Halkevleri'nden Sağlık Bakanlığı önünde eylem
Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapan Halkevciler, ülkenin dört bir yanında yapılan eylemlerin birer ihbar olduğunu kaydetti. Bebek katliamından yalnızca bir çetenin sorumlu olmadığını söyleyen Halkevciler, ölüm ağının parçası olan herkesten hesap soracaklarını belirtti.
Halkevleri, bebekleri katleden "yenidoğan çetesi"ni Sağlık Bakanlığı önünde protesto etti. Halkevciler, yıllardır sağlıkta özelleştirmeye karşı mücadele ettiklerini ve sağlıkta özelleştirme sonucunda her gün insanların hayatını kaybettiğini vurguladı. Halkevleri, tüm sorumluların cezalandırılması ve sağlık hizmetlerinin acilen kamulaştırılması gerektiğini söyledi.
'HALK ÖZEL HASTANELERE MAHKUM EDİLMEKTEDİR'
Basın metnini Halkevleri İç Anadolu Bölge Temsilcisi Serdar Kibar okudu. Kibar, "Devlet eliyle kamu hastaneleri borçlandırılıp, özel hastaneler beslenmektedir. Kamu hastanelerinde kullanılan malzeme ve işlemlerin SGK'dan yapılan geri ödemeleri, malzemelere ödenen fiyatların altında kalmakta; böylece kamu hastaneleri doğrudan devlet tarafından borçlandırılmakta ve önemli operasyonlar, işlemler kamuda yapılamaz hale gelmektedir. Oysa özel hastaneler, hem SGK'dan hem de elden aldıkları paralarla bu işlemleri kâr elde edecek şekilde yapabilmektedir. Bunun sonucunda ise hizmeti kamu hastanelerinde alamayan halk, özel hastanelere mahkum edilmektedir" dedi.
'ÖLÜM AĞININ PARÇASI OLAN HERKES HESAP VERECEK'
Sistemin yarattığı yıkımın "bir çete"nin sorumluluğuna sıkıştırılmasına izin verilmeyeceğini söyleyen Kibar, "Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu soruşturmanın geçtiği dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü idi. İl Sağlık Müdürlüğünün de sorumluluğunun olduğu bir soruşturma yürütülürken Sağlık Bakanlığı koltuğunda oturamaz. Derhal görevden alınmalıdır. Dönemin Bakanı Fahrettin Koca'dır. Kendisi özel hastane zincirine sahip olan Koca görevi Kemal Memişoğlu'na devretmiştir. Özel hastane patronu Koca'nın Sağlık Bakanı olarak yetkili olduğu bu süreçteki sorumluluğu titizlikle araştırılmalıdır. Eski Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nun hastanesinin adı da 19 hastane arasında yer almaktadır. Bakan Müezzinoğlu döneminde sağlık sermayesi ile kurulan ilişkilerin hepsi denetlenmelidir. Kar odaklı özel hastane işletenlerin Sağlık Bakanlığı görevlerini sürdürmesi bu tablonun nasıl oluşabildiğini göstermektedir. Bir kez daha tekrar ediyoruz: Bu sürecin sorumluluğunu sadece çeteye daraltarak sağlığımızı karartmaya devam etmenize izin vermeyeceğiz. Bu ölüm ağının parçası olan herkes hesap verecek" ifadelerini kullandı.
'SAĞLIK HAKKIMIZI ALACAĞIZ'
Ülkenin dört bir yanında yapılan eylemlerin birer ihbar olduğunun altını çizen Kibar, "Yaşamlarımıza kast eden bu sağlık sisteminde suçlarını örtbas etmelerine izin vermeyeceğiz. Mahallelerimizde ve tüm alanlarda sağlık hakkına erişirken yaşadığımız sorunları görünür kılacak, kamusal sağlık hakkı mücadelesini büyüteceğiz. Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır. Sağlıkta yaşanan yıkımın son bulmasının tek yolu sağlık hizmetlerinin, özel hastanelerin kamulaştırılmasıdır. Sağlık hakkına erişemeyen, yaşam hakkına kastedilen halkın sağlık hakkı mücadelesi ile yoğun, güvencesiz, ölümcül çalışma koşullarına mahkûm edilen ve bu ölüm çarkının bir parçası olmaya zorlanan sağlık emekçilerinin insan onuru ve insanca bir yaşam hakkı mücadelesi bir bütündür. Buradan sağlık hakkı ve güvenceli çalışma mücadelesini birlikte büyüten onurlu sağlık emekçilerini selamlıyoruz. Bu çürümüş düzene karşı ortak mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Kamusal, eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız sağlık hakkı için mücadeleyi büyütecek, sağlık hakkımızı alacağız" dedi.