24 Kasım 2024 Pazar

Erkek egemenliğini ve faşizmi yeneceğiz

Fiili meşru mücadele yoluyla baskılara, engellemelere karşı bir kadın direnişi örgütlemek, kadın öz savunmasını her alanda geliştirmek oldukça önem kazanmış durumdadır. Kadın düşmanı faşist saray polisinin yürütmemek için koyduğu barikatları döverek aşmak, politik cesareti bir etkileşim ve değişim kaynağına dönüştüren öncü kadın niceliğini çoğaltmak gerekiyor.

Dünya kadın özgürlük mücadelemizin güncel en temel gündemi, kadınların cinsel özgürlük sorunudur. Ezilen cins üzerinde uygulanan baskı politikaları, cinsel özgürleşme ve erkek cinsiyle eşit haklara sahip olma talebini, yakıcı bir sorun haline getiriyor. Tam da burada cinsel kurtuluş sorununun farkındalığı giderek artıyor, politik eylemler daha çok bu zeminde gelişiyor. Kadın katliamları ya da cins kırımı, taciz, tecavüz saldırıları, cins ayrımcılığı, yaşamına ve bedenine tahakküm karşısında protestolar, isyan ve ayaklanmalar öne çıkıyor.

DÜNYADA GELİŞEN KADIN HAREKETLERİ VE KAZANIMLARIMIZ
Sudan'da otuz yıldır iktidar olan Ömer Beşir diktatörlüğü, 2019 yazında halk ayaklanmasıyla yıkıldı. Kadınların da öncülük ettiği ve kitlesel katıldığı ayaklanmanın politik kazanımlarından biri de kadın düşmanı karakteriyle bilinen, kadınların davranışlarını kontrol eden, sokakta satıcılık yapması, eş, akraba dışı bir erkekle arkadaş olması, saçını örtmemesi gibi maddeleri içeren 'Ahlakdışı ve Edepsiz Suçlar Yasası'nın kaldırılması oldu.

Lübnan'da Ekim'den bugüne süren hükümet karşıtı protestolarda öne çıkan kadınlar, toplumsal cinsiyetçi politikalara karşı duruyorlar, 'eşitlik' istiyor. Kadınların aktif katıldığı ayaklanmada temel itirazları ataerkil ve mezhepçi sistem olarak tanımladıkları anayasanın 'Dini cemaatlerin kendi değerlerini koruma hakkı vardır' diyen maddesi. Çocuk evliliği yasal kılan, boşanma hakkını zorlaştıran, kadınların mülteci konumunda olan erkeklerle yaptığı evliliklerden doğan çocuklarına vatandaşlık hakkı tanımayan kadın düşmanı yasaların kaldırılması için kadınlar sokakları tutmaya devam ediyor.

Hindistan'da 5 milyondan fazla kadın cinsiyet eşitliği için sokaklara çıktı. Kasım ayında bir kadın dört erkeğin tecavüzüne uğradıktan sonra yakılarak katledildi. Ardından kadınlar gözaltına alınan erkeklerin tutulduğu karakol önüne yürüyüşler gerçekleştirerek, katil erkeklerin cezalandırılmasını sağladılar.

Fas'da, Arjantin'de, Polonya'da ahlak ve kürtaj yasasına karşı eylemler oldu. İspanya'da aşırı sağcı partinin 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası'nı iptal etmek istemesine karşı, binlerce kadın, eşitlikte bir adım bile geriye gidilmez' diyerek meydanlara çıktı.

Suudi Arabistan dünya geneli kadın özgürlük mücadelesinin ve Suudi Arabistan'daki sınırlı zeminde gelişen tepkilerin ardından, lokantaların kadın ve erkek giriş yerinin ayrı olması, erkekler olmadan araç kullanma, pasaport alma yasakları kaldırıldı.

İran'da kasımdan beri ekonomik krizin etkileri, faşist İran rejiminin baskı politikalarına karşı gelişen ayaklanmada, kadınlar, başörtüsünün kaldırılması talebi başta olmak üzere, kadın düşmanı sisteme karşı eylemlere katılıyorlar.

Irak'ta Ekim'den beri işsizlik, yoksulluk ve kamu hizmeti yetersizliğine karşı ağırlıklı Şii bölgelerinde gelişen harekette, kadınlarda yerini alıyor. Anayasanın bazı maddelerinin değişimi, ayrıcalıklı milletvekili haklarının kaldırılması talepleri öne çıkıyor.

Fransa'da 'Emeklilik Reformu'na karşı 1 milyona yakın kişinin katıldığı grevde kadınlarda aktif yerini aldı. Sarı Yelekliler hareketinin süreklileşen eylemlerinin ardından, bu grevde günlerce alanları tutan, fiili meşru zeminde ilerleyerek, bakanın istifa etmesini sağladı. Rusya'da binlerce kadın erkek egemen güzellik standartlarına karşı kampanya başlattı.

