Haklarını isteyen madencilerin duruşması ertelendi
Gasp edilen hakları için Ankara'ya yürümek isteyen, jandarma saldırısında işkenceyle gözaltına alınan Bağımsız Maden-İş üyesi işçilerin yargılandığı dava görülüyor. Davada bugün karar çıkması beklenirken, duruşma salonuna silahlı siviller konumlandırıldı. Bugün karar çıkması beklenen duruşma iki hafta sonraya ertelendi.
Bağımsız Maden-İş Sendikası, yaşamını yitiren Genel Başkan Tahir Çetin'in de aralarında bulunduğu Ermenek madencilerinin yargılandığı davanın duruşması Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinde görülDÜ.
KARAR ÇIKMASI BEKLENİYOR
"Kamu malına zarar verme, 2911 sayılı kanuna muhalefet, görevli memura mukavemet" iddiasıyla Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada bugün karar çıkması beklenirken duruşma ertelendi.
Madencilerin avukatları; duruşmadaki tarafların, avukat sayısının çokluğu, duruşmanın geldiği aşama göz önüne alınarak adil yargılanma hakkı ihlal edilmemesi için duruşmanın SEGBİS kaydına alınmasını talebi kabul edildi.
SİLAHLI KİŞİLER SALONDA KONUŞLANDIRILDI
Duruşma salonunda güvenli alması gerekenin mahkemenin güvenlik personeli olması gerekirken sivil giyimli 5 kişi salonda yerini aldı. 2463 sayılı Kanun ek madde 11'e göre duruşma salonunda ateşli silahların bulundurulmayacağı belirtiliyor. Mevzuat doğrultusunda madencilerin avukatları kişilerin salondan çıkarılmasını, çıkarılmadığı takdirde kimlik tespiti yapılması ve hangi görevlendirmeyle salonda bulundurulduklarının bildirilmesini istedi. Talepler reddedildi.
SİLAHLI SİVİL KİŞİLER: MÜŞTEKİ DEĞİLİZ
Madencilerin avukatları kimlik tespiti ve silahların alınmasını talep etti. Ancak silahlı sivil kişilere müşteki olup olmadıkları soruldu, müşteki olmadıklarını söylediler.
SİLAHLARIN ALINMASI TALEBİ REDDEDİLDİ
Sivil giyinimli silahlı kişilerin kurum kimlikleri ile kimlik tespiti yapılmasının ardından, madencilerin avukatlarının silahlı polislerin duruşmanın güvenliği için silahların alınması yönündeki talebi de reddedildi.
AV. ÜNDER: KAN PARASI DENEN ŞEYİ ÖDEMEYEN BİR PATRONDAN BAHSEDİYORUZ
Ardından Bağımsız Maden-İş avukatlarının savunmasına geçildi. Avukat Mürsel Ünder, işçilerin kıdem tazminatını alamayacağı yönünde rızaya zorlandığına dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Ermenek'te köydeki kadından tutun temizlik işçisine kadar ilgi görmesinin sebebi Özbey karabasınından kurtulmak istemeleri. Ermenek'te 18 işçi göz göre göre katledildi. Kan parası denen şeyi bile ödemeyen bir patrondan bahsediyoruz. Bürokrasi tarafından da korundular. İşçinin eylem yapmaktaki saikini anlayamazsak, doğru bir hüküm kurulması mümkün değil. 87 gün boyunca Ermenekli maden işçileri olarak tüm partilerden en yüksek düzeyde temsiliyetle karşılandık ancak patron işçilerin karşısına çıkmadı. Bu kudret bizi dehşete düşürüyor.
"Ermenek maden işçisine neden saldırır anlamıyoruz. Jandarma maden işçisine vuruyor, işçi dönüp niye vuruyorsun bana diyor. Bu insanlar aynı köyde, aynı kahvede oturuyorlar. Niye böyle bir ayrım yapılıyor? Bir patronu korumak için. Ben emir kuluyum diye bir şey yok. Arkadaşlarımızın darp raporları var, bacaklarına gaz fişeği atıyorlar. Bu insanlar dünyanın en zor işini yapıyorlar, sefalet koşullarında çalışıyorlar. Ben tazminatımı istiyorum diyen insanlara niye zorbalık yapıyorsunuz? İşçi geliyor benim kafama, bacağıma gaz fişeği atıldı bunu tespit et diyor, onu da etmiyorlar. Bu insanlar hastanelere gidemedi."
