22 Eylül 2024 Pazar

Elif Egeli yazdı | İsviçre'de inşaat işçileri ayakta

İnşaat patronlarının uzun süreli çalışma, düşük ücret dayatmasıyla toplu sözleşme görüşmelerini tıkamasına karşı sokağa çıkan 20 bin inşaat işçisi, dayatmaları kabul etmeyeceklerini açıkladı. Patronları uyaran işçiler, sendikalarına da geri adım atmamaları çağrısında bulundu.

İsviçre'de yaklaşık 80 bin inşaat işçisi çalışma koşullarının düzeltilmesi ve daha iyi ücret artışı için bir süredir eylemler düzenliyor. İşyerlerinde yoğun tartışmaların ardından, 25 Haziran günü Zürih kantonunda merkezi bir yürüyüş ve miting düzenleyen yaklaşık 20 bin inşaat işçisi, taleplerini haykırdı, kararlı duruşlarıyla sendikalara geri adım atmama çağrı yaptı.

Yaklaşık 80 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesinin patronların dayatmaları sonucu tıkanma noktasına gelmesi üzerine sokağa çıkan inşaat işçileri, uzun saatlere varan ağır çalışma koşullarına isyanlarını dile getirdi.

TİS görüşmelerde patron örgütleri, ücretleri düşürüp çalışma süresini arttırmayı dayatırken, inşaat işçileri ve bağlı oldukları sendikalar bu dayatmayı kabul etmedi. Sendikalar tarafından yapılan ortak açıklamada; sektörde, koşulların ağırlaştığı, artan patron baskısına bağlı olarak her iki inşaat ustasından birinin branşı terk etmek zorunda kaldığı, iş kazaları ve cinayetlerinde artış yaşandığını vurguladı. İnşaat işçilerinin alım gücü düşerken, inşaat patronlarının geçmiş yıllara göre daha fazla kar ettiği de bunlara eklendi.

80 bin inşaat işçisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde patronlar, 50 saat haftalık çalışma süresi, ikramiye ve ücret kesintisi, çalışma saatlerinin kuralsızlaştırılması dayatmasında bulunarak, bunların kabul edilmemesi durumunda sözleşmeyi tek taraflı feshedecekleri tehdidinde bulundu.

İşçiler ise; işçi sağlığının daha fazla korunması, çalışma süresinin düşürülmesi, yol harcırahının ödenmesi, kötü hava koşullarında iş süresinin çalınmasına ve haftalık 50 saat çalışma dayatmasına son verilmesi, ücret ve ikramiyelerde kesintiye gidilmemesi, ücretli mola süresinin uzatılması vb. taleplerini dile getiriyor. İşçiler, işyerlerinde ve sendikalarda bu talepleri toplu bir şekilde tartışarak, bu dayatmaların kabul edilmemesi yönünde iradelerini açıkça ortaya koydu.

Sendikalar, işçilerin bu kararlılığını daha fazla dikkate almak zorunda kaldı. İnşaat patronlarının tehditlerinin etkili olmayacağı, işçilerin barikatına çarpacağı bir gerçek. İnşaat işçileri yeni ve kendi lehlerinde bir sözleşme için sokağa çıkmaya, eylemli tepkilerini yükseltmeye başladı. Ve önümüzdeki süreçte bu tepkilerin artacağı görülüyor.

İnşaat işçileri taleplerini sokakta haykırmalarıyla, yeni sürecin ateşleyicisi rolünü oynadılar, oynuyorlar. İsviçre işçi sınıfını, hak gaspları ve ekonomik krizin yükünü kabullenmemeye çağırıyor. İşçi ve emekçilerin, koronavirüs salgınından bu yana yaşadığı hak gaspları ve kölece çalışma koşullarına şimdi de Ukrayna savaşı bahanesiyle yeni saldırılar eklendi.

Bu koşullarda emperyalist Avrupa ülkelerindeki işçi grev ve direnişlerinin gelişmesi tesadüf değil. Hollanda'nın birçok kentinde otobüs şoförlerinin ücretlerin artırılması, iş yüklerinin hafifletilmesi ve daha iyi toplu iş sözleşmesi için greve gitmesi; Yunanistan'da sağlık emekçilerinin sağlık sistemine ayrılan bütçenin ve personel sayısının artırılması talebiyle grev ilan etmesi; İngiltere'de 41 bin demiryolu işçisinin 3 günlük grevi; Belçika'da iktidarın kemer sıkma politikası adı altında işçi ve emekçiler üzerindeki artan sömürüsüne karşı uçak, tren, otobüs ve metro seferlerini etkileyecek ülke çapında uyarı grevi bunu doğruluyor.