6 Ekim 2024 Pazar

HBDH: 106 yıl geçse de unutulmayan acıdır Ermeni Soykırımı

Ermeni Soykırımı'nın 106. yılına ilişkin açıklama yapan HBDH, "Acıların öfkeye ve faşizmi yıkma cüretine dönüşmesi ihtiyacı dünden ve her zamandan daha acildir. Bunu başarmalıyız, başarabiliriz, başaracağız" diye belirtildi.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, Ermeni Soykırımı'nın yıldönümüne ilişkin "106 yıl geçse de unutulmayan acıdır Ermeni Soykırımı" başlıklı açıklama yayınladı.

Küçük Asya denilen topraklarda şehir, kasaba, köy olmak üzere 3 bine yakın yerleşim yerinde 1996 okul, 2538 kilise ve manastırlarıyla 2 milyon Ermeninin yaşadığı vurgulanan açıklamada, "1915'te başlayan 'Büyük Felaket' sonrası bu yerleşim yerlerinde geriye hiç biri kalmadı. Kalanlar ise artık Ermeni yerleşim yeri değildi. Sultan Abdulhamit'ten başlayan, İttihat-Terakki ile devam eden, Kemalist hükümetle zirve yapan soykırım sonucu sadece Ermeniler değil Asuri-Süryani-Rum halkları da büyük bir kırıma ve yok olmaya mahkum oldu. İmha olmakla kalmadılar. Geride kalan kadın ve çocuklar barbar bir asimilasyona maruz bırakıldı. Kimliklerinden, dillerinden, kendilerine ait yaşamlarından koparılarak zorla Müslümanlaştırılıp parçalandılar" diye belirtildi.

Bir Türk devlet geleneği olarak Ermenilerden, Asuri ve Süryanilerden geriye kalan herşeyin de Türkleştirildiği, tarihsel bir gerçekliğin çarpıtılmak istendiği ve kiliselerin camilere dönüştürüldüğü kaydedilen açıklamada, "Kurulmak istenen Türk burjuvazisi Alman emperyalistlerinin planlayıcılığında Ermeni, Asuri, Süryani ve Rumlara ait tüm zenginlikleri gaspederek yaratılmak istendi. Devlet başı ve sermayenin başı el konulmuş Ermeni-Rum mülkü üzerine oturtuldu. Devletin ve Türk sermayesinin temelinde soykırımın büyük yağması vardır" denildi.

Ermeni soykırımının 106 yıldır Türk devleti tarafında inkar edildiği ve yok sayıldığı ifade edilen açıklamada, "Türk devleti yağma-inkar-asimilasyona dayalı politikalarını bugün de sürdürüyor. Yalnızca yaptığı soykırımı inkar etmekle kalmıyor. Faşist yönetim Kürtler, Aleviler, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+lar, göçmenler ve Rojava, Karabağ, Güney Kürdistan üzerinden de bu politikalarını sürdürmeye devam ediyor" diye kaydedildi.

Bu politikaları boşa çıkarmanın, faşizmi yıkmanın ve özgürlüğü kazanmanın tek yolunun sınıfsız, sömürüsüz ve işgalsiz bir ülke yaratmanın mücadelesini vermek olduğu vurgulanan açıklamada, "Bunun tek yolu ise ezilen halkların birleşik mücadelesinden geçmektedir. Acıların öfkeye ve faşizmi yıkma cüretine dönüşmesi ihtiyacı dünden ve her zamandan daha acildir. Bunu başarmalıyız, başarabiliriz, başaracağız. Egemenlerin, zorbaların ve soykırımcıların uykularını kaçıracak ve onları halkın ellerinde yargılayacağız" denildi.