Filistin Feminist Kolektifi: Halide Cerrar'ı serbest bırakın
13 Ağustos'tan bu yana siyonist işgal hapishanesinde ağır tecrit altında tutulan FHKC lideri Halide Cerrar'ın özgürlüğünü talep eden Filistin Feminist Kolektifi, "Halide Cerrar ve tüm Filistinli tutsakların derhal, koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Her Filistinli hayatı hedef alan, yok eden, öldüren, tutsak eden bu soykırımcı savaş makinesi ortadan kaldırılmak zorundadır" ifadelerini kullandı.
Filistin Feminist Kolektifi, siyonist İsrail rejiminin Neve Tirtza Kadın Hapishanesinde 13 Ağustos'tan bu yana ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) lideri Halide Cerrar'ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
'ESİRLİK, ABD DESTEKLİ SÖMÜRGECİLİĞİN YAPI TAŞLARINDAN BİRİ'
Kolektif tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Filistin Feminist Kolektifi olarak, bize 'umudun hapishanelerde taştan büyüyen bir çiçek gibi olduğunu' öğreten Filistinli politik tutsak, feminist aktivist ve akademisyen, devrimci lider Halide Cerrar'ın derhal ve koşulsuz özgürlüğünü talep ediyoruz.
Cerrar, yerleşimci devletin elinde 5 farklı tutsaklıkla 6 yılı aşkın süre rehin tutuldu ve son olarak, 26 Aralık 2023'ten bu yana siyonist zindanlarda herhangi bir yargılama olmaksızın tutsak ediliyor. O şu anda en büyük zorlukla yüzleşiyor: tecrit hücresinin vahşi koşulları. 12 Ağustos 2024'te, sömürgeci siyonist hapishane yetkilileri onu işgal altındaki Hayfa'da bulunan Damon Hapishanesi'nden; mutlak tecrit altında, insanlık dışı koşullarla karşı karşıya bulunduğu işgal altındaki Ramla'da bulunan Neve Tirtza Hapishanesine sürgün etti.
Esirlik, tutsaklık ve cinsel şiddet, Filistin'in Amerikan destekli siyonist sömürgeleştirilmesinin yapı taşlarını oluşturuyor. Yerleşimci siyonist rejim, hapishanelerdeki şiddeti ve Filistinlilere dönük tutuklamaları, Filistinlileri yok etme çabalarının bir parçası olarak araçlaştırdı; 100 yılı aşkın süre önce İngiliz sömürgeci manda rejimi tarafından kullanılan bir pratiği miras alarak şiddetlendirdi. Filistinlilerin tutsak edilmesi, halkımızın topraklarından ayrılması, ailelerin dağılması, hareket kısıtlılığı ve Filistinlilerin yaşam hakkının ihlali, Filistinlilerin tutsak edilmesiyle doğrudan bağlantılı. On yıllarca, siyonist askeri yargı sistemi, katlanılmaz bir işkence altında, avukat veya herhangi bir yargılama süreci olmadan zorla alınan itiraflarla Filistinlileri yüzde 99 oranında mahkum etti.
'CERRAR'IN MÜCADELESİ CEZALANDIRILMAK İSTENDİ'
On binlerce Filistinliye yaptığı gibi, siyonist rejim Cerrar'ı, Filistin ve Filistinli politik tutsakların özgürlüğü için mücadelesini cezalandırmak amacıyla tutsak etti. Filistinli tutsaklar, uzunca bir süredir hem Filistin direnişini zayıflatmak hem de toplumumuzu parçalamak için cinsel şiddete maruz bırakıldı. Yeniden tutuklandığı dönemde, Cerrar kadın tutsakların deneyimlerini araştırıyordu. Birzeit Üniversitesi'nin Muwatin Demokrasi ve İnsan Hakları Enstitüsü'nde araştırmacı olan Cerrar, yerleşimcilerin Filistin'de hapishaneleri kullanımı ve küresel hapishane endüstriyel kompleksi arasındaki bağlantıyı araştırıyor, kadın tutsaklar arasındaki diyaloglara dikkat çekiyordu.
