4 Ekim 2024 Cuma

ESP: 15 Şubat'a ve Garê'ye birleşik mücadeleyle yanıt verme zamanıdır

Ezilenlerin Sosyalist Partisi yaptığı açıklamada "15 Şubat komplosuna, Garê'deki Türk burjuva devletin sömürgeci saldırganlığına karşı şimdi birleşik mücadeleyle yanıt verme, özgürlük için dövüşme zamanıdır" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Güney Kürdistan'ın Garê bölgesine yönelik işgal saldırıları ve PKK lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komplonun 22. yılına ilişkin açıklama yaptı.

Yazılı yapılan açıklamada, "Türk burjuva devleti 10 Şubat günü kendi ideolojik saldırı araçlarından duyurduğu Başur Kürdistan'ın Garê bölgesine işgalci bir saldırıya girişti. Yine sömürgeci faşist şeflik bütün hava ve kara savaş gücüyle Kürdistan'ın bir parçasını işgal ederek milli beka siyasetinin adı olan Misak-ı Milli çizgisine dahil etmeye çalışıyor. Aynı zamanda Kürt halkının tarihinde önemli bir mücadele gününün adı olan 15 Şubat komplosunun tarihine denk getiren yeni bir zafer arayışı içerisindedir. Ancak her seferinde olduğu gibi karşısında kararlılığı, cüreti ve direnişiyle sayısız imha ve tasfiye saldırısını boşa çıkaran Kürt özgürlük güçleri ve onlarla birlikte dövüşen devrimcileri, komünistleri buldu" denildi.

ESP açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:
"Faşist Türk devleti uzun bir süredir Başur Kürdistan ve Rojava ekseninde işgalci saldırılarını sürdürüyor, aynı zamanda yeni saldırılar içinde hazırlıklarda yapıyordu. Bu eksende Irak devleti ve Başur Kürdistan'daki sömürgeci işbirlikçilerle işgale hazırlık görüşmeleri yapmıştı. Bu hazırlık sürecinde Kürt özgürlük güçlerinin ısrarla oluşturmak için çaba harcadığı ulusal birliği dağıtmak, Kandil ile Sincar (Şengal) arasındaki bağlantıyı koparmak, Rojava devrimini yalıtık bir ada haline getirerek boğmak istiyordu. Bu onun tarihsel olarak Misak-ı Milli hedefinin gereği olduğu bir sömürgecilik anlayışının yansımasıdır. Aynı zamanda artık her yanıyla yönetemediği gerçeğinin ortada olduğu bir rejim krizi gerçeğinin içinde bunu yapıyor, yapmaya çalışıyor. Ekonomik ve politik krizini aşmak için savaşı ve ondan beslenen şovenizm ve milliyetçiliği arttırarak işçi sınıfı ve ezilenlerin açlığa, işsizliğe, adaletsizliğe öfkesini bastırmak, içini boşaltmak istiyor. Bu nedenle de uzun süredir gerillanın elinde olan asker ve istihbaratçıları kurtarma adı altında katlederek siviller katledildi haberlerini servis ettiriyor. Sosyal medyadan trolleri eliyle şovenizm naraları atıyor. Bununla devlet yine Kürt sorununda çözümsüzlük, savaş ve sömürgeci politikasını sürdüreceğini ve çözümsüzlük ve faşist saldırganlığı da arttıracağını bir kez daha göstermiş oldu. Bu çözümsüzlük ve faşist saldırganlık 22 yıldır İmralı adasında tutulan Abdullah Öcalan üzerinden sürdürülen tecrit ile birlikte yürüyor.

"22 yıldır tecrit altında tutulan ve sayısı kez tecridin kırılması için kampanyalar örgütlenmiş, serhildanlar yaratılmış, özgürlüğü için sayısız bedel ödenmiş Abdullah Öcalan'ın tecrit altındaki tutsaklığının yıl dönümüne işte bu savaş ve sömürgeci saldırganlık zemininde giriliyor. Abdullah Öcalan'ın tecridinin kırılması Kürt ulusunun en temel taleplerinden birisi ve aynı zamanda özgürlük mücadelesinin de en önemli etkenlerinden birisidir. Bu anlamıyla Garê'de sömürgeci savaşa karşı çıkmakla, Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için mücadele etmek Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinin yanında yer almanın gereğidir. 15 Şubat komplosuna, Garê'deki Türk burjuva devletin sömürgeci saldırganlığına karşı şimdi birleşik mücadeleyle yanıt verme, özgürlük için dövüşme zamanıdır.

"Başur Kürdistan'daki savaşa ve işgale karşı, 15 Şubat komplosuna karşı, hapishanelerdeki tecrit ve işkenceye karşı işçi sınıfı ve ezilenler olarak mücadeleyi yükseltmeli, özgürlüğü kazanmak için daha fazla yan yana gelmeli ve birleşmeliyiz."