22 Kasım 2024 Cuma

ESP kongresine gönderilen mesajlarda birleşik mücadele vurgusu

Dünyanın dört bir yanından devrimci partiler, 4. Olağan Genel Kongresini gerçekleştiren ESP'yi selamladı. FHKC, "Bizi birbirimize bağlayan ilişki sadece geçici bir dayanışma değil, emperyalizme ve kapitalizme karşı onlarca yıllık ortak mücadelemiz boyunca gelişen derin bir enternasyonalist bağdır" ifadelerini kullandı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 4. Olağan Genel Kongresini Ankara'da gerçekleştiriyor. Dünyanın dört bir yanından pek çok siyasi parti ve kurum da gönderdikleri mesajlarla kongreyi selamladı.

FHKC: ENTERNASYONALİST RUHUNUZ ORTAK MÜCADELEMİZDE BİZE GÜÇ VERİYOR
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin (FHKC) gönderdiği mesaj şu şekilde: "Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ndeki sevgili yoldaşlar, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ndeki yoldaşlarınızdan devrimci ve enternasyonalist selamlar. Emperyalizme ve baskıya karşı, sosyalizm ve özgürlük arayışındaki ortak mücadelemizin bu kritik anında gerçekleşen ulusal kongreniz vesilesiyle en sıcak devrimci selamlarımızı sunuyoruz.

"Bizi birbirimize bağlayan ilişki sadece geçici bir dayanışma değil, emperyalizme ve kapitalizme karşı onlarca yıllık ortak mücadelemiz boyunca gelişen derin bir enternasyonalist bağdır. Filistin kurtuluş hareketimizi Türkiye'deki devrimci güçlerle birleştiren tarihsel bağlardan büyük gurur duyuyoruz; siz de bu bağların ön saflarında yer aldınız ve almaya devam ediyorsunuz. Filistin halkının siyonist işgale karşı mücadelesine verdiğiniz kararlı destek ve ezilenlerin haklarını savunan ilkeli duruşunuz, aramızdaki kardeşlik bağlarının derinliğini yansıtmaktadır. En karanlık zamanlarda her zaman halkımızın yanında yer aldınız ve insanlığı baskı ve işgalden kurtarmak için
çabalayan uluslararası hareketin ayrılmaz bir parçası oldunuz. Bu enternasyonalist ruh, adil hedeflerimiz için ortak mücadelemizi sürdürme konusunda bize güç vermektedir.

'BİRLİĞİMİZ VE İTTİFAKLARIMIZ ÖZGÜRLÜĞE ULAŞMAK İÇİN ELZEMDİR'
"Kongrenizi, sosyalist örgütlenmenin güçlendirilmesi ve Türkiye'de ezilen ve ötekileştirilen sınıfların hakları için verdiğiniz mücadelenin ilerletilmesi yolunda önemli bir adım olarak görüyoruz. Birliğimizin ve uluslararası ittifaklarımızın halklarımız için adalet ve özgürlüğe ulaşmak için elzem olduğuna inanıyoruz.

"Sizinle olan devrimci ilişkimize değer veriyor ve Filistin'in nehirden denize kadar özgürleştirilmesini stratejik bir öncelik olarak kabul ederek Filistin meselesi konusundaki duruşunuzu derinden takdir ediyoruz. Bu taahhüt, baskı güçlerine karşı birleşik mücadelemizin altını çizmektedir. Siyonist işgal karşısında Filistin halkına verdiğiniz sarsılmaz destek, bizi insanlığın ve özgürlüğün düşmanlarına karşı birleşik bir cephede birleştiren küresel kurtuluş davalarına olan derin bağlılığınızın bir örneğidir. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin her zaman mücadelenizin sadık bir ortağı olarak kalacağını teyit ediyoruz. Ortak hedeflerimize ulaşmak için birlikte çalıştığımız kongrenizde size büyük başarılar diliyoruz. Yaşasın ezilen halkların mücadeleleri! Yaşasın uluslararası dayanışma! Nehirden denize özgür Filistin! Sosyalizm gelecektir!"

FDKC: MÜCADELENİZ FİLİSTİN HALKI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDKC) Merkez Komitesi üyesi Fouad Baker'in gönderdiği mesaj şu şekilde: "Sevgili yoldaşlar; sevgili devrimci savaşçılar; Filistin halkı adına sizleri selamlayan bir militanım. Şu anda tek başına soykırımla yüz yüze, siyonist emperyalist ideolojiye dayanan, Filistin topraklarını zapt eden ve halkı yerinden eden faşist İsrail politikalarına direnen onurlu özgürlük savaşçıları olarak sokaklarda mücadelemizi yükseltiyoruz.

"Gazze'de olanlar Hiroşima'da olanlardan onlarca kat daha kötü. Ve mülteci kamplarında gerçekleşen katliamlar Holokost'ta olanlardan daha az önemli değil. Gazze'de çocuklar kendi kanlarında boğuluyor. Ve cesetler enkaz altında çürüyor. Artık toplu mezarlar için hiç yer kalmadı. Artık şehitlerin bedenleri için kefen kalmadı. Onların parçalanmış bedenleri birkaç kilo olarak plastik torbalarda gömülüyor.

