22 Eylül 2024 Pazar

Eğitim Sen: Öğretmenlik mesleği, ÖMK'yla itibarsızlaştırılıyor

Eğitim Sen, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nde düzenlediği basın açıklamasıyla Öğretmenliğin Statüsü Tavsiyesi'nin önemine dikkat çekerek, MEB'in tavsiye kararına aykırı uygulamalardan vazgeçmesini istedi.

Eğitim Sen, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü vesilesiyle Ankara'da bulunan sendika genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Basın açıklamasını Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul okudu. Emek, demokrasi ve barıştan yana tüm eğitim ve bilim emekçilerinin öğretmenler gününü kutlayan Kurul, bugün için 2022 yılı temasının "Eğitimde dönüşüm öğretmenle başlar" olduğunu aktardı. 

"Türkiye'de Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı emeğimizi, onurumuzu ve çalışma barışımızı korumaya çalışırken 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi'ni önümüze örnek bir belge olarak koymaktadır" diyen Kurul, bu metnin ortak bir belge olarak kabul edildiği 5 Ekim 1994'ten bu yana her 5 Ekim'in Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlandığına dikkat çekti.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın ne 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü resmi olarak kutladığını ne de Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi'ne uygun politikalar geliştirdiğini vurgulayan Kurul, 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun da tavsiye kararına aykırı olduğunu belirtti. 

Kurul, şöyle devam etti: "Türkiye hiperenflasyona doğru giderken geçinemeyen, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar yüzünden nefes alamayan, ücretli ve sözleşmeli öğretmen istihdamıyla güvencesizliğin tehdidi altında yaşayan, özel sektörde ağır sömürü koşullarında çalıştırılan öğretmenler ve eğitime destek emekçiler, sorunlarının çözülmesini beklerken karşılarında 13 maddeden oluşan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu bulmuştur. Eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek için bir yasa çıkarılması gerekirken, bugün öğretmenler kendilerini bu yasanın sonuçlarından korumaya çalışmaktadır."

Kurul, tavsiye kararında yer alan "insan kişiliğinin tam gelişmesi", "toplumun düşünsel, moral, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ilerlemesi", "temel özgürlüklere ve insan haklarına derin bir saygı" gibi değerlerin eğitim sisteminin gündeminden çıktığını söyledi. "Tavsiyede yer alan 'Öğretmenler hakça bir statüden yararlanmalı ve öğretmenlik mesleği, hak ettiği kamusal saygınlığı görmelidir' hükmünün tersine öğretmenlerin emeği siyasal iktidarın hakaretleri ve Öğretmenlik Meslek Kanunu ile itibarsızlaştırılmakta, öğretmenlerin onuru incitilmekte ve eğitim emekçileri açlık sınırına yaklaşmakta olan maaşlarla yaşamını sürdürmeye zorlanmaktadır" ifadelerini kullanan Kurul, Türkiye'de eğitim alanındaki sistematik ayrımcılık ve cinsiyet eşitsizliğinin giderek derinleştiğine, ana dilde eğitim hakkının gasp edildiğine, öğretmenlerin çalışma koşullarının giderek ağırlaştığına vurgu yaptı.

MEB'e tavsiye kararına aykırı politika ve uygulamalardan vazgeçmesi çağrısında bulunan Kurul, taleplerini şöyle sıraladı: "Eğitim emekçilerinin maaşları ivedi biçimde yoksulluk sınırının üzerine çekilmelidir. Anayasa'ya ve uluslararası belgelere aykırı olarak hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir. Başta iş güvencesi olmak üzere tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan bir düzenleme yapılması zorunludur.  Eğitim sendikaları, öğretmen ve veli örgütlerinin katılımı ile kapsayıcı, öğretmenleri güçlendiren ve geliştiren, çalışma barışını sağlayan, var olan sorunları çözebilecek yeni bir meslek kanununun hazırlanması için çalışmalara ivedi olarak başlanmalıdır."