24 Kasım 2024 Pazar

Gazeteci Demir: Kadınlar örgütlenerek ve yoldaşlaşarak dünyayı değiştirecek

Dünya Ekonomik Forumunu protesto etkinlikleri kapsamında "Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki Kadın Mücadelesi" üzerine sunum yapan gazeteci Arzu Demir, "Kadınlar örgütlenerek ve yoldaşlaşarak dünyayı değiştirecek" dedi.

İsviçre'nin Zürih kentinde Dünya Ekonominik Forumu'nu protesto eylemleri kapsamında iki günlük bir sempozyum düzenlendi. Sempozyumun son günkü oturumunda ajansımız editörü Arzu Demir, "Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da kadın ve LGBTİ+'ların AKP faşizmine karşı mücadelesi" üzerine bir sunum yaptı.

AKP'nin 7 Haziran 2015 sonrasında yeni ağır ve şiddetli bir biçimde devreye koyduğu savaş politikalarının hedefinde kadınların olduğuna dikkat çeken Demir, "Özellikle kayyum saldırısı, belediyelerdeki eşbaşkanlık sistemi ile kadın merkez ve derneklerini aldı. OHAL dönemindeki kararnamelerle neredeyse tüm kadın dernekleri kapatıldı" dedi. Artan erkek şiddetine dair örnekleri aktaran Demir, "Diktatör Erdoğan, ‘kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum' dedikçe kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor" dedi. Demir,  LGBTİ+'lara yönelik nefret saldırılarına ilişkin örnekleri aktardı, katledilen trans kadın Hande Kader'in yaşamını paylaştı. 

AKP faşizmi karşısında sokakları terk etmeyenlerin kadınlar olduğuna dikkat çeken gazeteci Demir, çeşitli fotoğraf ve videolarla kadınların direnişi anlattı. 

AKP FAŞİZMİNE KARŞI DİRENİŞİN BAŞINI KADINLAR ÇEKİYOR
Demir şöyle konuştu: "Kayyum darbesine karşı ilk sokağa çıkanlar kadınlardı. Kadın katillerinin ceza alması için kadınlar adliyeleri terk etmiyor. Leyla Güven bedenini açlığa yatırarak sürecin önünü açmaya çalıştı. 25 Kasım ve 8 Mart sokaklara AKP faşizmine karşı binlerce kadın çıktı. Daha birkaç gün önce çocuk istismarına karşı 53 kentte eylemler yapıldı. Şili'den yükselen Las Tesis çağrısına Türkiye'den de yanıt geldi. Kadınlar polis saldırısına rağmen sokaklarda Las Tesis şarkısı ve dansı ile erkek devlet şiddetinin karşısında durdu. AKP faşizmine karşı direnişin başını kadınlar çekiyor."

İktidarın kadınların her itirazını şiddetle bastırmaya çalıştığını vurguladı, "HDP'nin önceki dönem eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak hala hapiste. İki kadın gerilla Yeliz Erbay ve Şirin Öter, polis tarafından katledildiklerinde, polisin Şirin Öter'in özellikle genital bölgesine ateş açtığı ortaya çıktı. Bu iki örnek de iktidarın kadın düşmanlığının çarpıcı örneklerindendi" diye konuştu.

Kadın grevi konusundaki tartışmaları da aktardı, "Bu yıl kadınlar daha erken 8 Mart grevi hazırlıklarına başladı. Sosyalist Kadın Meclisleri Genel Meclisi'nde konu ele alındı, yerel platformların gündemine taşıma ve yerellerde grevi örgütlemeler için örgütleri kurma kararı alındı" dedi.

Gazeteci Demir, 1980'lerden buna kadın özgürlük mücadelesinin tablosunu çizdi, feminist, Kürt ve komünist kadınların geçtiği aşamaları aktardı.  Demir şöyle konuştu: "Komünist kadın hareketi bakımından çeşitli evreler var. İlk olarak emekçi kadın kitleleri içinde kurdukları dernekler ile komünist propaganda yaptılar. Devletin kadınlara yönelik cinsel şiddetine karşı uzun süreli çalışmalar yürüttüler. Örneğin Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Kurultay, komünist kadınların çabasının sonucuydu. Daha sonra kendi talepleri ile siyaset sahnesine girdiler. Bunu da ‘siyasetin merkezine yürümek' olarak tanımladılar."

Rojava devrimine dikkat çeken Demir, "Rojava kadın devriminin başarısı, kadınların her alanda çeşitli biçimlerle örgütlenme iradesidir. Karma örgütlerde, meclislerde, komünlerde eşit varlık ve temsil hakkını savunurken, aynı zamanda hayatın her alanında kendi silahlı ya da silahsız kendi örgütlerini kurmasıdır. Kadınlar bakımından tek güvence kadın  örgütlenmesi ve yoldaşlığıdır" diye konuştu.

* Foto: Arşiv