"Ne kadar söylersem söyleyeyim, olayların dehşetini anlatamam. Özür diliyorum; bu kongrede sizleri kötümser kılmak istemem. Daha çok şunu söylemek isterim; sizin militan mücadeleniz Filistin halkı için çok önemli. Siyonizmi yenmek küresel emperyalizmi de yenmek demektir. Siz de buna karşı mücadele ediyorsunuz. Ve İsrail'in halkımıza yönelik soykırım ve katliamlarına karşı mücadelemizi sürdüreceğimizden emin olun.

'GAZZE'DE ZAFERİ BERABER KUTLAYACAĞIZ'
Filistin halkı kararlılığı ve direnciyle, yerinden edilmeyi reddetmesiyle ve alternatif vatanı ile zafer kazanmıştır. Başkenti Kudüs olan bağımsız demokratik Filistin devletini inşa edeceğiz. Yerimizden edildiğimiz evlerimize geri döneceğiz. Ve birilerinin hoşuna gitse de gitmese de topraklarımızın kaderini kendimiz belirleyeceğiz. Filistin halkı ve direnişi adına sizi kutluyor ve kongrenizde başarılar diliyorum.

"Dünyadaki adaletsizliğe karşı hepimiz birlik içindeyiz. Ve Che Guevara'nın dediği gibi; 'Nerede haksızlık varsa, nerede adaletsizlik varsa, orası benim vatanımdır.' Kudüs'ün kurtarılmış sokaklarında sizi bekleyeceğiz. Ve sizi Gazze'de bizimle birlikte zaferi kutlamaya davet edeceğiz. Birlikte zafer bayraklarını yükselteceğiz. Filistin halkı için yeni bir mücadele ve desteğe olan inancımız tamdır. Filistin halkının mücadele etmekten ve direnmekten başka seçeneği kalmamıştır.
Tutsaklar için özgürlük! Yaşasın gururlu ve bağımsız halklar! Kongreniz çok yaşasın!"

PYD: KONGRENİZ HALKLAR İÇİN BİR UMUTTUR
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Pervin Yusif'in gönderdiği mesaj şu şekilde: "Bizler PYD olarak Rojava Kürdistan devrim sahasında kongrede hazır olan bütün arkadaşları ve mücadelede gördüğümüz ve tanıdığımız bir parti olarak Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin 4. Kongresini selamlıyoruz.

"Biliyoruz ki bizler bugün çok hassas süreçten geçiyoruz. Kongreyi bu dönemde düzenlemeniz bizim için, halklar için bir umuttur. Kongreniz bizim için, halklar için birlikte huzurlu, özgür, demokratik bir dünyada yaşayabilmemiz, bütün halkların birlikte mücadeleyi yükseltmesi için çok önemlidir. Çünkü bizler biliyoruz ki, Ortadoğu, bütün dünya bugün büyük bir savaş ve çatışmanın içerisinden geçiyor. Bu bir iktidar savaşıdır, ırkçı bir savaştır ve halkları yok etme savaşıdır. Bu nedenle halkların gücüyle, birliğiyle, demokratların birliğiyle, özgürlük isteyenlerin birliğiyle duygularımızı, amaçlarımızı, mücadelemizi birleştirebilmek oldukça önemlidir. Bugün kendisini halklara dayatan, kendisini halklar üzerinden yaşatan, her zaman bu zihniyetin yürümesini isteyen, ölümle, talanla halklara umutsuzluğu, inançsızlığı dayatan zihniyetler bu savaşı yürütüyor. Mücadelemizden geri adım atmamamız için, tutuklamalar, psikolojik ve dolaysız savaşın bütün biçimleri mücadele alanlarında devam ediyor. Türk işgalciliği, BAAS rejimi ve kendi zihniyetini devam ettirmek isteyen muhalefet tarafından Rojava özgürlük devriminin üzerinde çok yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor.

"Bu devrimde bölge halkını, özellikle de Kürt halkını tanımamak için yapılan tüm saldırılara rağmen mücadelemiz sürüyor. Bizler direniyoruz. Devrimimizin özgürlüğünü garantileyebilmek, demokratik bir sistemle, demokratik bir Suriye ile taçlandırabilmek için mücadelemiz devam ediyor. Bu yüzden biliyoruz ki yoldaşlarımız, demokratlar Kuzey Kürdistan'da, Türkiye'de, bütün dünyada varlar. Ve onlar da mücadelelerini sürdürüyorlar. Bu yüzden bizler buradan bir kez daha selamlarımızı yolluyoruz. Şimdiden başarılar diliyoruz. Biliyoruz ki, bu kongreden çıkacak kararlar, dayanışmamızı ve birliğimizi güçlendirecektir. Ve inanıyoruz ki, bizler birlikte bu zihniyeti yok edebiliriz. Barış, eşitlik ve özgür, kadın öncülüğü esasına dayalı özgür bir dünyada yaşayabilmek için mücadelemiz devam edecektir. Bir kez daha 4. kongreyi ve hepinizi kutluyoruz. Saygılar."

