ESP: Kayyum saldırısına karşı birleşik halk direnişi
Kayyum darbesine karşı açıklama yapan ESP MYK, "Gün, başta Kürt ve Türk işçi ve emekçileri olmak üzere her ulustan ve ulusal topluluklardan halklarımızın faşist saray rejiminin topyekun saldırısına karşı topyekun direnişi örgütleme günüdür" ifadelerini kullandı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), kayyum darbesine karşı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Faşist saray rejimi, Bahçeli'nin 1 Ekim'de el sıkma hareketiyle başlattığı, tasfiye ve teslimiyet dayatan çağrılarla sürdürdüğü politikalara önceki günlerde Esenyurt, bugün de Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine kayyum atayarak hız kazandırdı. Böylece sıkılan elin, yapılan çağrıların ne anlama geldiğini bir kez daha görmüş olduk.
'BU ÇAĞRILARIN HEPSİ TASFİYECİ PLANIN BİR PARÇASIDIR'
"Faşist saray rejimi diyor ki, Kürt halkının bütün kazanımları hedefimizdir! 2015'den beri devrimci hareket ve Kürt özgürlük mücadelesini teslim alma yoluyla mezar sessizliği yaratma ana stratejisi direniş karşısında başarıya ulaşmadı. Bu koşullar altında bölgesel savaş riskinin de ciddi biçimde gelişmesi Türk burjuva devletini, bu ana hedefini kimi taktik değişikliklerle hayata geçirmeye zorladı. Bu en net, faşist Bahçeli'nin verdiği mesajlarda karşılık buldu. Bugün de daha net biçimde görüldü ki tüm bu çağrıların hepsi tasfiyeci planın bir parçasına, yeni bir saldırı dalgasına işaret etmektedir.
"Esenyurt ile başlayıp Batman, Mardin ve Halfeti'ye doğru genişleyen tasfiyeci kayyum saldırısını püskürtmek aynı zamanda bu yeni saldırı dalgasını da durdurmak anlamına gelecektir. Nasıl ki Van Serhildanı kayyum saldırılarını bir dönem için durdurabildiyse Van'ı da aşacak bir çizgide geliştirilecek birleşik halk direnişi hem kayyum saldırısını püskürtebilir hem de bu tasfiyeci planları boşa düşürebilir.
'BUGÜN DÜNDEN DAHA GÜÇLÜYÜZ'
"Bunu başarabilecek gücümüz dünden daha fazladır. Bugün dünden daha güçlüyüz. Çünkü karşımızda direniş karşısında çaresizleşmiş, yerel seçimlerde görüldüğü üzere kitle tabanını giderek kaybetmiş, baskı ve zulümden başka bir politikası olmayan, değişik hamlelerle ömrünü uzatmaya çalışan bir faşist iktidar var. Arkamızda ise Van ve Hakkari direnişlerinin, özgürlük yürüyüşünün gücü var. Narin'i katledenlere karşı sokakları dolduran öfkemiz var. Türkiye ve Kürdistan'ın her yerinden kadın katliamlarında somutlanan ataerkil devlet politikasına karşı kadın isyanının gücü var. As Plastikte, Fernas'da, Polonez'de zamlara, hayat pahalılığına, düşük ücretlere, sendikasızlığa, sömürüye karşı mücadele yürüten işçilerin baş eğmeyen direnişinin gücü var!
'HER YER DİRENİŞ ALANIDIR'
"Nasıl ki Van kayyumu karşısında devrimciler, yurtseverler, demokratlar, sosyalistler olarak sokaklarda kenetlenip dayanışmayı ve eylem gücümüzü yükselterek saldırıyı püskürttüysek, bugün daha da ilerisini yapabiliriz. Her emekçi mahallesi, her okul, her fabrika, her meydan direniş alanıdır. Bu faşist saray iktidarı düşünüldüğü gibi güçlü değildir. Eğer birleşir, direnir ve mücadele yürütürsek; eğer Türk işçi ve emekçileriyle Kürt işçi ve emekçileri birleşir ve direnirse; eğer Türkiye emekçi solu Van çizgisinde Kürt özgürlük mücadelesiyle birleşir ve beraber mücadeleyi büyütürse bu gerçeği göreceğiz.
'GÜN TOPYEKUN DİRENİŞİ ÖRGÜTLEME GÜNÜDÜR'
"O halde gün, kayyum saldırısına karşı birleşik halk direnişini örgütleyerek kayyumları defetme günüdür. Halklarımızı belediye önlerinde başlayan nöbetlere ve kent merkezleri ile emekçi semtlerde yapılan açıklamalara katılmaya, direnişi büyütmeye çağırıyoruz. Gün, başta Kürt ve Türk işçi ve emekçileri olmak üzere her ulustan ve ulusal topluluklardan halklarımızın faşist saray rejiminin topyekun saldırısına karşı topyekun direnişi örgütleme günüdür. Bunu başarabiliriz ve başaracağız. Kayyumlar geri çekilsin! Seçilmiş halk temsilcileri görevlerine iade edilsin! Ahmet Özer ve tutuklu belediye başkanları serbest bırakılsın!"