4 Ekim 2024 Cuma

Eksik: Iğdır nükleer bir kazada yok olma tehdidi altında

Iğdır'a sadece 16 kilometrede bulunan Metsamor Nükleer Güç Santrali'ne ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum'a soru önergesi veren HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik, Iğdır'ın nükleer bir kazadan yok olma tehlikesi altında olduğunu kaydetti. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Habip Eksik, Iğdır'a sadece 16 kilometre uzaklıkta bulunan Metsamor Nükleer Güç Santrali'ne ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması üzerine Meclis'e soru önergesi verdi.

1973 yılında Sovyet nükleer teknolojilerinin en eski sistemiyle oldukça tartışmalı inşaasına başlanan ve teknik olanakları yetersiz olan Metsamor Nükleer Güç Santrali'nin Iğdır'a sadece 15 kilometre uzaklıktaki Kars, Erzurum, Ardahan ve Ağrı illerine oldukça yakın mesafede, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde saatli bir bomba gibi durduğuna dikkat çeken Eksik, "Yakın tarihte yaşanan Çernobil ve Fukuşima nükleer kazalarındaki ortak özelliğe bakıldığında iki santralin de 70'li yılların teknolojisiyle yapıldığı görülmektedir. Fukuşima nükleer santrali 1971'de Çernobil ise 1977'de, Metsamor Nükleer Güç Santrali ile aynı yılda, hizmete açılmıştır. Bu santraller birinci nesil nükleer santral olarak adlandırılmakta olup dünyanın en eski ve en tehlikeli teknolojileri ile inşa edilmişlerdir. Bu nedenle Metsamor Nükleer Güç Santrali'nin güvenliği ve kapatılması Ermenistan kadar, Iğdır, Kars, Erzurum, Ardahan başta olmak üzere Türkiye'yi ve diğer bölge ülkeleri için hayati bir önem taşımaktadır" dedi. 

'MEYVE VE SEBZELERDE SANTRALİN YARATTIĞI ETKİLER GÖRÜLÜYOR'
Metsamor Nükleer Santralinde gerçekleşecek olası herhangi bir olayın getireceği felaketin sonuçlarının insanlık için hayati önem taşıdığının altını çizen Eksik, "Çernobil kazasında 7 bin insan hayatını kaybetmiş, 25 bin insan sakat kalmış, on binlerce insan zarar görmüş ve etkileri halen Karadeniz sınırlarında görülmeye devam etmektedir. Santralden insan sağlığını tehdit eden birçok radyoaktif sızıntı olmaktadır. Ayrıca Arpaçay ve Aras nehirlerinden çekilerek santralin soğutulmasında kullanılan suyun yeraltına geri verildiği söylenmektedir. Iğdır İl Tarım Müdürlüğü'nün verilerine göre son yıllarda hayvanların sakat doğumlarında artış bulunmaktadır. Ve yine bölgede kanser hastalıklarında büyük bir artış olduğu gözlenmektedir. Halk yetiştirdikleri meyve ve sebzelerde de santralin yarattığı etkilerin olduğu ifade edilmektedir" diye konuştu. 

'IĞDIR NÜKLEER BİR KAZADA YOK OLMAK TEHLİKESİ ALTINDA'
1979 yılında üretime başlayan santralin 1988 yılında yaşanan depremde ciddi derecede zarar görerek uzun süre kullanım dışı kaldığını hatırlatan Eksik, şöyle devam etti: "1995 yılında Ermenistan devletinin enerji ihtiyacını gerekçe göstererek tekrar üretime geçen santral, uluslararası otoriteler Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından dünyanın en tehlikeli santrali ilan edilmiştir. Çernobil felaketinden daha büyük bir trajedi rolünü oynayabileceği ve radyoaktif gazların atmosfere yayılması durumunda sadece çevre illerin değil çevre ülkelerin de etkilenmesi kaçınılmazdır. Bir deprem veya başka bir sebeple kaza geçirmesi durumunda santral Ermenistan, Nahçivan, İran, Azerbaycan ve Gürcistan'a ve Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesine büyük zarar vereceği öngörülmektedir. Türkiye sınırındaki bu santralden sadece 16 km uzaklıkta olan Iğdır şehri ise nükleer bir kaza anında yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır."

MECLİS'E SORU ÖNERGESİ VERİLDİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır Milletvekili Habip Eksik'in, Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum'a yönelttiği sorulardan öne çıkanlar şöyle: 

"Bakanlığınız Metsamor Nükleer Santralinin çevreye verdiği zararları önlemek için insan ve canlı sağlığı adına ne gibi önlemler almıştır? Bu hususta halk bilgilendirilmekte midir? Bilgilendirilecek midir?
Metsamor Nükleer Santralinin insanlar dışındaki canlılar üzerinde etkisi araştırılmış mıdır? Araştırılacak mıdır?
Metsamor'un zararlı etkililerinden halkı korumak için bakanlık olarak yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir?
Türkiye'de Çernobil benzeri bir facia yaşanmaması için gerekli önlemler alınmış mıdır? Alınacak mıdır? Halka olası bir nükleer kazaya ve radyasyon sızıntısına karşı tatbikat yapılmış mıdır? Yapılacak mıdır? İyot tabletleri dağıtılmış mıdır? Dağıtılacak mıdır?"