TKŞ: GÜCÜMÜZÜ BİRBİRİMİZDEN ALIYORUZ
Devrimci Komünist Hareket (TKŞ) sözcülerinden Fadyo Sido'nun gönderdiği mesaj şu şekilde: "Başta bütün devrim şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bizler Rojava Devrimci Komünist Hareket olarak ESP'nin 4. Kongresini kutluyoruz. Bütün ezilen işçi ve emekçilere, halklara, kadınlara, işçi ve emekçi kadınlara kutlu olsun. Bu kongrenin zaferi hepimiz içindir. Bu kongreden çıkan sonuçlar bütün komünistler için güçtür. Kongrenin sloganı olan 'Şimdi Atılım zamanı' önemlidir. Doğrudur, zaman isyan zamanıdır, atılımlar zamanıdır.

"Kapitalizme ve gericiliğin bütün çeşitlerine karşı savaşalım. İsyanı büyütelim ki, amaçlarımızı, hedeflerimizi daha yüksek bir düzeye çıkartalım. Burada, Bakur'da ve Türkiye'de yapılan tüm çalışmaların başarıları biz tüm komünistler içindir. Rojava, Bakur ve Türkiye'deki komünistler olarak gücümüzü birbirimizden alıyoruz. Önümüze koyduğumuz amaçlar ve hedefler için bu bize güç veriyor. Bizler bütün ezilen halklara güç veriyoruz ve birbirimizi güçlendiriyoruz.

"Biz Ortadoğu komünistleri için o büyük savaş nerede başlarsa, biz komünistlerin bu savaşta yer alması gerekir. Bizler komünistler olarak başlayan bütün savaşlarda yer almadığımızda, rolümüzü oynamadığımızda amaçlarımız zafere ulaşamaz. Komünistler olarak Ortadoğu'da hangi savaş başlarsa, hangi isyan olursa her yerde hazır olmamız gerekir.

'KADINLAR OLARAK OLARAK RUHUMUZ BİR'
"Özellikle eylemleriyle, devrimci bir ruhla, feda ruhuyla çalışmalarını sürdüren tüm komünist kadınlar için, devrimci komünist kadınlar için bir şey söylemek istiyorum. Bu kongre, çalışmalarına sürdüren tüm kadınlara kutlu olsun. Biz kadınlar için sesimizin, ruhumuzun her zaman bir olması gerekiyor. Doğrudur, her birimiz farklı bir yerdeyiz ama ruhumuz birdir. İsteğimiz birdir, yolumuz birdir. Bizler birlikte bu yolu takip ediyoruz. Devrim toprağından, Rojava Devriminden Bakur ve Türkiye'deki tüm kadınlara selamlarımı yolluyorum.

"Ankara'da Bakur'dan Türkiye'ye kadar düzenlenmekte olan 4. Kongre gerçekten çok önemli bir adımdır. Kongrede alınacak tüm kararları kendimiz için önemli görmemiz gerekiyor. Kongreden sonra yönümüzü nereye çevireceğiz. Örgütümüzü kimler içerisinde, nasıl büyüteceğiz. Bunu bilmeliyiz ki, ESP'nin örgütlediği bu kongreden sonra doğru bir sonuç çıkartalım. Size Rojava'dan, devrim topraklarından selamlarımızı yolluyoruz. Ve diyoruz ki sizin başarınız bizim başarımızdır. Sizden güç alıyoruz. Sizin gücünüzle bizim gücümüz de büyüyor. Yaşasın devrimimiz. Yaşasın Rojava Devrimi. Yaşasın sosyalizm. Hepimize başarılar."

PRIDE REBELLION: KONGRENİZLE YENİ BİR GÜÇ YARATACAĞINIZA EMİNİZ
Pride Rebellion'un gönderdiği mesaj şu şekilde: "Pride Rebellion olarak kongrenizi kutluyor ve sizleri kutluyoruz. Kongremizde de analiz etmiştik, dünyada koşullar büyük ölçüde değişiyor. Toplum ve emperyalizm giderek daha şiddetli hale geliyor. İsrail'in Filistin'e karşı yürüttüğü imha savaşı gibi savaşlar bizi pratiğimizi arttırmaya çağırıyor. Ancak insanlara bir perspektif verirsek onları örgütlemeyi başarabiliriz. Bu perspektif örneğin, şu anda Türk faşizmi tarafından havadan saldırıya uğrayan Rojava Devrimidir. Sosyalistler olarak zamanınızın cevaplarını tanımalı ve bunları kitlelere vermelisiniz. ESP olarak her zaman önemli mücadelelerin ön saflarında yer aldınız. Hepimiz zamanın nabzını hissetmeye başlamalı ve buna göre örgütlenmeliyiz.

"Türkiye faşizmi kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik erkek egemen şiddeti yeni bir boyuta taşımayı başarıyor. Öldürülen birçok kadın ateşimizi körüklemeli, şiddete uğrayan LGBTİ+'ların isimleri ve kaderleri sokaklara taşınarak heteroseksist sistem yerle bir edilmelidir. Kongrenizle birlikte ezilenler için odak olacağınıza ve yeni bir güç yaratacağınıza eminim. İçinde bulunduğumuz zamanın başka bir cevabı yok. Örgütlenin ve sosyalizm için mücadele edin. Çünkü barbarlıktan çıkış yolu sosyalizmdir."