Bolivya'da Ekim'den beri süren, ordunun darbe yapması, devlet başkanı Morales'in ülkesini terk etmesiyle birlikte gelişen antifaşist devrimci kitle hareketinde kadınlar da militan sokak hareketinin önemli bir bileşeniydi. Bu hareketin eylemcilerinden biri olan belediye başkanı kadın faşistler tarafından saçları kesilerek, yüzü boyanıp, kıyafetlerini çıkartılarak yolda yürütme işkencesi yapıldı, bu cinsel faşist saldırıyla kadınlara gözdağı vermek istendi.

Şili'de Ekim'de başlayan halk hareketinde kadınlar önemli rol üstlendiler, hareketin eylemcilerinden La Mimo adlı sokak sanatçısı, polisler tarafından gözaltında tecavüz edilerek işkenceyle katledilmesi ardından Şili'den başlayarak tüm dünya ülkelerine tecavüzcü erkek egemen devlet protestoları yayıldı. 25 Kasım için Şili'de kadınlar Las Tesis adını verdikleri bir dans eylemi düzenlediler. Las Tesis eylemleri Kolombiya'dan İspanya'ya, Fransa, Lübnan, Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs gibi pek çok ülkede yapıldı ve eylemlere yönelik polis saldırıları karşısında da kadınlar kararlı bir duruş sergiledi.

TÜRKİYE VE BAKUR KÜRDİSTAN'DA ARTAN KADIN EYLEMLERİ
Ocak ayında Kadınlar Birlikte Güçlü'nün düzenlediği Kadın Buluşması, 8 Mart Gece Yürüyüşü, kadın katliamlarına karşı eylemler, 25 Kasım ve Las Tesis eylemleri öne çıkanlardı.

Kadın cinayetlerinin şiddet, taciz ve tecavüz saldırılarının son bulması, 6284 sayılı yasanın uygulanması, faşist baskı ve yasakların kalkması talepleriyle sokaklar ve adliye önlerinde kadın eylemleri bir istikrar kazanmış durumda. Ceren Özdemir, Rabia Naz, Şule Çet davası etrafında oluşan kadın eylemleri geniş bir kamuoyu yarattı. Las Tesis eylemleri engellenme girişimlerine rağmen birçok kent meydanında düzenlendi.

Taksim Meydanı'nda Dev-Lis'lilerin Rabia Naz katliamının hesabının sorulması, Özgür Genç Kadın'ın (ÖGK) "Kadın cinayetleri politiktir' eylemleri öncü eylem biçimiyle dikkat çekti.

Emine Bulut'un katledilmesi ardından kadınların öfkesi sokaklara taştı. SKM'nin Özgecan Aslan'ın katledilmesi ardından başlattığı 'Yaşamak istiyoruz' talebi, kadınların haykırışı oldu. Emine Bulut'un 'Ölmek istemiyorum" çığlığı "Yaşamak istiyoruz" şiarıyla birçok kente yayıldı.

Halk belediyelerine ve kadın kurumlarına yönelik gerçekleşen kayyum işgallerine, kadın iradesiyle seçilmiş, kadın eş başkanların görevden alınması ve gözaltı ve tutuklama saldırılarına karşı kadınlar, Amed başta olmak üzere, Bakur Kürdistan genelinde örgütlenerek, eylemler gerçekleştirerek direnişi büyütmeye devam ediyorlar.

Kadın tutsaklara saldırılar bu yıl da sürdü. Bakırköy Hapishanesi'ndeki bir tutsağın hapishaneden darp edilerek çıkarıldı, zorla DNA örneği alındı. Kadın örgütleri ve aileler, hukuksuz uygulamayı protesto etti.

KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ ROJAVA DEVRİMİNİN SAVUNULMASI VE İŞGALE KARŞI DİRENİŞ
Rojava kadın devrimi 9 Ekim 2019'da sömürgeci faşist Türk devletinin işgal saldırısına uğradı. 2018 kışında Afrin kantonunu işgal eden Türk devleti, son saldırılarıyla Serekaniye ve Gri Spi bölgelerini işgal etti. Afrini İskenderun Valiliğine bağlarken, Serekaniye ve Gri Spi'ye Urfa Valisi'ni kaymakam olarak atadı. İşgale karşı büyük bir direniş geliştirildi, QSD,YPG,YPJ ve de MLKP ve KKÖ savaşçıları ve komutanları, işgalcilere önemli kayıplar verdirdi. 

Kadın Öz savunma Birlikleri YPJ yeni işgal saldırılarına karşı tüm cephe hattı boyunca mevzilendirmesini sürdürüyor. 2019 Kuzey ve Doğu Suriye, Rojava geneli yapılan 25 Kasım eylemleri, direniş şehitlerinden Suriye Gelecek Partisi sekreteri Hevrin Xalef, Serekaniye canlı kalkan eylemcisi Aqide ve YPJ savaşçısı Amara isimli öncü kadınlara atfedildi.

