4 Ekim 2024 Cuma

'Hayvan Hakları Yasa Tasarısı, güvence altına alınması gereken hakları gasp ediyor'

Tartışmalı Hayvan Hakları Yasa Tasarısı'na ilişkin açıklama yapan Yeşil ve Sol Parti Eşsözcüleri Tuncaelli ve Tutal, 5199 Sayılı Hayvan Koruma Yasasının Türk Ceza Kanunu kapsamına alınarak, Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılması gerektiğini kaydetti ve hayvan haklarını güvence altına alınmasını istedi. 

Yeşil Sol Parti Eşsözcüleri Eylem Tuncaelli ve Sinan Tutal, Hayvan Hakları Yasa Tasarısı ile güvence altına alınması gereken haklarının gasp edildiğini kaydetti. 

2012'den bu yana her yıl düzenli olarak incelenmesine, üzerinde çalışıldığı belirtilmesine rağmen 5199 Sayılı Hayvan Hakları Kanunu'ndaki eksik ve yanlışlıkların bir türlü giderilemediği belirtilen Eşsözcülerin açıklamasında, hayvan haklarını güvence altına alan adil bir kanun çıkarılmadığına dikkat çekildi. 

"Tüm hayvan ırklarının yaşam hakkı vardır" denilen açıklamada, bu nedenle yasaklı ırk tanımının kaldırılması, el konularak bakım evlerine hapsedilmelerinin önlenmesi gerektiğinin altı çizildi. Açıklamada, "Hayvanı sömüren, şiddet uygulayan, sağlıklı yaşam hakkını yok sayan ebeveynler (sahipleri) dahil her birey, üreticiler ve satıcılar ceza almalıdır. Bakımevlerinde el konulan yasaklı hayvanlar rehabilite edilerek, yuvalarına geri verilmeli ya da yuvalandırılmalıdır" denildi.

Yeşil ve Sol Parti Eşsözcüleri, Eylem Tuncaelli ve Sinan Tutal'ın açıklaması şu ifadelerle devam etti: 
"Cami, okul, park, hastane gibi kalabalık yerlerde sokak hayvanı olmayacak denilen 6. madde tamamen kaldırılmalı, rehabilitesine dikkat edilerek, bir arada yaşam düşüncesine uygun bir alt yapı tesis edilmelidir.

Hayvanat bahçeleri kapatılmalı, esir yaşam süren hayvanlar rehabilite edilerek, doğal yaşama geri dönüşe hazırlanmalıdır.

Yunus parkları acil olarak kapatılmalıdır. Sirklerde hayvan sömürüsüne son verilmelidir. Petshoplarda ayırım yapılmaksızın tüm hayvanların satışı yasaklanmalıdır. Fayton ve yük arabaları tamamen yasaklanmalıdır. Sömürü ve şiddet sarmalında yaşamak zorunda bırakılan tüm hayvanları rehabilitasyonu ve doğal yaşam alanlarına bırakılmaları yasa ile güvence altına alınmalıdır.

Havai fişek kullanımı tamamen yasaklanmalı ve denetlenmelidir. Bu nedenle oluşan, doğa kirliliği ile canlı yaralanma ve ölümlerine son verilmelidir. Havai fişek gösterileri kuşların kalbini durdurmakta, sürüler halinde ölümlerine, kedi ve köpeklerde travmaya neden olmaktadır. Havai fişekler içerisinde bulunan kimyasallar hava, su ve toprak yoluyla tüm canlıların yaşam alanlarına bulaşmaktadır.

Avcılık tamamen yasaklanmalı, turizm ya da spor adı altında işlenen cinayetler son bulmalıdır. Hayvan dövüşleri ve güreşleri yasaklanmalı; ağır cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Hayvan bahisleri ve hayvanların para kazanma amacıyla çalıştırılması yolu ile sömürü yasaklanmalıdır.

Günümüz teknolojisi ile deneysiz çözüm üretmek mümkün iken, birçok canlının acılı ölümüne, esaretine neden olunmamalıdır. Hayvanları kobay olarak kullanan deneyler yasaklanmalıdır.

Sırf insan türü üşümeyecek diye hayvanlar öldürülmemeli, kürk ticareti ve üretimi yasaklanmalıdır.

Hayvanlar yaşadıkları evlerde evin çocukları, birer ferdidir. Ama sağlıkları söz konusu olduğunda hiçbir güvenceleri yoktur ve tedavileri çok pahalıdır. Hayvan ebeveynlerine (sahiplerine) sağlık sigortalarından faydalanma kolaylığı sağlanmalı ve bu konu kanunda yerini almalıdır. 

Hijyen ortamlarda bakılan, bu ortamlara evler de dahildir, hayvanlara sayı sınırlaması getirilmemelidir. Evlerde aile bireylerinin sayısına sınırlama getirilemiyorsa, hijyeni sağlanmış evlerde hayvan sayısına da sınırlama getirilmemelidir.

Hayvan sevgisi, küresel iklim krizi ile birlikte eğitim olarak verilmeli, bitkisel beslenme özendirilmeli, hayvansal beslenmenin, iklim krizinde nasıl olumsuz bir etki yarattığı, çok yakın gelecekte su ve gıda krizlerinin gerçekleşebileceği anlatılmalıdır. 

Tüm hayvanların, hatta bitkilerin de duyguları olduğu bilimsel olarak kabul edilmiştir. Hayvanlar da insanlar gibi üzülmekte, strese kapılmakta, anne olmakta, yavrularını doğurmakta, korumakta, tehlikelerden korkmakta, aynı insanlar gibi şiddet gördüklerinde, canları yandığında acı çekmektedirler. Hayvan özgürlüğü ve hakları uluslararası sözleşmelerde layık olduğu yeri almalıdır. 

5199 Sayılı Hayvan Koruma Yasasının Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmalı, Kabahatler Kanunu kapsamından çıkarılmalıdır. Toplumun vicdanında kabul gören bir şekilde tüm STK ve hayvan hakları koruyucu kurumlar, gönüllüler, ulusal / uluslararası ilgili kuruluşlar ve siyasi partilerce mutabakata varılarak yeni bir yasa oluşturulmalı ve bu tasarı derhal geri çekilmelidir."