RUSYA MAOİST PARTİSİ: SAVAŞA KARŞI ULUSLARARASI BİR HAREKETİ ÖRGÜTLEMENİN ZAMANIDIR
Rusya Maoist Partisi'nin mesajı şu şekilde: "Sevgili yoldaşlar, sizden haber almaktan mutluluk duyuyoruz. 2020'lerde halkların hak ve özgürlüklerine karşı büyük bir emperyalist saldırıya ve aşırı sağ, faşist eğilimlerin yükselişine tanık oluyoruz. Bu, biri Çin ve Rusya'nın başını çektiği, diğeri ABD ve AB'nin başını çektiği iki emperyalist kampta da gerçekleşiyor. Yetkililer ne derse desin, nihai bedeli ödeyen halktır.

"Halkın kapitalizme ve emperyalizme karşı direnişi zor zamanlar geçiriyor. Devrimci parti ve örgütler Hindistan ve Filipinler'deki gerici saldırılarda ağır darbeler alıyor. Öte yandan, tüm devrimci ve ilerici güçler Myanmar'daki askeri diktatörlüğe karşı halk direniş hareketinin başarılarını görmekten mutluluk duymaktadır. Bangladeş'te bir diktatörü deviren halk ayaklanması da önemli bir zaferdi, ancak görünen o ki orada sosyo-politik sistemde köklü bir değişiklik olmadı.

"Daha iyi, demokratik ve eşit bir dünyaya doğru hareketin önemli bir parçası olacak barış için ve topyekûn savaşın önlenmesi için uluslararası bir hareket örgütlemenin zamanının geldiğine inanıyoruz.

"Savaşı tam olarak nasıl durdurmamız gerektiği konusunda görüş ayrılıkları var – neyin saldırı neyin savunma önlemi olduğu ve 'gerçek saldırganın kim olduğu' tartışması. Bu zor bir sorudur. Burada önemli olan emperyalistlerin gerçek hedeflerini ortaya koymak ve bunları halkın gerçek çıkarlarından ayırmaktır. Hükümetler her zaman bizim çıkarlarımız doğrultusunda hareket ettiklerini iddia ederler, ancak bu doğru değildir. Bu tıpkı koyun, çoban ve kurdun olduğu bir masal gibidir. Çoban koyunlara, 'Beni demokratik olarak seçtiniz, bu yüzden ne dersem onu yapmalısınız' der. Kurt ise 'Ben sizi çobanın kötü boyunduruğundan kurtarmaya geldim!' der. Ama biliyoruz ki ikisi de eninde sonunda koyunu yemek istiyor.

'BİRLİK, BAŞARIYA ULAŞMANIN TEK YOLUDUR'
"İnsanlar özgür ve mutlu olmak ister. Baskıcı bir diktatörlük altında yaşarken özgür olamazsınız ve yiyecek, barınak ve onurlu bir şekilde yaşamanın diğer araçları olmadan mutlu olamazsınız. Bu da barış için mücadele etmenin yanı sıra insanlara savaşın köklerini de anlatmamız gerektiği anlamına gelir ki bu kökler nihayetinde elitlerin açgözlülüğü ve ezilenlerin yoksulluğu ve sefaletidir. Savaş olasılığını ortadan kaldırmak için toplumu da değiştirmek, daha eşit, özgür ve adil hale getirmek gerekir ki bu da bütçe kesintileri, özelleştirme, jentrifikasyon vb. ile neo-liberal gidişatı terk etmek ve nihai hedefi sosyalist bir toplum kurmak olan insan odaklı politikalar geliştirmek anlamına gelir.

Neoliberalizm otoriterlikle el ele gider, bu da siyasi demokrasi için mücadeleyi ilk sıraya koyar; bizim için sosyal demokrasi ve ekonomik demokrasi olmadan siyasi demokrasinin sürdürülebilir olmadığı açıktır, çünkü ekonomik güç birkaç kişinin elinde toplandığında demokrasi sürdürülebilir değildir. Amacımız barış ve demokrasi için verilen tüm bu mücadeleleri geleceğin toplumu olarak sosyalizm vizyonumuzla birleştirmektir. Sosyalist güçlerin son on yıllarda yaşadığı sürekli krizden çıkmanın tek yolu budur. Sosyalizmin mümkün olduğunu ve bugün var olan toplumsal sorunları çözmenin yolunun bu olduğunu göstermeliyiz. Bu, reformları görmezden gelmek ya da reformlara karşı çıkmak anlamına gelmez; aksine, kapitalist toplumda reformlar için ajitasyon yaparak ve reformları uygulayarak, özel mülkiyete ve toplumsal eşitsizliğe dayalı toplumdan uzaklaşmanın bir gereklilik olduğu kanıtlanabilir.

Yoldaşlar, 4. kongrenizde sizlere başarılar diliyoruz. Ülkenizdeki sosyalist hareket şu anda zayıf ve parçalı görünebilir, ancak buradakinden fersah fersah ileride ve bizim için büyük bir ilham kaynağı. Solun parçalanmasından bahsetmişken, fikirlerine tam olarak katılmasak bile tüm sosyalist, demokratik ve ilerici güçlerle birlik olmamız gerektiğine inanıyoruz. Birlik, başarıya ulaşmanın tek yoludur."

