2022 tarihinde Kürt özgürlük gerillasına karşı başlattığı saldırılarda bütün insani ve uluslararası kuralları ayaklar altına alarak kimyasal silah kullanmaya devam etiği ifade edilen açıklamada, tüm kamuoyunun tanık olduğu gibi, 2023 Bütçe görüşmelerinden "savaş bütçesi" çıktığına dikkat çekildi. Bu savaşın faturasının da her zaman olduğu gibi Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine çıkarıldığının altı çizilen açıklamada, "Halklarımız bir kez daha açlık ve yoksullukla, baskı ve zulümle karşı karşıya bırakıldı. 'Gerillaya vur, faşist TC iktidarını ayakta tut' önümüzdeki sürecin faşist politikası olmaya devam edecektir. Sonunun yaklaştığının farkında olan faşist Şef Erdoğan, AKP-MHP iktidarını korumak için kendinden olmayan herkese saldırılarını arttıracaktır. AKP-MHP iktidarı, tutsakların yaşama hakkını gasp etmeye devam ediyor. Sık sık haber merkezlerine yaşamını yitiren hasta tutsakların haberleri düşüyor. En son hasta tutsak Tahir Gürdal bu faşist iktidarın zindancı politikaları tarafından katledildi. Ailelerin ve hak örgütlerinin adalet arayışını yeterince büyütemediğimiz için adalet arayışları sonuçsuz kalıyor. Hasta tutsaklar için adalet arayışı ne yalnız başına tutsak yakınlarının ne de hak örgütlerinin sorunudur. Bu tüm toplumun en başta da eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten siyasal kuvvetlerin sorunudur" denildi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılarak uygulanan tecride dikkat çekilen açıklamada, "Kürt halk önderine uygulanan mutlak tecrit nedeniyle, 22 aydır kendisinden ve yanındaki tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'tan haber alınamıyor. Kürt halkı ve dostları olarak Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın yaşamı konusunda ciddi bir endişe taşımaktayız. Bir an önce Kürt halk önderinin avukatları ve ailesiyle görüşmenin gerçekleşmesi gerekirken, keyfi hücre cezalarıyla bu görüşme talebi reddedilerek, tutsaklar açısından Ceza ve İnfaz Kanununda var olan haklar bile çiğnenmektedir. Yine Avrupa İnsan Hakları İşkenceyi Önleme Komitesi/CPT İmralı F Tipi Hapishane'yi iki kez ziyaret ettiği halde, bir görüşme gerçekleşmemiş olması oldukça kaygı vericidir. Kürt halkının 'Abdullah Öcalan'dan haber almak istiyoruz' talebine ortak olmak tüm ilerici, devrimci, demokrat ve sosyalistlerin görevi olmalıdır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dan haber alınıncaya kadar Kürt özgürlük güçlerinin bu haklı talepleri bizlerin de talebi olmaya devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.
Açıklama şöyle devam etti: "Bugün dünyada gericiliğin, emperyalist saldırganlığın ortasında mücadeleyi büyütmek ve direnmek için çok nedenimiz var. İran'da Jina Emini'nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınarak katledilmesinin ardından başlayan kadın isyanının tüm topluma yayılarak büyümesi aralıksız devam ediyor. İran halkları gerici Molla rejimine karşı eşitlik, özgürlük ve demokrasi talebini idamlara, katliamlara rağmen ısrarla sürdürmektedir. Gerici faşist Molla rejimine karşı zafer 'Jin, jiyan, azadi' şiarıyla isyan eden ezilen İran halklarının olacaktır. Yaşadığımız ülkelerin antifaşist, antikapitalist, antimilitarist tüm kesimleri ile birleşerek ortak direniş hattını örmek ve büyütmek görevi bizleri bekliyor. Avrupa devletleri ve İsveç'ten siyasi sığınma talebi isteyen devrimcilerin siyasi sebeplerle TC devletine iadesinin önüne geçmeliyiz. Bütün bunlar ve daha fazlası için, tüm duyarlı kamuoyunu, halklarımızı 17 Aralık 2022 günü, saat 13.00'de Disburg Haupbahnof önünde gerçekleştireceğimiz eyleme katılmaya çağırıyoruz! Yaşasın ezilenlerin, devrimci, demokratik, özgürlükçü birleşik mücadelesi!"