22 Eylül 2024 Pazar

Eğitim emekçileri 2 Kasım'da iş bırakacak

Taleplerinin karşılanması için miting düzenleyen eğitim emekçileri, talepleri karşılanmazsa 26-27-28 Ekim günlerinde yapacakları eylemlerin yanı sıra 2 Kasım günü iş bırakma eylemi gerçekleştireceklerini duyurdu.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Meclis'te kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) başta olmak üzere öğretmenlerin yaşadığı temel sorunların çözümü için Anıtpark'ta miting düzenledi. Türkiye'nin birçok kentinden eğitim emekçilerinin katıldığı mitinge, HDP milletvekilleri, Emek Partisi (EMEP), Birleşik Devrimci Parti, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), Halkevleri'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve emek-meslek örgütü katıldı. "Zafer direnen emekçinin olacak", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" sloganlarının atıldığı mitingde, "ÖMK iptal edilsin", "Eşit işe eşit ücret", "İş, ekmek, özgürlük" dövizleri taşındı.

Eğitim emekçileri, ıslıklarla hükümeti protesto ettikleri eylemde, Bartın'da hayatını kaybeden maden işçilerini andı.

'SOMA'DAN BUGÜNE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ'
Konuşmasına, Bartın'da hayatını kaybeden 41 maden işçisini anarak başlayan Eğitim-Sen Genel Başkanı Necla Kurul, "Bartın'da bir kazaya değil, haksız yere kasten işlenen iş örgütlenmesine, hıza, önlemlerin alınmamasına bağlı öngörülen cinayetlere tanıklık ediyoruz. Kapitalizmin çalışma süreçleri acımasızca örülmüş, kurumlar alt üst edilmiş durumda! Soma'dan bugüne hiçbir şey değişmedi" dedi.

'TALEPLER DİKKATE ALINMADI'
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun muhatabı olan eğitim emekçilerinin taleplerinin dikkate alınmadan kanunun yasallaştığını vurgulayan Kurul, "Yasal ve sendikaların iradesi dışında, haklarını ve talepleri dikkate almadan hazırlandı ve yasalaştı. Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar defalarca olduğu gibi, bir kez daha kendi bildiğini okudu. Masa başında hazırlanan meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenleme alışkanlığını sürdürüyorlar. Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaş kaleminde çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yok. Siyasi iktidar, öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklemekle birlikte, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısını Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden daha da pekiştirmek istiyor" diye konuştu.

Kurul, eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlarının çözülmesi için şu talepleri sıraladı:
"√ Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır.
√ Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
√ Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
√ Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir.
√ Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
√ Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır."

EĞİTİM EMEKÇİLERİ 2 KASIM'DA İŞ BIRAKACAK
Taleplerinin kabul edilmemesi durumunda 26-27-28 Ekim günlerinde kokart takma, 26 Ekim'de ilk teneffüs saatinde, öğretmenler odasında ortak bildiri okuma, 2 Kasım günü ise bir günlük iş bırakma eylemi yapacaklarının bilgisini veren Kurul, "Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir" dedi.

'AKP İKTİDARI ANAYASAYI ASKIYA ALDI'
KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik de, Bartın'da hayatını kaybeden maden işçilerini andı. Bozgeyik, "Kapitalist sistem kendi krizlerinin yarattığı kaotik halden, çoklu krizden bir kez daha baskıyı, sömürüyü daha da yaygınlaştırıp derinleştirerek, yüzyıllarca süren emek mücadelesiyle elde edilen kazanımlarımızı, haklarımızı budayarak, devletleri tümüyle şirketleştirerek çıkmaya çalışmaktadır. Kapitalist sömürü sistemi bugün yaşadığı krizden çıkmak için dünyanın birçok bölgesinde çatışmaları, savaşları tırmandırarak emekçilerin, halkların yaşadığı açlığı, yoksulluğu ve ekolojik krizi derinleştirmek istemektedir. AKP-MHP iktidar bloğu özellikle 2014-2015 yıllarından sonra anayasayı bir nevi askıya alarak hukuksuzluğu rejimin ana niteliği haline getirdi. Anayasanın askıya alınmasına paralel olarak güçler ayrılığını da fiili olarak devre dışı bırakarak tek adam rejimini kurumsallaştırma yolunda hukuksuzluğu derinleştirdi" dedi.

SANSÜR YASASINA TEPKİ
Sansür yasasına tepki gösteren Bozgeyik, sansür yasasıyla toplumda artacak kaosun tehlikeli olacağını söyledi.

Gittikçe derinleşen sosyal ve ekonomik krizin yaşamları alt üst ettiğine değinen Bozgeyik, "Her geçen gün yoksulluğumuz derinleşiyor. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeğin birliği ve halkların kardeşliği için, bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut biziz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Konuşmaların ardından Grup Abdal, Bartın'da hayatını kaybeden 41 maden işçisi için şarkılar seslendirdi.