SPB: BANGLADEŞ VE TÜRKİYE EMEKÇİ HALKLARI ARASINDAKİ BİRLİK DAHA DA GÜÇLENSİN
Bangladeş Sosyalist Partisi (SPB) Genel Sekreteri Bazlur Rashid Firoz'un gönderdiği mesaj şu şekilde: "Sevgili yoldaşlar; Bangladeş Sosyalist Partisi-SPB'den devrimci selamlar ve kızıl selamlar. Türkiye halkının kurtuluş hareketinin önemli bir gücü olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin Genel Kongresi'nin yakında yapılacağını bilmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kongrenin Türkiye halkının mücadelesini bir adım daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz.

"Emperyalizmin dünya çapında faşizme dönüştüğünü biliyoruz. Avrupa'da, Amerika'da ve hatta Asya'da aynı tabloyu görmek mümkün. Bu faşist eğilimin bir sonucu olarak farklı ülkelerde savaşlar, saldırganlık ve ölümler sürekli artıyor. Ukrayna'da emperyalist güçler arasında yaşanan vekalet savaşı tüm Avrupa'yı istikrarsızlaştırdı. Aynı zamanda İsrail, ABD'nin desteğiyle Filistin ve Lübnan'da tarihin en korkunç soykırımlarından birini gerçekleştiriyor. Daha önce Irak, Suriye ve Libya dahil olmak üzere çeşitli Ortadoğu ülkelerini yok ettiler ve birçok Afrika ve Latin Amerika ülkesinde iç savaşları kışkırttılar.

"Sosyalizm, insan uygarlığını yok eden bu emperyalist-faşist savaşa direnebilecek tek güçtür. Bu nedenle, farklı uluslardan emekçi halkların kurtuluş mücadelelerini güçlendirmekten başka alternatif yoktur. Marksist-Leninist güçlerin uluslararası birliği emperyalist savaşları durdurmanın tek yoludur. Bangladeş'in burjuva parti Awami League tarafından yönetilen ağır bir faşist rejim altında olduğunu gözlemlemişsinizdir. Ancak 5 Ağustos'ta bu baskıcı Hasina rejimi, öğrencilerin, işçilerin ve kitlelerin eşi benzeri görülmemiş bir ayaklanmasıyla devrildi. Partimiz, ülkedeki diğer sol ve ilerici siyasi gruplarla birlikte, bu faşist rejime karşı uzun bir mücadele vermiş ve büyük
baskılara maruz kalmıştır. Faşist rejim düşmüş olsa da, faşist sistemin tamamı henüz kökünden sökülüp atılmamıştır. Bangladeş'in emekçi halkı ve partimiz bu mücadeleyi sürdürmektedir.

"Yaklaşan kongreniz için bir kez daha en iyi dileklerimi sunuyorum. Bangladeş ve Türkiye emekçi halkları arasındaki birlik daha da güçlensin. Yaşasın sosyalizm! Dünya işçileri birleşin! Yaşasın proleter enternasyonalizmi! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Bangladeş Sosyalist Partisi kardeşlik ilişkisi! Devrimci selamlarımla."

KOMÜNİST İNŞA: ANTİFAŞİST MÜCADELEYİ ORTAKLAŞA YÜRÜTECEĞİZ
Almanya Komünist İnşa'dan gönderilen mesaj şu şekilde: "Değerli yoldaşlar, 4. olağan kongrenize devrimci ve enternasyonalist selamlar gönderiyoruz. Aynı zamanda mücadelemizde ölümsüzleşenleri saygıyla anıyoruz. Umarız kongrenizi Türkiye'de, Kürdistan'da ve tüm Ortadoğu'da artık tüm dünyanın gündeminde olan faşizmle mücadeleyi güçlendirmek için kullanabilirsiniz. Faşizm, kurtuluş ve sosyalizmin peşindeki ezilen halkların ve işçi sınıfının mücadelesine karşı dünyanın en karanlık tepkidir.

"Faşizme karşı anti-faşist mücadelede ve sosyalizmde işçi sınıfının kurtuluşu için mücadelede bizler uluslararası alanda sizlere bağlıyız. Bu, yürütmemiz gereken ortak bir mücadeledir ve bizi tüm mesafeler ve sınırlar boyunca güvenilir mücadele yoldaşları haline getirmektedir. Kongreniz için size yapıcı tartışmalar ve önünüzdeki mücadeleler için çığır açan kararlar almanızı diliyoruz. Devrimci selamlar."

CPK: DOSTLUK, DAYANIŞMA VE BAŞARI DİLEKLERİ GÖNDERİYORUZ
Kenya Komünist Partisi (CPK) Genel Başkanı Mwandawiro Mghanga'nın gönderdiği mesaj şu şekilde: "CPK adına, bu önemli, gerekli ve asil Olağan Kongre'yi yürütmek ve katılmak üzere bir araya geldiğiniz için size bu dostluk, dayanışma ve en iyi başarı dilekleri mesajını gönderiyorum. Size huzurlu ve başarılı tartışmalar diliyoruz. Kenya'da biz CPK olarak, Türkiye ve Kürdistan'daki yoldaşlarımıza Kongre hakkında bizi bilgilendirdikleri ve katılmaya davet ettikleri için minnettarız. Gerici Türkiye'nin Kenya ile artan ticari, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin farkında olsak da, partimizin partinizle dostluk ve dayanışmaya değer verdiğinden emin olabilirsiniz.