Suriye Kadın Platformu'nun ve Kongre Star, JKŞ (Devrimci Komünist Kadınlar) ve Rojava'daki kadın kurumlarının birlikte düzenlediği mitingler, yürüyüşler, çadır nöbet eylemleri, işgal saldırısı altındaki bölgelere canlı kalkan eylemleri gerçekleştirdikleri, kitlesel şehit merasimlerinin yapıldığı çok yoğun bir süreç yaşandı. Kapı kapı dolaşılarak halk ve kadınlar örgütleniyor, askeri mevzi ve taburlar güçlendiriliyor, işgal alanlarına devrimci askeri operasyonlar düzenleniyor.

ÖZGÜR KÜRDİSTAN DAĞLARINDA KADIN DİRENİŞİ
İşgalci faşist Türk devletinin Zap, Xakurke, Haftanin bölgelerine yönelik sürdürdüğü işgal saldırıları karşısında etkin gerilla eylemleri gerçekleştiren HPG ve YJA STAR gerillaları, sömürgeciliğe karşı savaşımı sürdürdü. Yine Türk devletini günlük defalarca savaş uçaklarıyla, SİHAlarıyla gerçekleştirdiği hava saldırılarına inat, kadın gerillalar, disiplin ve yaratıcılıkla, dağları ideolojik, askeri, siyasal bir direniş kalesine ve yaşam cennetine çevirmeye devam ediyor.

KBDH ise 25 Kasım ve Şili'den dünyaya yayılan Las Tesis eylemlerini selamlayan politik açıklamalarıyla, kimi kadın milis eylemleriyle Türkiye'li ve Kürdistanlı kadınların birleşik devrim hareketinin öz savunma örgütü olarak kadınlara seslenmeye devam etti.

KADIN HAREKETİNİN DEVRİMCİ SIÇRAMA DİNAMİKLERİNİ NASIL GELİŞTİRECEĞİZ?
Dünyanın her bir köşesinde kadın özgürlük mücadelesi cins temelli, eşitlik ve özgürlük, adalet talepleriyle gelişiyor, daha büyük birleşik bir kadın hareketini mayalıyor. Şili'de yaşanan kadın katliamının, erkek ve erkek egemen burjuva devlet ortaklığı taşıyor olması, bu politik zeminde dalga dalga yayılan Las Tesis eylemlerine dönüşmesi, dünya kadın hareketinin yeni bir sıçrama eşiğinde olduğunu göstermesi bakımından önemli. Sudan'daki ayaklanmadan kazanımlar elde ederek çıkan kadınları, Lübnan'daki kadınların izlemesi, kürtaja yasağına karşı mücadelenin ülkeden ülkeye yayılması dünya kadınlarının benzer sorunların çözümünde birbirinin mücadele deneyiminden etkilenmeye açık olduğuna işaret ediyor.
 
Aynı şekilde Türkiye'de kadına yönelik cinsel şiddete ve katliamlara karşıda yüzü sokağa ve eyleme dönük olan, politik refleksleri gelişen bir kadın hareketi dikkat çekiyor.

Ancak Rojava Kadın devrimini yakından tanıyan Türkiye ve Bakur Kürdistan kadın hareketi, sömürgeci işgalci, tecavüzcü Türk devletinin 9 Ekim 2019 da başlattığı saldırıya yeterli tepkiyi gösterememiştir.

Fiili meşru mücadele yoluyla baskılara, engellemelere karşı bir kadın direnişi örgütlemek, kadın öz savunmasını her alanda geliştirmek oldukça önem kazanmış durumdadır. Kadın düşmanı faşist saray polisinin yürütmemek için koyduğu barikatları döverek aşmak, politik cesareti bir etkileşim ve değişim kaynağına dönüştüren öncü kadın niceliğini çoğaltmak gerekiyor.

Ataerkil kapitalist, emperyalist sisteme, faşist, kadın düşmanı politikalarla yönetilen devletlere karşı, kadınların ve LGBT+ların cins ayrımsız, özgür bir toplum için devrimci mücadele yürütme zorunluluğu fikri giderek güçlenecek, örgütlenme ve eylem gücüne dönüşecektir. Önderlik ve öncülük ise bugünün politik mücadelesinde başarılı siyasal taktikler yürütmekle başlayacaktır. Devrimci, komünist kadınların örgütsel ve siyasal önderliğini güçlendirmek, sokağın, eylemin özgürleştirici yolunda cins özgürlükçü, antifaşist, antisömürgeci, antiemperyalist devrim programımızı yaşamsallaştırmak en temel görevimizdir.