2 Ekim 2024 Çarşamba

HBDH: 12 Eylül askeri faşist cuntasının 'iyi çocukları' hala iş başında

12 Eylül askeri faşist darbesinin 40. yıldönümü dolayısıyla açıklama yayınlayan HBDH, "Askeri faşist cuntanın işkencelerine, katliamlarına ve kirli politikalarına karşı direnişinin nesilden nesile aktarıldığı"nı vurguladı.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH), 12 Eylül askeri faşist darbenin 40. yıl dönümü dolayısıyla açıklama yayınladı. 

Darbenin amacının sadece ülkeyi askeri vesayet altına almak olmadığı kaydedilen açıklamada, "Bu darbeyle birlikte; 70'li yıllar boyunca büyüyerek ilerleyen, devrimci ve komünist hareketi ile bu zeminde gelişen kitle hareketlerini boğmak, aynı zamanda ciddi bir ivme kazanan Kürt özgürlük hareketini de tarihin karanlık sayfalarına gömmek istemişlerdir" denildi. 

Örgütlenme fikrinin yok edilmek istendiği belirtilen açıklamanın devamında "1980 askeri faşist cuntasının esas amacı bilinçlenmeye başlayan kitleleri sindirmek, halk kitleleri arasında kültürel bir dejenerasyon yaratarak, bireysel özgürlük adı altında insanların beyninde örgütlenme fikrini yok etmek istemişlerdir. Bu temelde bencil, yoz ve devrimci kültürden uzak, şovenizm zehriyle bütün bir toplumu, emperyalizmin içine girdiği yönelime uygun aldıkları, 24 Ocak kararlarının eklentisi haline getirmişlerdir. Bunun için de başta devrimci ve komünistler olmak üzere, toplumun ilerici tüm kesimlerini büyük bir faşist zorbalıkla işkence hanelere doldurmaktan, darağaçlarına göndermekten tutalım da her türlü yol yöntemi denemişlerdir."

Türkiye devrimci ve komünist hareket ile Kürt özgürlük hareketinin militan önder kadrolarının askeri faşist cuntanın işkencelerine, katliamlarına ve kirli politikalarına karşı direnişinin nesilden nesile aktarıldığının vurgulandığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

'İŞKENCELERE DİRENİŞ NESİLDEN NESİLE AKTARILDI'
"1980 AFC'sinin bütün işkencelerine, katliamlarına ve kirli politikalarına karşı Türkiye Devrimci ve Komünist Hareketi ile Kürt Özgürlük Hareketi'nin militan önder kadrolarının direnişleri nasıl Diyarbakır, Metris, Mamak ve diğer zindanlarda dilden dile, nesilden nesile aktarıldıysa; bugün de o direnişlerin takipçileri Heftenin'de Faşist T.C. devletinin işgal-ilhak saldırılarına karşı direnerek destan yazmaya devam ediyor. 'Laz Kemal'in Selamıyız.' diyerek işkenceci halk düşmanı Esat Oktay Yıldıran'ı cezalandırarak, yoldaşlarının intikamını alanların ardılları, bugün düşmana pençe-kaplan operasyonunun bittiğini açıklatmak zorunda bırakmış, düşmanı adeta bozguna uğratmış ve düşmanı geri çekilmeye zorlamıştır.

"İstanbul işkencehanelerinde 'ser verip, sır vermeyen' Süleyman Cihan'ın; 'yaşamak direnmektir' diyerek kendini ezilen halkların mücadelesine feda eden Mazlum Doğan'ın; ölüm orucunu direniş halayına dönüştüren Fatih Öktülmüş, Haydar Başbağ'ın ve zindanların direnişini en gür sesiyle sokaklarda haykıran, 12 Eylül faşizminin diz çöktüremediği Didar Şensoy'un ve daha nicelerinin kavgalarını omuzlayan ve onların direnişlerini zaferle taçlandırmak isteyen devrimci avukat Ebru Timtik'in AKP-MHP faşist kliğinin en temel insan haklarını bile gasp etmesine karşı bedenini açlığa yatırarak ölümsüzleşmesi de kavgamızın bayrağını daha yükseklere çıkarmıştır.

"Faşist Türk devleti, halkları birbirine kırdırmak için de türlü yöntemler geliştirmiş; Alevi-Sunni, Türk-Kürt, Sol-Sağ arasında derin çelişkiler oluşturarak; mezhep çatışmalarının, katliamların ve saldırıların birebir yöneticisi olmuştur. Madımak, Çorum, Maraş, Gazi, Roboski … katliamları bugün hala güncelliğini korumaktadır. Faşist T.C. devletinin katliamcı geleneği hem devrimcilere dönük tutuklama furyaları, Kürdistan'a dönük işgal ve imha operasyonları hem de halkı kışkırtarak Kürt ulusuna dönük saldırıları devam etmektedir. Sakarya'da Mardin'li mevsimlik Kürt işçilere, patronun ve diğer köylülerin saldırması Türk şovenizminin inkar ve imha politikaları ile sürdürüldüğünün en bariz göstergesidir.

'ÜLKİYE HAPİSHANEYE ÇEVİRDİLER'
"Emperyalizmin sadık uşağı faşist T.C. ülkeyi adeta bir hapishaneye çevirirken, lokal militarist güçler yaratırken, kadınları katlederken, tecavüzcüleri korurken, ezilen halkları katlederken, Kürdistan ve Ortadoğu'yu işgal etmeye çalışırken … tüm bunları yaparken de emperyalist ülkelerden sınırsız destek alırken; yeni direniş mevzileri açmanın tam zamanıdır.

"Bu direniş mevzilerimizi faşizmin tam ortasında AK saraylarında, AKP-MHP faşist kliğinin istismarcı, tecavüzcü vakıflarında, işgal ve imha operasyonlarını sürdürdükleri karargahlarında, AKP-MHP iktidarını ekonomik olarak güçlendiren burjuvaların şirketlerinde faşizme darbe vurarak açmalı ve devrimin birleşik cephesini halklarımızla birlikte örmeliyiz.

"1980 AFC'sinin devamı olan AKP-MHP faşist iktidarının her türlü saldırılarına karşı çıkarak, yeni direnme mevzileri yaratarak Halkların Birleşik Devrim Hareketi saflarında mücadeleyi büyütelim, faşizmi tarihin karanlık sayfalarına gömelim."