"CPK aynı zamanda ülkemizi ve dünyayı işçi sınıfının, yoksulların ve ezilenlerin ortak düşmanı olan kapitalizm ve emperyalizmden kurtarmak için mücadele etmektedir. Ayrıca gerçek özgürlük, kurtuluş, barış, demokrasi ve insan haklarının nihai olarak komünizmde gerçekleşeceğine inanıyoruz.

"Gerçekten de, bugün uluslararası anti-emperyalist dayanışmaya duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazla vurgulanmalı. Çünkü dünyanın dört bir yanındaki gerici güçler her türlü gericiliği ve insanlığa karşı suçu işlemek üzere birleşmektedir. Bunlar arasında, özellikle işgal, sömürgecilik, apartheid ve siyonizm altında yaşayan halklara yönelik apaçık faşizm ve soykırım da yer almaktadır.

'KONGRENİZ FİLİSTİN'LE DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEK İÇİN DE BİR FIRSATTIR'
"ABD ve Batı Avrupa liderliğindeki emperyalizm, ağır insan hakları ve barış ve güvenlik ihlalleri ile savaşı bir kültür haline getirmiştir! Bu durum, emperyalizmin İsrail'in soykırım savaşını silahlandırmaya ve desteklemeye devam ettiği, Filistin'i işgal etmesini, binlerce çocuk, kadın, bebek, yaşlı ve engelliye işkence etmesini, hapsetmesini, aç bırakmasını, terörize etmesini ve öldürmesini cezasızlıkla kolaylaştırmaya devam ettiği Ortadoğu'dan daha fazla hiçbir yerde kendini göstermemektedir. ABD liderliğindeki emperyalizm, Benjamin Netanyahu liderliğindeki İsrail siyonist siyasi ve askeri liderliğini kullanarak insanlığı Filistin, Lübnan, İran, Irak, Suriye vb. halklarına karşı cezasızlıkla işlediği bu iğrenç suçlara tanık olmaya zorlamaktadır. Ve bunu demokrasi ve insan hakları şampiyonu gibi davranarak yapıyorlar. Dahası, ABD ve emperyalist müttefikleri her gün dünyadaki yaşamı yok etmekle tehdit eden üçüncü bir dünya savaşının -nükleer savaşın- koşullarını yaratmaktadır.

"CPK, ESP Kongresinin, Filistin'in tam özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkı ile ulusal egemenlik mücadelesiyle dayanışma eylemlerinizi yoğunlaştırmaya karar vereceğine inanmaktadır. Bu arada biz komünistler, İsrail'in meşru müdafaa savaşı veren bir kurban olduğu yönündeki emperyalist propagandayı reddetmeliyiz! Gerçekte ezilenler tüm etnik gruplardan, dinlerden, inançlardan, örgütlerden ve siyasi partilerden Filistin halkıdır. Bu nedenle Filistin'in direnişçi halkı, kurtuluş ve özgürlükleri için mücadele etmek üzere mümkün olan tüm araçları kullanma hakkına sahiptir. CPK
bu nedenle bu ESP Olağan Kongresi'nin, Filistin ve Ortadoğu'da devam eden İsrail ve ABD emperyalist işgal savaşını kınayan bir karar alması çağrımızı vurgulamak için bir fırsat olduğunu düşünüyor.

'TÜM SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK'
"Ayrıca CPK, Türkiye'de baskıya son verilmesi ve Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı için mücadele ettikleri için Türkiye hapishanelerinde çürümeye mahkum edilen tüm siyasi tutsakların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep etmektedir.

"1980'lerde Kenya'da uzun yıllar tutuklu kalmış eski bir siyasi mahkum ve mülteci, Afrika'nın farklı ülkelerinde ve nihayetinde İsveç'te sürgüne zorlanmış bir kişi olarak, hapse atılan veya sürgüne gönderilen ESP üye ve yöneticilerinin ve diğer Kürt liderlerinin maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi anlıyorum. CPK adına yineliyorum ki, tarih bize göstermiştir ki, kitleler özgürlük için ve tek tek bireylere yönelik baskı ve sömürüye karşı mücadele etmeye devam ettiği sürece, kitleler her zaman zafer kazanacaktır.

"Son olarak, Kenya hükümetinin Kenya'da yaşayan Türk mültecileri Türkiye'ye geri göndermeye yönelik bugünkü eylemini şiddetle kınıyoruz. Bu eylem sadece mültecilerin haklarını ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda uluslararası hukuku da ihlal etmektedir. CPK, ESP ile yoldaşça dostluğu ve dayanışmayı güçlendirmeye söz veriyor. Yaşasın ESP Genel Kongresi! Yaşasın sosyalist enternasyonalizm! Yaşasın sosyalizm ve komünizm!"

