Kayıp yakınları Roboskî için adalet istedi
Kayıp yakınları ve İHD, Diyarbakır ve Batman'da yaptıkları eylemlerde, 13 yıl önce yaşanan Roboskî katliamında yaşamını yitirenleri andı, faillerin yargılanmasını istedi.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD), Diyarbakır ve Batman'da düzenledikleri eylemlerde kayıpların akıbeti sordu, faillerin yargılanmasını istedi.
DİYARBAKIR
"Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla gerçekleştirilen 829'uncu hafta eyleminde Roboskî katliamında ölümsüzleşenlerin faillerinin yargılanması istendi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen eylemde, kayıpların fotoğrafların olduğu ve "Roboskî katliamını unutmadık unutturmayacağız" pankartları taşındı.
İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Ömer Saman, Roboskî'de katledilenleri anarak başladığı konuşmasında, Roboskî katliamının Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığını söyledi. Saman, "Toplumsal barış için onarıcı adaletin sağlanmasını istiyoruz" dedi.
26 Aralık 1997'de Diyarbakır'da sivil polislerce gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Özdemir'in kızı Seyran Özdemir, yıllardır tüm baskı ve zulme karşı kayıplarını arayan Cumartesi Annelerini selamlayarak, söze başladı. "Bir ülke düşünün ki; kendi insanlarını hukuksuzca gözaltına alıyor, vahşice katlediyor ve ortadan kaldırıyor" diyen Özdemir, kayıpların akıbetini soranların gözaltına alındığını, tutuklandığını, böylece acılarının ikiye katlandığını söyledi. Özdemir, "Bu meydanlarda olan bizler, babamızı, kardeşimizi, çocuklarımızı kaybettik. Bu meydanda kayıplarını arayanlar değişti ama iki şey değişmedi. Devletin zulmü ve kayıplarımız hala yok. Benim babamda gözaltına alınıp, kaybedildi. Ne babam ne de failleri bulunamadı. Ama iyi bilinsin ki Cumartesi Anneleri'nin karanlık ellere ve onların sahiplerine karşı çaba ve mücadelesi devam edecektir" dedi.
Özdemir'in kaybedilme hikayesini okuyan İHD üyesi Fırat Akdeniz, 1954 Diyarbakır Lice doğumlu Özdemir'in yaşadığı Araki köyüne devletin sürekli baskın yaptığını hatırlattı. Bu baskılardan dolayı Mehmet Özdemir ailesiyle birlikte Diyarbakır'a göç ettiğini söyleyen Akdeniz, Araki köyünün bir süre sonra devlet tarafından yakılarak boşaltıldığını, Mehmet Özdemir'in köye dönme ihtimali kalmadığı için Diyarbakır'da hayvan ticareti yapmaya başladığını aktardı. 26 Aralık 1997 sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıkan Özdemir'in, bir arkadaşının evini ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki bir kahveye gittiğini, burada silahlı, sivil giyimli, telsizli iki kişi tarafından gözaltına alınarak beyaz bir araca bildirildi. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre araçta üç kişinin olduğunu aktaran Akdeniz, araca binmemek için direnen Özdemir'in zorla, işkeyle araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi.
Mehmet Özdemir'in gözaltına alınması olayına çok sayıda kişinin tanıklık ettiğini belirten Akdeniz, ailenin girişimlerine ilişkin şunları anlattı: "Mehmet Özdemir'in eşi Enzile Özdemir, 29 Aralık 1997 günü önce İHD'ye başvurur ve eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek, hukuki yardım talebinde bulunur. Orada bulunan avukatların yardımıyla Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe ile başvurur ve eşinin kahvede otururken sivil kıyafetli polisler tarafından alındığını belirterek akıbetiyle ilgili bilgi talep eder. Bu taleplere yanıt olarak verilen dilekçeye 'Mehmet Özdemir, Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır' yazısı yazılır. Ancak bu yazının altında hiçbir yetkilinin imzası bulunmamaktadır. Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir'den bir daha haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir, yeniden yetkili kurumlara başvurur. Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir'in gözaltına alınmadığı, bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği iddia edilir.
"Mehmet Özdemir'in ailesi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu'na, Diyarbakır Valiliği'ne başvurularda bulunur. İç hukuktan bir sonuç alamayan Özdemir ailesi 7 Eylül 1999 tarihinde Mehmet Özdemir'in zorla kaybedilmesiyle ilgili AİHM'e başvuruda bulunur. Yapılan tüm başvurulara rağmen Mehmet Özdemir'den bir daha haber alınamaz. AİHM, 8 Ocak 2008 tarihinde esas ve usul yönünden dosya ile ilgili ihlal kararı verir."
Özdemir'in gözaltında kaybedilmesine ilişkin bilgilerin aktarılmasının ardından oturma eylemi yapan kayıp yakınları, kaybedilenlerin akıbetinin açıklanmasını, faillerin yargılanmasını istedi.
BATMAN
Kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi, 665'inci hafta eylemlerini Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirdi. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayyum darbesiyle görevden alınan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Batman Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Batman Şubesi yöneticileri, Batman Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri katıldı.
Bu haftaki eylemde, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 34 kişinin savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmelerinin hikayesi okundu. Basın metnini okuyan İHD Şube Yöneticisi Rezan Baytar, katliam sonrası yaşananlara dikkat çekerek, "Roboskîli ailelerin haksızlık karşısında bugüne kadar takınmış oldukları tavır adaletin ölçüsü olmaya devam edecektir. Roboskî ailelerinin ve insan hakları savunucularının mücadelesinin devam edeceğini buradan bir kez daha yineliyor, 13 yıl önce yitirdiğimiz bu gencecik insanları saygı ile anıyoruz" dedi.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.