Halide Cerrar, ortadan kaldırma mücadelesinin tüm insanlık için bir kavga olduğunu söylüyor: 'Sömürgeci ve yerleşimci esareti ortadan kaldırmak insanlık için kritik bir aşama, hem onlarca yıl bunun etkilerini çekenler, hem de bunu reddederek karşısında direnmeyi sürdürenler için.'
Cerrar bir anne, eş, çocuk, kardeş, akıl hocası, lider, savaşçı ve Filistin Yasama Meclisi'nin bir üyesi. Tarif edilemez trajedilerle yüzleşmiş, hapishane hücrelerini sınıflara çevirip, tutsak kadınların birbirine öğretmesi için sistemler kurarken, 'Çaresizlikten umudu inşa etmemiz' gerektiğini söylüyor. Şu ifadeleri kullanıyor: 'Seslerimizi susturmak istiyorlar ama biz kalıcıyız! Seslerimiz işgali sonlandırmak için haykırmaya devam edecek! Ben halkımı temsil ediyorum ve halkım işgale karşı onurla savaşmaya devam edecek!'
'SOYKIRIMCI SAVAŞ MAKİNESİ ORTADAN KALDIRILMAK ZORUNDADIR'
On yıllarca, Filistinli erkekler, kadınlar ve çocuklar kitleler halinde tutuklandı. Devam eden soykırım, Filistin'in dört bir yanında devam eden acımasız bir tutuklama saldırısına dayanıyor. Tutsak İlişkileri Komitesi ve Filistinli Tutsaklar Topluluğu'na göre, 2023'ün Ekim ayı ve 2024'ün Ağustos ayı arasında, yerleşimci rejim, Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria'da 10 bin 300'ü aşkın Filistinliyi tutsak etti. Yine aynı süre içerisinde, yerleşimci rejimin Filistinlileri herhangi bir dava veya yargılama olmadan, belirsiz bir süre boyunca tutsak etmesini sağlayan 8 bin 322'yi aşkın 'idari tutukluluk' emri verildi. Addameer – Tutsaklara Destek ve İnsan Hakları Örgütü'ne göre, 'idari tutukluluk' metodolojik ve yaygın bir biçimde silahlaştırılıyor, ve bu durum sözde uluslararası hukuku da ihlal ediyor. Giderek derinleşen soykırım sırasında Gazze'den kaçırılan Filistinlilere dair çok az bilgi yayınlandığı için, bu tutuklamaların kapsamını dahi bilmiyoruz.
Halide Cerrar ve tüm Filistinli tutsakların derhal, koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Her Filistinli hayatı hedef alan, yok eden, öldüren, tutsak eden bu soykırımcı savaş makinesi ortadan kaldırılmak zorundadır.
Hapishaneleri ortadan kaldırmayı, sömürge altındaki toprakları özgürleştirmeyi, cinsel şiddeti sonlandırmayı amaçlayan uluslararası anti-emperyalist ve feminist hareketlerin yanındayız. Halide gibi, küresel hapishane endüstriyel kompleksinde tutulan tüm tutsaklar politik tutsaklardır. Turtle Island'dan Filistin'e, ırkçı kapitalist ve yerleşimci sömürgeci güçler esirlik, işkence, soykırım, cinsel şiddet ve toprakların çalınmasına dayanıyor.
Halide'nin özgürlüğü için mücadele, sömürgeci ve emperyalist tutsaklık sistemlerine ve siyonizm, ABD emperyalizmi; onların küresel ölçekteki acımasız savaş makinesine dayanak oluşturan hapishanelere karşı mücadele eden tüm hareketler için vazgeçilmezdir.
Halide Cerrar ve tüm Filistinli tutsaklar için özgürlük istiyoruz. Halide'ye özgürlük! Herkese özgürlük!"