TOGO KOMÜNİST PARTİSİ: BAŞARILAR DİLİYORUZ
Togo Komünist Partisi'nin gönderdiği mesaj şu şekilde: "Togolu ezilenlerin ve işçi sınıfının öncü partisi Togo Komünist Partisi olarak Ezilenlerin Sosyalist Partisi 4. Kongresi'ni selamlıyoruz. Türkiyeli ezilenlerle yürüttüğünüz tüm mücadelelerde başarılar diliyoruz. Uluslararası emperyalist güçlerin gerilimli bir dönemden geçtiği ve dünya ezilen halklarının emperyalizmin hegemonyasını kırmak için yeni bir yol arayışında olduğu bir dönemde ESP'nin 4. Kongresi'ni gerçekleştirdiğini söylemek gerekir. ABD emperyalizmi, onun Avrupalı ve Siyonist ortaklarının İslami terörizmi yok etme bahanesi altında, doğal kaynakları (gaz, petrol, kobalt, uranyum, altın vb.) kontrol etme amacıyla Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Sahra Altı Afrika'da şu an devam etmekte olan büyük askeri operasyonlar düzenlemektedir. Batı emperyalizminin bu konuşlanması, Rusya-BRICS ve ABD-AB-NATO blokları arasındaki emperyalist rekabeti daha da şiddetlendirmektedir. Bu, bir yandan Sahra'da Rus birliklerinin (Afrika Kolordusu) ve Türk paralı askerlerinin varlığını, diğer yandan AB ve ABD birliklerinin bölgeden ayrılmasını ve bu birliklerin Kuzey Benin, Fildişi Sahili ve Togo'da yeniden konumlanmasını açıklamaktadır.

"Emperyalizmin askeri güçleri arasındaki gelir ilişkileri devam ederken; Türkiye, 2014 yılı itibarıyla birçok askeri manevraya Sudan'da girişerek kendi rolünü oynamaya devam etti. Kızıldeniz yakınlarındaki Sudan limanı, Türkiye savaş gemilerinin bulunduğu bir liman pozisyonundadır. Dolayısıyla Erdoğan Hükümeti'nin emelleri Sudan'daki zengin SAHEL topraklarıyla sınırlı değildir. Türkiye, Kızıldeniz'de, binlerce Somalili askerin yanı sıra kendi askerlerini de eğitmek amacıyla, yaklaşık 50 milyon dolar maliyetle Somali'deki en büyük yabancı deniz üssünü inşa etti. Aynı zamanda Filistin'de, Lübnan'da suçlu Netanyahu ve Siyonist destekçilerine karşı; Kürdistan'da, Yemen'de, Bangladeş'te, Yeni Kaledonya'da, Cezayir'de, Sudan'da, Burkina Faso'da, Fildişi Sahili'nde, Mali'de, Nijer'de, Nijerya'da, Kenya'da ve Togo'da ezilen halkların şiddetli direnişinin yükselişine tanıklık ediyoruz. Kuşkusuz, istisnai zamanlardan geçiyoruz ve uluslararası emperyalistleri yenilgiye uğratmanın tek yolu, her bir ülkedeki devrimci demokratların, Marksist ve Leninistlerin, yeni bir demokratik ve sosyalist toplum inşa etmek için devrimin zaferini getirecek kitle hareketlerine öncülük etmeleridir. Yaşasın Ezilenlerin Sosyalist Partisi 4. Kongresi! Yaşasın Proleterya Enternasyonalizmi! Togo Komünist Partisi Uluslararası Seksiyonu!"

KKP: BAŞARILAR DİLİYORUZ
Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Merkez Yürütme Kurulu'nun (MYK) gönderdiği mesaj şu şekilde: "Kürdistan Komünist Partisi adına hepinizi saygıyla selamlıyoruz. Öncelikle kongre davetiniz için teşekkür ederiz. Kongre tarihinin Dibistana Marksist Li Amedê'nın geleneksel yıllık etkinliğine denk gelmesi nedeniyle maalesef kongreye katılamıyoruz.

"ESP 4. Olağan Genel Kongresi, ülkede ekonomik krizin sosyal sonuçlarıyla birlikte ağırlaştığı, işçi ve yoksullar için yaşamın sürdürülemez hale geldiği; ülke dışında özellikle Ortadoğu'da savaşın bölgesel boyut kazandığı bir ortamda gerçekleşiyor. İçeride ve dışarıda Türkiye ve Kürdistan komünist hareketini zor görev ve sorumluluklar bekliyor. Kongrenizin önemli kararlar alacağına inanıyor ve başarılar diliyoruz."

MÜCADELE BİRLİĞİ: ZAFERİ SOKAKTA KAZANACAĞIZ
Mücadele Birliği Platformu'nun gönderdiği mesaj şu şekilde: "Değerli siper yoldaşlarımız, Türkiye ve Kürdistan'da sermayenin eskisi gibi yönetemediği, işçi sınıfının emekçilerin, Kürt halkının ve kadınların eskisi gibi yönetilmek istemediği sokak eylemlerinin, grevlerin giderek büyüdüğü bir süreçten geçiyoruz.

"İşçiler sermaye egemenliğinin ve faşizmin dayattığı açlık ve sömürü koşullarına karşı bir bir eyleme geçiyor, kadınlar katliamlara, erkek egemen kapitalist düzene karşı isyana duruyor, Kürt halkı her türlü kuşatmaya ve çöktürme hamlesine karşı mücadeleyi büyütüyor. Bir tarafta bunlar olurken diğer tarafta, Filistin halkının 7 Ekim'de başlattığı özgürlük savaşı 1 yılı aşkın süredir emperyalizmin tüm desteğine ve siyonizmin en vahşi saldırılarına rağmen ilk günkü kararlılığını ve savaşçılığını koruyor.

