19 Eylül 2024 Perşembe

Hatimoğulları: Ali Şükran Aktaş'ın bıraktığı mirasa sahip çıkacağız

Türkiye'ye gelen Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş'ın cenazesi başında konuşan Hatimoğulları, "Birlikte yaşayabileceğimiz bir coğrafyayı mutlaka inşa edeceğiz" sözünü yineledi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Sebahat Tuncel'in de aralarında olduğu çok sayıda kişi 1999'da Türkiye'ye gelen Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş'ın Malatya Akçadağ Darıca Köyü Cemevinde düzenlenen cenaze törenine katıldı.

Darıca Cemevi'nde yapılan cenaze törenine katılanlar Aktaş'ın fotoğrafını taşıdı. Tören, Cemevi Piri'nin cenazeyi uyandırmasıyla başlarken, burada konuşan Aktaş'ın kardeşi Fadime Aktaş, "Kürt halkının başı sağ olsun" dedi.

'ABDULLAH ÖCALAN'IN BARIŞ ÇAĞRISINA CEVABEN GELDİ'
Aktaş ile birlikte aynı Barış Grubu içerisinde yer alan gazeteci Haydar Ergül, Aktaş'ın mücadele dolu bir yaşam sürdüğünü belirtti. Ergül, "Kimse isteyerek cezaevine girmez. Ama Ali arkadaş, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın barış çağrısı doğrultusunda gönüllü olarak buraya geldi. 'Cezaevinde ne kadar kalırız' tartışmasını yapmadı. Özgürlük, demokrasi ve barış olsun diye geldi. Birlikte gözaltında 4 gün ağır bir süreç yaşadık. Pes etmedi ve direndi. Mütevazi bir arkadaştı ve davasına bağlıydı. Özverili ve fedakar bir yürüyüşçüydü. Sürekli direnen, yoğunlaşan, çözüm arayan demokrasi ve özgürlüğün sağlanması için barışın sağlanması gerektiğini bilen biriydi. En aktif çalışan kişiydi ama hep arka plandaydı. Bu da özgürlük hareketinin yarattığı bir kültürdü" diye konuştu.

Barış grubu olarak Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim'de Türkiye'ye giriş yaptıklarını ifade eden Ergül, "Geliş tarihimiz de önemliydi. İnkarcı cumhuriyeti, demokratik bir cumhuriyete dönüştürmek için barış talebine cevap verdik. Ali arkadaş da bu taleple buradaydı. Ali arkadaş haktan geldi, hakikate yürüdü" diye belirtti. 

BAYINDIR: ALİ ARKADAŞ KÜRTLERİN DERVİŞİYDİ
Ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Ali arkadaş Kürt halkının bir dervişiydi. Hakikat mücadelesini verdi. Biz de hakikat mücadelesi veren arkadaşlarımızın yolundan yürümeye devam edeceğiz. Sayın Öcalan'ın barış çağrısıyla buraya geldi ve burada mücadelesini vermeye devam etti. 1999'dan bu yana aynı inkar zihniyeti hala devam ediyor. Ama ona karşı Ali arkadaş gibi birçok arkadaşımız mücadele etmeye devam etti. Onun arkadaşları olan milyonlar da onun yolunda yürümeye devam edecek" ifadelerini kullandı. 

HATİMOĞULLARI: O GÖZÜKMEDEN O KADAR ÇOK ŞEYİ ÖRÜYORDUKİ
Söz alan Hatimoğulları, Ali Şükran Aktaş'ın Türkiye halklarının birlikte yaşam projesini hayatında tatbik etmiş bir devrimci olduğunu belirtti. Hatimoğulları, "Türkiye Barış Meclisi, Türkiye için devasa bir şanstı. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla her türlü bedeli göze alarak Türkiye'ye gelen Ali Şükran gibi arkadaşlarımız şunu söylemiş oldular: 'Biz Türkiye halkları ve Kürt halkı adına elimizi barışa doğru uzatıyoruz.' O gerçekten bir mutfak emekçisi, bir atom karıncaydı. O gözükmeden o kadar çok şeyi birlikte örüyordu ki arkadaşlarıyla, çok emekçiydi. Biz şimdi o dönemdeki gibi bir çalışma anlayışına ve mantığına ihtiyacımız olduğunu sürekli ifade ediyoruz. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik şekilde çözülmesi için ısrar eden, bedel ödeyen, canını bunun uğrunda veren insanlar, Ali Şükran gibi yoldaşlar Türkiye'de bütün halklarla bir arada yaşam kültürünün tohumlarının atılması konusunda çok önemli, devasa ve tarihi bir çalışmaya imza attılar. Barış Meclisinde aylar boyunca mutfak çalışmasını yürüterek Yaşar Kemallerden Hrant Dinklere kadar herkesi kapsayan geniş yelpazeli bir çalışma yürüttü arkadaşlarımız" dedi.

SÖZÜMÜZ OLSUN: BİRLİKTE YAŞAYABİLECEĞİMİZ BİR COĞRAFYAYI MUTLAKA İNŞA EDECEĞİZ
Hrant Dink'ın "Biz bu ülkede güvercin ürkekliğiyle yaşıyoruz" atıfta bulunan Hatimoğulları, "Güvercinler sürekli arkalarına bakar bir tehlike var mı etraflarında diye. Ama güvercinler topluma karışır ve halk güvercinleri korur. Ama biz Hrant Dinkleri ne yazık ki koruyamadık. Burada Ali Şükran'ın naaşının başındayız. Değerli yoldaşım, sana sözümüz olsun ki, Hrant Dinklerin bir güvercin ürkekliğiyle değil özgürce ve ürkmeden yaşayacağı; Türk, Kürt, Laz, Arap, Çerkes, Alevi, Sünni, sayamadığım 72 milletten insanlar olarak kendi rengimiz, kendi dilimiz ve kendi inancımızla birlikte yaşayabileceğimiz bir coğrafyayı mutlaka inşa edeceğiz" ifadelerini kulandı.

'ALİ ŞÜKRAN AKTAŞ'IN BİZLERE BIRAKTIĞI MİRASA SAHİP ÇIKACAK, BARIŞI TESİS EDECEĞİZ'
Sadece Türkiye'yi değil tüm bölgeyi savaş cenderesi altına almak isteyen bu savaş sarmalına karşı barışı bu topraklarda tesis edeceklerini dile getiren Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Sizler çok önemli bir miras bıraktınız bizlere. Bu mirasa sahip çıkacağımıza, bu coğrafya ile barışı buluşturacağımıza söz veriyoruz. Yine o çalışmanın çok değerli isimlerinden olan Yaşar Kemal'in de dediği gibi, 'Dağlar, taşlar toprak savaştan yoruldu'. Evet, herkes savaş ve çatışmadan yoruldu. Barış Grupları Türkiye'ye 'Bu savaşa son verelim, bütün halklar olarak beraber yaşayalım' mesajını vermek üzere gelmişlerdi. İşte o zaman verilen bu barış mesajının gerçek olması için daha büyük emekler vereceğimizin, mücadele edeceğimizin sözünü burada veriyoruz."