16 Eylül 2024 Pazartesi

'Gözaltında kaybedilenleri aramaktan vazgeçmeyeceğiz'

Gözaltında kaybetmelere dikkat çekmek ve önlemek amacıyla BM tarafından ilan edilen "30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü"ne ilişkin kayıplarla buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanı'nda 1014. eylemlerini gerçekleştiren Cumartesi Anneleri, "Gözaltında kaybedilenleri aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Tüm baskılara göğüs gererek adalet hakkını, hakikat hakkını ve ihlallerin tekrarına karşı toplumun güvencelere sahip olma hakkını savunmakta ısrar edeceğiz" sözünü yineledi. 

Gözaltında kaybedilen sevdiklerinin akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını istemek için her hafta yan yana gelen Cumartesi Anneleri, bu hafta 1014. eylemlerini gerçekleştirdi. Kayıplarla buluşma ve hafıza mekanı Galatasaray Meydanını ablukaya alan bariyerlerin önünde buluşan kayıp yakınları, gözaltında kaybedilen sevdiklerinin fotoğraflarını taşıdı. 

'FAİL VE SORUMLULARI CEZALANDIRACAK ADLİ SÜREÇLER İŞLETİLMELİ'
Cumartesi Anneleri bu hafta, devletlerin işlediği kaybetme suçuna dikkat çekmek ve önüne geçmek amacıyla Birleşmiş Milletlerin 2010 yılında ilan ettiği "30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü"ne ilişkin açıklama yaptı. Basın metnini okuyan Murat Aslan'ın kardeşi Fatma Aslan, "Yaşadık, tanık olduk biliyoruz. Faillerden hesap sorulmamasının kayıp yakınları üzerinde, çıplak şiddet kadar yıkıcı bir etkisi vardır. Gözaltında kaybetme eyleminin hukuken suç olduğunun tespiti ve cezasız bırakılmayacağı güvencesi, kayıp yakınları üzerindeki yıkımı azaltır; yaralarının iyileşmesine katkı sunar. Oysa tanıklara, belge ve delillere rağmen, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bedenleri ıssız yol kenarlarında, kimsesiz mezralarda veya asit kuyularında bulunan ya da hiç bulunamayan kayıplarımızla ilgili başvurularımız, kayıtlara 'soyut iddialar' olarak geçirildi. Bu inkar siyasetinin yarattığı cezasızlık sonucu, gözaltında kaybetme emrini verenler, suçu icra edenler ve suça göz yuman yetkililer, yargılanmadılar; aksine korundular. Kayıpların akıbetlerini açığa çıkaracak, fail ve sorumluları cezalandıracak adli süreçler işletilmedi, gerçeklerin ortaya çıkması engellendi" dedi. 

'GÖZALTINDA KAYBEDİLENLERİ ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
1014 haftadır ısrarla, "Türkiye'de devletle bağlantılı suçlar konusunda adalet arayışının önündeki en büyük engel, hakikatinin inkar edilmesidir" dediklerini anımsatan Aslan, şöyle devam etti: "Bir kez daha kayıplarımıza ulaşma, onların mezarlarını çiçeklerle donatma umudumuzu ve kararlılığımızı ifade ediyoruz. Bugün, zorla kaybedilen sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfillerimizi polis bariyerlerinin ardındaki kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanına bırakıyoruz. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere, kayıp yakınlarına yaşatılan hukuksuzluklara; Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan yöneticilerin keyfi kararlarıyla Galatasaray Meydanı'nın polis bariyerleri ile kapatılması ve 10 kişi sınırlamasıyla süren Galatasaray yasağına son verme çağrısında bulunuyoruz. Yargı makamlarına, mevcut cezasızlığa son vererek, gözaltında kaybetmelere ilişkin soruşturma ve kovuşturmaları tarafsızlık ve cesaretle yürütmeleri çağrısında bulunuyoruz. İktidara, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme'yi derhal imzalama ve uygulama çağrısında bulunuyoruz. Gözaltında kaybedilenleri aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Tüm baskılara göğüs gererek adalet hakkını, hakikat hakkını ve ihlallerin tekrarına karşı toplumun güvencelere sahip olma hakkını savunmakta ısrar edeceğiz. Bir kez daha hatırlatıyoruz; zorla kaybetme bütün insanlığın utancıdır. Bu utancı yeryüzünden silmek için mücadele etmek onur sahibi her insanın görevidir."