"Bugün emperyalizm ve bölge karşı devrimi savaşı Lübnan'a, Suriye'ye ve hatta Rojava'ya kadar genişleterek kapsamlı bir bölge savaşının hazırlıklarını yapıyor. Bu süreçte dinci faşizm siyonizm ile kol kola bölge halklarının ger türlü ilerici mücadelesini, özgürlük çığlığını zorla bastırıp işgali genişletmek istiyor.

'TARİH SAVAŞANLARI VE BAŞ EĞMEYENLERİ YAZAR'
"Ancak tarih savaşanları ve baş eğmeyenleri yazar. Tıpkı dünya genelinde ve Türkiye Kürdistan'da harekete geçen halklar gibi, devrimci komünistler de işçi sınıfının, ezilen halkların, emekçi kadınların ve gençliğin devrimci iktidarı için dövüşüyor. Zindanlarda her türlü tecride, işkenceye, baskıya rağmen teslim olmayan devrimci tutsaklar ve devrim savaşında ölümsüzleşen tüm devrimciler hepimiz için birer onur nişanesidir.

"Emperyalizmin ve kapitalizmin çöktüğü yerine yeni bir dünyanın, sosyalizmin yükseldiği tarihin bu yeni evresinde özgürlüğü ve zaferi sokakta kazanacağız. Bu kapsamda Mücadele Birliği Platformu olarak 4. Olağan Kongrenizi birleşik mücadelemizin devrimci ruhu ve ateşiyle selamlıyor, kongrenizin başarılı geçmesini diliyoruz. Yaşasın devrimci dayanışma! Yaşasın birleşik mücadelemiz!"

JİNEPS GAZETESİ: GENEL KONGRENİZİ SELAMLIYORUZ
Jineps Gazetesinin gönderdiği mesaj şu şekilde: "Yaşadığımız ülke bir yangın yeri. Ekonomik, siyasi, toplumsal sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Yaşamın her alanında; emek, kadın, çocuk, LGBTİ+, kimlik ve inanç, orman, kedi, köpek… sömürü, katliam, kıyım ve yok sayma katlanarak devam ettiriliyor. Dünyanın birçok bölgesinde, emperyalist politikaların sonucu savaşlar, iç çatışmalar, soykırımlar, sürgünler, göçler yaşanıyor.

"Ülkemizdeki olumsuz koşulların sorumlusu olan sisteme ve totalitarizme karşı, toplumsal ve siyasal güçlerin itirazı, özgür yaşam ve demokrasi mücadelesi bütün baskılara rağmen devam edecektir elbette. Bizim umudumuz; mücadelenin en geniş zeminde ortaklaştırılmasıdır. Onların ise korkusudur bu ihtimal.

"Çerkeslerin özgür sesi Jineps Gazetesi, bir yandan kimliğini, kültürünü yaşatmak, geleceğe taşımak mücadelesinde taş üzerine taş koymaya çabalarken, diğer yandan eşitlik, özgürlük, adalet, barış mücadelesine devam ediyor ve inatla tekrarlıyor; Biz Çerkesler ülkede ve dünyada kimlik- kültür çeşitliliği içerisindeki yerimizi istiyoruz. Bütün halklar ve kimlikler kadar. Ne eksik ne fazla. Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin Genel Kongresi'ni selamlıyoruz."

NOR ZARTONK: MÜCADELEDE YOLUNUZ AÇIK OLSUN
Nor Zartonk'un gönderdiği mesaj şu şekilde: "Biz Nor Zartonk olarak Ezilenlerin Sosyalist Partisi 4. Kongresine yapmış olduğunuz davetten dolayı yürekten teşekkür ediyoruz. Yoğun bir süreç içerisindeyiz, bu bağlamda yanınızda olamadığımız için derin üzüntülerimizi belirtmek istiyoruz.

"22 yıllık iktidarı ile Türkiye'deki neoliberal dönüşümün başrolü AKP, cinsiyetçi politikalarıyla kadın ve LGBTİ+ cinayetlerini sıradanlaştırıyor. Sağlık hizmetlerindeki neoliberal dönüşümlerin getirdiği yozlaşma ise bebeklerin bile can güvenliğini tehdit ediyor.

Türkiye'de ve dünyada gelişen neoliberal süreç muhafazakarlıklar ile kendini gösterirken, ırkçılık ve şovenizim hız kaybetmeden hayatımızın her alanına giriyor. Irkçılığın her türlü uygulaması kendini göçmenler de dahil olmak üzere hakların üstünde gösteriyor.

"Ama bizler yılmadık, yılmayacağız! Sokakta, okulda, fabrikada bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz! Örgütlenirken çok sesli olacağız. Cinsiyetçiliğe, homofobiye ve gerontokrasiye geçit vermeyeceğiz. Erkeklerin kadınlar üzerine, çoğunluğun azınlık üzerine, insanların hayvanlar ve doğa üzerine iktidar kurmasına izin vermeyeceğiz. Eşit, özgür, adil ve sömürüsüz bir dünya için vereceğiniz mücadelede yolunuz açık olsun…"