Filistin Eylem Komitesi'nden İsrail'e tam ambargo çağrısı
Filistin Eylem Komitesi, Dökme Kurşun saldırısının 16. yıldönümünde Üsküdar'da yürüyüş düzenleyerek, soykırımcı siyonist İsrail'e tam ambargo çağrısında bulundu.
Filistin Eylem Komitesi, Dökme Kurşun saldırısının 16. yıldönümünde, siyonist İsrail'in Filistin'e dönük işgal ve soykırım saldırılarına karşı Üsküdar'da yürüdü. Şifa Hamamı önünde başlayan yürüyüşte, "Dökme kurşundan soykırıma, siyonist saldırganlık sürüyor" pankartı açılan eylemde, Filistin bayrakları taşındı. Yoğun yağışa rağmen çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, Şifa Hamamı'ndan Üsküdar Meydanına sloganlarla yüründü.
'SOYKIRIMIN İLK HABERCİSİ DÖKME KURŞUN SALDIRISIYDI'
Filistin Eylem Komitesi adına meydanda yapılan açıklamada, emperyalist güçler ve siyonist işgal güçlerinin bir asırdan fazladır Filistin halkını topraklarından sürdüğü, katlettiği, Filistin'in yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmaladığı belirtildi. "Filistin'in pek çok bölgesiyle birlikte Gazze de 1967'de İsrail'in askeri işgaline uğramış, 2. İntifada sırasındaki yoğun direniş sayesinde işgal güçleri ve yasa dışı yerleşimciler 38 yılın ardından 2005'te Gazze'den çekilmek zorunda kalmıştı. İşgal devleti, 2006'dan itibaren ise Gazze'de yaşayan 2 milyondan fazla Filistinliyi havadan, denizden ve karadan ablukaya aldı ve bu ablukaya 2008'den itibaren onlarca yıkıcı saldırı ve kitlesel katliam eşlik etti" denilen açıklamada, işgalci İsrail'in bugün bu saldırıları soykırım derecesine vardırdığı vurgulandı.
"Gazze'ye yönelik şiddetli ablukanın ardından başlayan saldırı zincirinin ilk halkası olan Dökme Kurşun saldırısı 27 Aralık 2008'de başlamış ve 21 gün boyunca Gazze, aralıksız bombalanarak 1417 Filistinli katledilmişti" denilen açıklamada, bugün yaşanan soykırım saldırısının ilk habercisi olan bu saldırının ardından neredeyse her iki yılda bir Gazze'nin büyük çaplı saldırıların hedefi olduğu belirtildi.
'FİLİSTİN HALKI DİRENİŞ RUHUNU KAYBETMEDİ'
Bir asrı aşan bir süredir işgalcilerin askeri saldırısı altında olan Filistin halkının bu sürede direniş ruhunu kaybetmediğinin altı çizilen açıklama, şöyle devam etti: "2006'da başlayan yoğun abluka ve katliamlar serisine sessiz kalmayan Gazze, çeşitli sivil ve askeri direniş biçimleriyle sürdürdüğü mücadelesini 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı hamlesiyle zirveye taşıdı. İşgal devleti, temellerini sarsan ve 'yenilmezlik' algısını alaşağı eden bu operasyona karşılık, başta Gazze tüm Filistin'i yok etmek üzere 450 gündür aralıksız şekilde saldırıyor. Bununla yetinmeyen işgal devleti, sömürgeci güçlerle ittifak halinde, tüm coğrafyamızı direnişten arındırmak üzere saldırılarını genişletiyor. Suriye'de oluşan güç boşluğunu fırsata çeviren işgal devleti, Suriye'nin askeri kapasitesini yok ederek ve Golan Tepeleri'ni tamamen işgal ederek yayılmacı karakterini bir kez daha ortaya koyuyor."
'GÖREV İSRAİL'İ HER YERDE TECRİT ETMEKTİR'
Batılı emperyalistler ülkelerin İsrail'in soykırım saldırılarına doğrudan askeri ve siyasi destek sunduğu vurgulanan açıklamada, "Dünyanın en yüksek teknolojisiyle donatılmış İsrail ordusu sömürü ve abluka altında yaşayan halkların direnişini kıramadığı her gün daha da vahşileşiyor, Filistin'in her bölgesinde, Lübnan'da, Yemen'de, Suriye'de, İran'da kan dökmeye devam ediyor. Sömürgeciliğe karşı çıkan tüm dünya halkları olarak bugün bizlere düşen görev, bulunduğumuz her yerde soykırımcı İsrail'i tecrit etmek, ona güç veren her türlü mekanizmayı engellemektir" denildi.
'İSRAİL'E PETROL TÜRKİYE'DEN AKIYOR'
Açıklama, şöyle devam etti: "Gazze'de 17 yıldır süren ağır abluka dönemi, Filistin'in yanında olduğunu iddia eden Türkiye'nin, işgal devletiyle ticaret hacminin beşe katlandığı döneme denk geliyor. Türkiye, Filistin ile dayanışma hareketlerinin baskısı sonucu, soykırımın ancak 7. ayında işgal devletiyle ticareti resmen durdurduğunu açıklasa da ticaretin dolaylı şekilde sürdürüldüğü açıkça ortada. Soykırımcı İsrail'e petrol bugün Türkiye üzerinden akıyor, soykırımcının elektrik ihtiyacı Türkiye sermayesi tarafından sağlanıyor, soykırıma askeri mühimmat ve lojistik destek ulaştıran gemiler Türkiye limanlarında demirliyor. Dahası, Türkiye topraklarındaki askeri üsler yoluyla işgal devletine istihbarat desteği veriliyor, Türkiyeli şirketler işgal ordusuna askeri alanda üretim desteği veriyor."
'İSRAİL'E TAM AMBARGO'
Türkiye'nin işgal devletiyle kurduğu askeri, ticari, diplomatik tüm ilişkilerin kesilmesi ve soykırımdan para kazanan şirketlerden hesap sorulması için mücadelenin süreceği dile getirilen açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
🔹"İsrail'le tüm askeri anlaşmaların feshedilmesi ve askeri ambargo uygulanması
🔹İşgal devletini koruyan askeri üslerin kapatılması
🔹Soykırıma petrol tedarik eden Bakü-Ceyhan Boru Hattı'nın kapatılarak, enerji ambargosu uygulanması
🔹Serbest Ticaret Anlaşması'nın feshedilmesi ve tüm ticaret yollarının Siyonistlere ve suç ortaklarına kapatılması
🔹Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilmesi
🔹Ve işgal devleti İsrail'deki tüm yatırımların geri çekilmesi yoluyla İsrail'e tam ambargo uygulanması."
Eylem boyunca, "Nehirden denize özgür Filistin", "Katil İsrail, işbirlikçi AKP", "Emperyalistler yenilecek, direnen halklar kazanacak", "Filistin'e özgürlük, İsrail'e boykot", "Kürecik radarı, İsrail'in kalkanı", "Bakü-Ceyhan hattından akan petrol değil kan", "Her yer Filistin, her yer direniş", "Yaşasın küresel intifada" sloganları atıldı.