22 Eylül 2024 Pazar

Hayvanlara adalet talebi

Beykoz'da bir araya gelen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, yetkililer tarafından hayvana yönelik nefret politikalarının körüklendiği kaydedildi. Sorunun sokakta yaşamaya mahkum edilen hayvanlar değil cinsel ve fiziksel şiddeti bir kültür haline getirmeye çalışanlar olduğu kaydedilen açıklamada, "Gerici ve faşist düşmanlık politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Yaşamak haktır. Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük" denildi.

Eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için bir araya gelen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, 2024 yerel seçimleri öncesi hayvan cinayetlerine ve toplama kamplarına karşı eylem yaptı. İstanbul Beykoz'da bir araya gelen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve hayvan hakları savunucuları, "Küçükçekmece'de İbrahim Keloğlan tarafından tekmelenerek öldürülen Eros için, yakılarak öldürülen Şila için, işkenceyle canı hiçe sayılan 'Köpük'ler için, barınaklarda yaşam mücadelesi veren, dağ başlarına atılarak ölüme terk edilen tüm canlar için bir aradayız" dedi.

'TÜM CANLILAR İÇİN EŞİT BİR POLİTİKA İSTİYORUZ'
Tüm canlılar adına barışçıl, kapsayıcı, eşitlikçi hak ve adalet politikaları getirilmesi için harekete geçmeye, kendi yerellerinde örgütlenerek hayvanların sesi olmaya, birer seçmen olarak oylarını yaşamdan yana kullanması için çağrı yapılan açıklamada, "Sokaklarımızda birlikte yaşadığımız köpeklerin 'itlaf', 'toplama' ve 'uyutma' adı altında kitlesel toplatılmalarının ve katliamlarının yeniden tartışmaya açıldığı, 2024 Yerel Seçimleri'nde ülkede başka hiçbir sorun yokmuşcasına hedef tahtası haline getirildiği bir dönemden geçiyoruz. Neredeyse her gün bir belediyenin, vatandaşın hayvan katliamına, eziyetine, şiddetine tanık oluyoruz" denildi.

'YETKİLİLER TARAFINDAN HAYVAN DÜŞMANLIĞI KÖRÜKLENİYOR'
Yasal ve yasadışı hayvan üretimi ve satışı yasaklanmazken ve denetlenmezken, hayvan bakımı ve barınaktan sahiplendirme bilinci sistemli bir şekilde aşılanmazken ve işlemezken, belediyeler tarafından kısırlaştırma ve aşılama yapmak yerine hayvanlar dağ başlarına, çöplüklere, otoban kenarlarına atılarak daha da çoğalmaya, sefalet içinde yaşamaya ve ölüme mahkum edilirken, görevlerini yapmayan yerel yönetimlere, belediye başkanlarına hiçbir yaptırım uygulanmazken, eğitim müfredatında ve ana akım medyada hayvan haklarına dair farkındalık artıcı içerikler ve uygulamalara yer verilmezken; hayvanlara yönelik düşman politikalarının bizzat yetkililer tarafından yapıldığı kaydedildi.

'HAYVANLARI BİR MAL GİBİ LANSE EDİYORLAR'
Açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı söylem ve genelgeleri baş tetikleyici olmak üzere; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum ve Yeniden Refah Partisi, 'çocuklarımız tehdit altında, annelerimiz endişe içinde' mesajları ile güvenli sokaklar yaratma vaadinde bulunmuş, 'ahlak' kisvesi altında ebeveynlerin hassasiyetini ve çocukları sömürerek, gerçekleri çarpıtmakta ve kendi yasal sorumluluklarını gizlemektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, 'kısırlaştırmayla bu iş çözülemez' diyerek, uzman veteriner hekimlerce uygulanabilir olan tek bilimsel çözümü keyfi şekilde yok
saymaktadır. İstanbul Valisi Davut Gül, 'Sahipsiz köpek olmaz. Bu hayvanların bir sahibinin olması gerekiyor' diyerek hayvanları birer mal gibi lanse etmektedir" örnekleri sıralandı.

'NEDENİ TECAVÜZÜ KÜLTÜR HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞANLAR'
Hayvana yönelik işkence örneklerinin de aktarıldığı açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Tüm sorunların sebebi insanlar iken, hayvanları ölüme gönderecek hiçbir seçeneğin yaşamdan yana olan kimsenin nezdinde meşru olmadığını tekrar ediyoruz. Sonuna kadar hayvanların yaşam hakları için mücadele edeceğimizi gerek kurumlara gerekse sokak hayvanlarının toplatılmasının çözüm olacağına inanan kişilere buradan bir kez daha duyuruyoruz. 'Başıboş' olanlar köpekler değil, yıllardır Türkiye'nin sırtına çökmüş, nefret siyasetiyle toplumu kutuplaştıran yöneticilerdir; bir bebekten katil yaratan, öldürmeyi ve tecavüz etmeyi bir ülkenin kültürü haline getirmeye çabalayanlardır. Artık yeter! Dostlarımızı düşmanlaştırarak birlikte yaşama kültürünü baltalayan, onları 'doğal yaşam alanı' adı altında ölüm kamplarına tıkma vaadiyle seçim malzemesi haline getiren siyasilere oy vermeyeceğiz. Gerici ve faşist düşmanlık politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Yaşamak haktır. Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük!"