25 Kasım 2024 Pazartesi

'Gülistan nerede diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz'

Gülistan'ın kaybedilişinin üzerinden 3 yıl geçti. Dersim'de bir araya gelen çok sayıda kişi bir kez daha "Gülistan Doku nerede" sorusunu haykırdı. Soruşturma sürecinde taleplere kulak tıkanmasaydı sürecin tıkanmayacağına dikkat çekildi. Söz alan Aygül Doku ise üç yıl boyunca yaşadıkları haksızlıkları aktardı, "Bu aile bunları yaşadı" dedi.

Dersim Kadın Platformu'nun çağrısıyla Palavra meydanında bir araya gelen çok sayıda kişi "Gülistan Doku nerede" sorusunu haykırdı. En önde Gülistan'ın fotoğrafının bulunduğu "Gülistansız 1095 gün geçti, unutturmayacağız" yazılı pankart ile "3 yıl oldu Gülistan Doku nerede", "Unutmadık bir Gülistan daha eksilmeyeceğiz" pankartları, Gülistan'ın fotoğrafları, kaybedilişinin üzerinden 3 yıl geçtiğinin vurgulandığı dövizlerle yürüyüşe geçen kitle sık sık "Kadın, yaşam, özgürlük" sloganı attı.

DOKU: BİZİ OYALADILAR
Seyid Rıza Meydanı'na alkış, slogan ve zılgıtlarla yürüyen çok sayıda kişi burada basın açıklaması yaptı. İlk olarak söz alan Aygül Doku, 3 yıldır kardeşini ararken yaşadıkları hukuksuzlukları aktardı. Doku, Gülistan'ın bulunacağı sözüyle barajda başlatılan aramanın birinci haftasında dalgıçların kendilerine, "Gülistan burada yok sizi oyalıyor" dediğini, bunu dönemin valisi Tuncay Sonel'in "Dalgıçlar ne bilir onlar aramasını yapsın ben size Gülistan'ı vereceğim" dediğini aktardı. Sonel gibi görüştükleri yeni vali, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere herkesin kendilerine "ben devlet adamıyım, üzerine düşeni yapacağım, Gülistan'ı bulacağım" sözü verdiğini ancak üç yıldır Gülistan'ın bulunmadığını hatırlatan Doku, "Bir gün dönemin Abdulhamit Gül buraya gelince özel kalemi Umut Karaduman gazetecileri arıyor, 'Gülistan'la ilgili soru sormayın' diyor. O dönemde bize baskı kuran, Gülistan'ın bedenini vereceğim deyip sosyologları peşimize ajan diye takan İŞKUR müdürüyle çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

'BUNLAR SİZE CÜMLE GİBİ GELİR AMA BU AİLE BUNLARI YAŞADI'
Babası Halit Doku'nun adalet talebini dile getirirken karşısında polislerin güldüğünü, ailesinin tahrik edilmeye çalışıldığını söyleyen Doku, şöyle devam etti: "Bakın bunlar size cümle gibi gelir ama bu aile bunları üç yıldır yaşadı."

Dersim'in "en güvenli kent" olduğu iddiasına da değinen Doku, mobeselerle dolu bu kentte kardeşi Gülistan bulunmadıysa kimsenin güvende olmadığının altını çizdi.

ANNE DOKU: BİR FATİHA OKUYACAĞIM
Anne Bedriye Doku ise kızının bir mezarı olmadığını söyledi, "Bir Fatiha okuyacağım, ben de bir anayım" diye feryat etti.

BABA DOKU: KIZIMI ARAMAYA HAKKIM YOK MU
Kızını ararken polislerin karşısında güldüğünü, kendisine saldırdığını hatırlatan baba Halit Doku ise "Benim kızım kayboldu, ben bir babayım kızımı aramaya hakkım yok mu" dedi.

'TALEPLERE KULAK TIKANMASAYDIK NE OLDUĞUNU BİLECEKTİK'
Doku ailesinin konuşmaları sonrası Dersim Kadın Platformu'nun basın metni okundu. Gülistan hayatta mı öldü mü bilinmediği kaydedilen açıklamada, soruşturma sürecinde ilk günden bu yana yaşanan eksikliklerin defalarca dile getirildiği hatırlatıldı. "Bunlar özellikle Zainal Abakarov'un evinde ve babasına ait araçta arama yapılmaması ve Zainal'ın cep telefonuna el konulmaması, rızasıyla verdiği birkaç yazışma hariç hiçbir bilgi elde edilmemiş olmasıydı. Şayet bunlar yerine getirilmiş olsaydı belki Zainal ve Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı da toplum vicdanındaki şaibeli yerinden kurtulacaktı ya da gerçek açığa çıkacaktı. Kadınların ve ailenin meydanlardan haykırdığı taleplere kulak tıkanmasaydı belki bugün Gülistan'a ne olduğunu biliyor olacaktık" denilen açıklamada, aylar süren sualtı araması sonuçsuz kalırken, Zainal'ın ailesinin bir gece yarısı şehirden kaçmasına izin verildiği kaydedildi.

'BU DÜZENDE BAŞKA TÜRLÜSÜ BEKLENEMEZDİ'
Gülistan'ın Türkiye'de kadınların hafızasına kazınan bir sembol olduğunu dile getirilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Kadınların ikincil cins olarak görüldüğü, iktidar temsilcileri tarafından her fırsatta kadınlara karşı ayrımcılığın kışkırtıldığı, cinsiyetçi ifadelerin Anayasa metnine dahil edilmeye çalışıldığı, Kürt illerinde kadınların binbir emekle inşa ettiği kurumların kapısına kilit vurulduğu, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği  6 yaşında çocukların tarikatlarda istismar edildiği ya da açlıktan, bakımsızlıktan öldüğü bir düzende başka türlüsü de beklenemezdi.

'GÜLİSTAN DOKU NEREDE'
Fakat bir yanda bunlar varken diğer yanda da kadınların durmak ve yorulmak bilmeyen mücadelesi var. Bizler bu güne dek mücadelemizle ne kadar çok yol aldığımızın ve neler kazandığımızın farkındayız. Tıpkı onlarca kadın cinayetini takipsiz bırakmadığımız gibi, tıpkı 6284 sayılı yasayı ve nicelerini kazandığımız gibi, istismarcıları, tacizcileri, katilleri bir bir ceza evlerine gönderdiğimiz gibi, çocuk yaşa evliliklerin meşrulaştırılmasına ilişkin yasal düzenlemelere müsaade etmediğimiz gibi, Gülistan Doku'nun da akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar bugün bu meydanda tekrar soruyoruz ve sormaktan vazgeçmeyeceğiz: Gülistan doku nerede?"