2 Ekim 2024 Çarşamba

Eğitim-Sen: İnanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık hakları gasp ediliyor

Eğitim-Sen, AKP'nin eğitim sistemindeki politik islamcı politikalarını eleştirdi, cemaatlere verilen desteğe dikkat çekildi. Açıklamada, inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık haklarının gasp edildiğine işaret edildi.

Eğitim-Sen, sarayın politik islamcı politikalarının son dönemdeki yansımalarına ilişkin Ankara'da bulunan Eğitim-Sen Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamada konuşan Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, ülkenin dört bir yanında halk açlık, yoksulluk ve işsizlikle mücadele ederken, siyasi iktidarın "dinselleştirme" pratiklerine hız vererek yaşanan krizin üzerini örtmeye çalıştığını belirtti. Kurul, halka verilen sözler yerine getirilmezken iktidarın şatafat içinde yaşamaya, yağma ve talana devam ettiğine dikkat çekti. "Bir taraftan öğrencilere öğle yemeği desteği verilmesi Milli Eğitim Şurası tavsiye kararları içerisinde yer almış ama bütçe yetersizliği gerekçe gösterilerek hayata geçirilememişken, diğer taraftan 81 il ve ilçe milli eğitim müdürü dün sarayda iftar sofrasına katılabilmiş, iktidara sadakatini ve itaatini sergileyebilmiştir" ifadelerini kullanan Kurul, bütçe yetersizliklerini öne sürerek halka hizmet vermeyi reddeden iktidarın halkın parasını kendi çıkarına kullandığını kaydetti.

'DİNİ BİR CEMAAT YETİŞTİRME GÖREVİYLE HAREKET EDİYORLAR'
Kurul, Milli Eğitim Bakanlığı ve yöneticilerinin "dini bir cemaat" yetiştirme göreviyle hareket ettiğini ve eğitimde yaşanan sorunlara çözüm bulmak yerine öğrencilerin inanç özgürlüğü ve eşit yurttaşlık haklarını gasp ettiğini dile getirdi.

Bursa'da haremlik selamlık sınıf uygulamasını dayatan Haydar Akın'a iktidarın sahip çıktığını hatırlatan Kurul, İstanbul Sancaktepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün velilere broşür göndererek çocuklarına abdest aldırmaları telkininde bulunduğunu aktardı. Kurul, eğitimde dinselleştirmeye hız kazandırılması için Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün görev ve yetkilerinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle genişletildiğine dikkat çekti.

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ VAKIF VE DERNEKLERLE İŞBİRLİĞİNİ ARTIRMAYA YÖNELİK
7 Nisan'da yayınlanan düzenlemeye göre Genel Müdürlük'ün "Din ve ahlak eğitimi ve öğretimini güçlendirecek politika ve stratejilerin geliştirilmesi için çalışmalar yapmak" ve "Görev alanına giren konularda üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak" gibi sorumluluklar üstlendiğini söyleyen Kurul, "Bu cümlelerin anlamı, eleştirdiğimiz Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri ve seçmeli dini derslerle yetinmeyen Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün, Diyanet İşleri Başkanlığı ile dinci vakıf ve derneklerle işbirliğinin yeni yol ve yöntemlerini geliştireceğidir" ifadelerini kullandı.

'ÇOCUKLAR VE GENÇLER ŞİDDET VE İSTİSMARA AÇIK HALE GETİRİLİYOR'
Ordu'da açılan din öğretimi kurslarını ve Adıyaman'da "Hoş geldin Ramazan" şiarıyla 4-6 yaşındaki çocukların başı kapatılarak haremlik selamlık sınıflar oluşturulmasını durumun boyutuna örnek olarak veren Kurul, Adıyaman Valiliği'nin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ayrıca "Kuran kursu sınıfı" talep ettiğini ve talebin kabul edildiğini söyledi.

"Eğitimi dinselleştirmenin ve kamu denetiminin dışına çıkarmanın sonuçlarını, biz Aladağ'dan, Karaman'dan, Dikili'den biliyoruz. Özellikle köy okullarının kapatılmasıyla birlikte yoksul emekçi çocuklarını cemaat yurtlarına muhtaç bırakan siyasal iktidar aynı anlayışı devam ettirmekte, çocukları ve gençleri istismara ve şiddete açık hale getirmektedir" diyen Kurul, MEB'in esas sorumluluğunun eşitlik ilkesine göre hareket etmek olduğunu dile getirdi.

'EĞİTİM HAKKI VE EŞİTLİK İLKESİ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Sorunun boyutlarının verdikleri örneklerden kat kat fazla olduğunu vurgulayan Kurul, şöyle devam etti: "Siyasi iktidar, devletin tüm imkanlarını kullanarak haklarımızı değil kendi siyasi çıkarlarını korumak istemekte, yürüttüğü toplum mühendisliğinin meyvelerini almayı hedeflemektedir. Bu nedenledir ki siyasi iktidar, HES'lere karşı derelerini savunan, ücretlerini alabilmek için seslerini duyurmaya çalışan, 'dindar' patronların doymak bilmez kazanma arzuları nedeniyle iş cinayetlerinde hayatları sönen, açlıkla terbiye edilen ve geleceğine güvenle bakamayan herkesi, yani bizleri, bu zulüm deryasında 'gönüllü kullar' haline getirmek istemektedir."

Kurul, Eğitim-Sen olarak eğitim hakkı, inanç özgürlüğü ve eşitlik ilkesi için örgütlü mücadelelerine devam edeceklerini vurgulayarak, tüm kamuoyunu iktidarın eğitim politikalarına karşı çıkmaya çağırdı.