24 Kasım 2024 Pazar

'Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesi saldırılarla bastırılamaz'

Siyonist İsrail'in soykırım uygulamalarını Ortadoğu'nun çeşitli ülkelerinde yapılan siyasi suikastlarla sürdürdüğünü belirten DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay ve Berdan Öztürk, "Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesi saldırılarla bastırılamaz" dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüleri Ebru Günay ve Berdan Öztürk, "Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesi saldırılarla bastırılamaz" başlıklı bir açıklama yayımladı. 

Siyonist İsrail, 30 Temmuz Salı günü Lübnan'ın başkenti Beyrut'a düzenlediği saldırıda Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür yaşamını yitirmişti. İsrail, İran'ın başkenti Tahran'da bulunan Hamas lideri İsmail Haniye'nin kaldığı evi ise 31 Temmuz Çarşamba günü bombalamış; suikastlarda Şükür, Haniye ve Haniye'nin koruması yaşamını yitirmişti.

Eş Sözcüler Günay ve Öztürk, Netanyahu hükümetinin Gazze'yi işgali ve soykırım uygulamaları son günlerde Ortadoğu'nun çeşitli ülkelerinde yapılan siyasi suikastlarla devam ettiğini kaydetti. Bu kirli savaş politikaları iflas etmişken ve kendi kamuoyunda bile desteği azalmışken Netanyahu hükümetinin savaşta ısrar etmesinin altında yatan temel nedeni bütün kamuoyunun görmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, "Bilinmelidir ki barıştan ve çözümden korkan her hükümet halktan gizlediği çıkarlarını korumak için savaşta ısrar eder. O nedenle, barıştan ve siyasi çözümden korkan Netanyahu hükümetine karşı barış talebini yükseltme zamanıdır. Siyasi suikastlarla bir halkın haklı ve meşru talepleri bastırılamaz. Tarih bunu bize dün gösterdiği gibi yarın da gösterecektir. Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesinin dünyanın dört bir yanında yaşayan halklar tarafından dile getirilmesi, Filistin halkının özgür geleceğinin yakın olduğunun işaretidir. DEM Parti olarak, çözümün tek adresinin siyasi diyalog ve müzakere olduğunun; Ortadoğu'da kalıcı barışın ve istikrarın ancak her kimlik, inanç ve kültürden kesimin ortak, eşit ve özgür yaşamıyla mümkün olduğunun altını çiziyoruz" denildi.