20 Eylül 2024 Cuma

Gümüştaş ve Uçar'dan mektup var

ETHA'ya mektup gönderen EHB avukatları Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar, haklarındaki suçlamanın 'yasa dışı örgüt üyesi olmak' ve 'propaganda yapmak' olduğunu belirterek, delil olarak ise yaşamlarını kaybeden müvekkillerinin cenaze törenlerine katılmak, müvekkillerinin davalarına çağrı yapmak olduğunu söyledi. Gümüştaş ve Uçar, tekçiliğe karşı değişim isteğinin önüne tutsaklık dikenlere alışmayacaklarını söyledi.
19 Ekim tarihinde gözaltına alınan ve bir haftalık gözaltı sürecinden sonra tutuklanan Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatlarından Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar'ın da aralarında olduğu 23 sosyalistin yargılandığı dava İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16-17 Temmuz tarihlerinde görülecek.
 
Mahkeme öncesinde ETHA'ya mektup gönderen Gümüştaş ve Uçar, "Heyecanlı olacağımız kesin, fakat aynı zamanda büromuzdan dosyamızı, cübbemizi alıp duruşmamıza gitmek gibi de olacak gelişimiz. Ee hapishanede fazla değişmedik, avukatız hala" dedi.
 
MAHKEME DEĞİL EN KALABALIK GÖRÜŞ OLACAK
 
Gümüştaş ve Uçar mahkeme gününü "En kalabalık açık görüş, dostlarımızla ve dayanışma için gelenlerle buluşma" diye tanımladı.
 
"Hikayemiz biliniyor. Memlekette tutsaklık sırasındaki her muhalif gibi bizimde sıramız geldi, girdik umut nöbetine. Yüksünmedik tutsaklığı taşımaktan" diyen Gümüştaş ve Uçar, haklarındaki suçlamanın 'yasa dışı örgüt üyesi olmak' ve 'propaganda yapmak' olduğunu belirterek delil olarak ise yaşamlarını kaybeden müvekkillerinin cenaze törenlerine katılmak, müvekkillerinin davalarına çağrı yapmak, polis operasyonlarında katledilen müvekkillerinin adli tıp, otopsi işlemlerini takip etmek olduğunu belirtti.
 
TEKÇİLİĞE ALIŞMAYACAĞIZ
 
Gümüştaş ve Uçar, "İddaaname savcısı bu durumları sıralıyor ve diyor ki; 'Durumları sempati düzeyini aşmış, doğrudan üyelik olmuştur.' Nereden anladı? Yanıt yok. İşin aslı elimizde iddianame diye bulunan belge, biz tutuklanmadan 2 gün önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü tarafından hazırlanan fezleke ile harfiyen aynı" diyerek mahkemede avukatlık mesleğini, siyasi ve vicdani duruşlarını anlatmaya çalışacaklarını söyledi.
 
Gümüştaş ve Uçar mektubunu şu ifadelerle sonlandırıyor: "Biz işte buna özgürlükçü savunma diyoruz. Bu türden davalarla toplumu çıkışsızlık dayatılıyor, mevcut duruma rıza göstermeleri bekleniyor. Her türlü reddin, tekçiliğe karşı değişim isteğinin önüne tutsaklık, hapishane duvarları dikilmeye çalışılıyor. Elbette alışmayacağız. Elbette ellerimizi bağlasalar dilimizle anlatacağız."