'İNSAN GİBİ YAŞAYALIM İSTİYORUZ'
Avukat Mürsel Ünder'in ardından yargılanan madenciler söz aldı .Bir madenci yaşananları şöyle aktardı: "Bu eylemlerden sonra insanların hayatını şekillendirecek yollar vardır. Benim babam bu insanlara para kazandırdı, hiçbir zaman benim hakkımı ver demedi. Aynı şeyi ben de yaşadım. Benim arkadaşlarımın 6-7 yıllık çeki senedi var. Adamlar diyor ki bu kanun benim, alabiliyorsan al. Biz hakkımızı istedik, ne onların servetine ortak olmak istedik ne başka bir şey. Çift asgari ücret alması gereken arkadaşlar var, şimdi tek asgari ücrete çalışıyorlar, bunu denetleyen yok. Bize yine baskı kuracaklar, benim çocuğuma da aynısını yapacaklar. Siz bizim kölemizsiniz diyecekler, biz insan gibi yaşayalım istiyoruz."
'HAKKIMIZI ARADIK, YARIN OLSA YİNE YAPARIZ'
Maden-İş Örgütlenme Uzmanı Ayşe Büşra Yılmaz da, ""Biz hakikatin sahipleri olarak neyin ne olduğunu biliyoruz. Atılı suçları kabul etmiyoruz, hakkımızı aradık, yarın olsa yine yaparız."
'ÖZEL BİR YASAK ÇIKARILARAK YÜRÜYÜŞÜMÜZ ENGELLENDİ'
Bir başka madenci ise şunları söyledi: "Ben yürüyüşe katılmadım, yürüyüş sırasında bir kadını jandarmanın joplaması üzerine 'neden kadına şiddet uyguluyorsunuz' demem üzerine keyfî bir şekilde alın bunu denilerek gözaltına alındım. Anayasal düzeyde hakkımızı aradık, biz bu yürüyüşleri önceden beyan ettik. Asker, kaymakam hepsiyle görüştük. Bizim yürüyüş kararımız belliydi, 87 gün boyunca bir taşkınlık yapmadık. Saat 4'te Karaman'a özel bir yasak çıkarılarak yürüyüşümüz engellendi."
DURUŞMA İKİ HAFTA SONRAYA ERTELENDİ
Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada, hakim davanın 23 Haziran'a ertelenmesine karar verdi.
AV. ÜNDER: YOKSULLAR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA USUL SIKI BİR ŞEKİLDE UYGULANIYOR
Davanın ertelenmesine karşı çıkan Av. Ünder, "Ben 22 yıldır avukatım, tek celsede veya hedef sürede bitirilen dava görmedim. Yoksulların, garibanların yargılanması söz konusu olduğunda usul neden sıkı bir şekilde uygulanmak isteniyor" diye tepki gösterdi.
NE OLMUŞTU?
12 Ekim 2020 yılında Bağımsız Maden-İş Genel Başkanı Çetin, sendika üye ve yöneticileri Özkar, Turap, Cenne ve Seba maden işletmelerinde çalışan yüzlerce madencinin ödenmeyen tazminat ve maaş alacakları için Ankara'ya yürüyüş başlatmıştı. Yürüyüşe jandarma saldırmış, çok sayıda kişi biber gazından hastanelik olmuş, işkenceyle gözaltına alınan madenciler saatlerce araçlarda bekletilmişti.
Gasp edilen haklarını isteyen maden işçilerine saldıran ve işkence uygulayan jandarmalar hakkında takipsizlik kararı verilirken, alınteri ve emekleri için direnin 17 madenciye dava açıldı.