19 Eylül 2024 Perşembe

Dün Halepçe bugün Efrîn

Sömürgeci Saddam diktatörlüğü 30 yıl önce 16 Mart'ta Halepçe'de Kürt halkına karşı sarin ve hardal gazı kullandı. Uçaklardan atılan kimyasal gazlar sonucu 5 bin kişi yaşamını yitirdi, onbinlercesi sakat kaldı. Dün Halepçe'de yapılanı işgalci Türk devleti bugün Efrîn'de gerçekleştirmek istiyor.
Gerici Saddam diktatörlüğü 30 yıl önce Halep'de kimyasal silahlarla Kürt halkına karşı kitlesel katliam gerçekleştirdi. Resmi rakamlara göre katliamda çocuk, kadın, erkek 5 bin Kürt yaşamını yitirdi. On binlercesi sakat kaldı veya göç etti.
 
16 Mart 1988 sabahı Halepçe kentinin üzerinde uçaklardan atılan kimyasal gazlar sonucu kent insanların cesetleriyle doldu. Bu katliam Türkiye, Suriye ve İran, Saddam Hüseyin'in gerçekleştirdiği katliamına seyirci kaldılar.
 
Halepçe'den günümüze bölgede Kürdistan'ın dört parçasını sömürenler bakımından Kürtlere yaklaşımda değişen esaslı bir şey yok. Kürt halkı yine katlediliyor. Emperyalistler, sömürgeci sistemlerini sürdürmek ve Kürt halkını boyundurukları altında tutmak için aralarındaki çelişkileri bir kenara bırakıp birleşiyorlar ve Kürt halkının kendi topraklarında özgürce yaşama isteğini katliamlarla sürdürmek istiyorlar.
 
30 yıl önce Halepçe'de yapılan katliam politikası IŞİD türevleriyle birlikte AKP iktidarı devraldı. Efrîn işgal edilerek Kürt halkının demokratik yönetimini yıkarak soykırım politikası uyguluyorlar.
 
NEDEN HALEPÇE?
 
22 Eylül 1980'de İran-Irak savaşı başladı. İran, Irak'a karşı Barzani'nin başkanlığını yaptığı KDP'yi destekliyordu. 1984 yılında Barzani'nin arabuluculuğu ile Talabani ve İran bir anlaşma yaptı. Anlaşma gereği Irak'ın toprak bütünlüğüne bağlı kalmak şartıyla, Saddam Hüseyin devrilene kadar İran'ın verdiği destek kabul edilecekti. Bu sürecin sonunda Kürt grupları Şam'da toplanarak bir protokol imzaladı. Hiçbir Kürt örgütü kendisini destekleyen devletin yanında diğer Kürt örgütlerine karşı savaşmayacaktı. İran karşısında güç yitiren ve karşısında kendi rejimini tehdit eden, birleşerek güçlenen Kürt hareketini gören Saddam Hüseyin, Halepçe katliamını gerçekleştirme kararı aldı.
 
14 Mart günü İran'ın da desteğiyle peşmergeler Halepçe'ye girdi ve kenti ele geçirdi. Irak ordusu Halepçe'den tamamen çekilerek kenti terk etti.
 
Kürt halkının kitlesel gösterilerinin yayılması üzerine Saddam rejimi, bugün Türk devletinin yaşadığı kaygı içerisine girdi.
 
Saddam, İran'la ateşkes yaptıktan sonra Halepçe katliamı ile Kürtleri tam bir cezalandırmaya tabi tuttu. Bu katliam ile esas olarak Irak tarafından amaçlanan, Kürtleri vurarak İran'a gözdağı vermek ve savaşı kendisine uygun bir anlaşma ile bitirmekti. Nitekim Halepçe katliamından 2 ay sonra Irak-İran savaşı bitti ve bu savaş ve anlaşmadan her zamanki gibi Kürt halkı zarar gördü.
 
HALEPÇE'DE İNSANLIK SUÇU İŞLENDİ
 
Katliamın baş sorumlusu her ne kadar Saddam Hüseyin olsa da bu kimyasal silahların ABD, Fransa, Almanya patentli olduğu daha sonra açığa çıkmıştı. Nitekim uluslararası güçler uzun sure bu katliama sessiz kaldı ve ölen binlerce Kürt görmezden gelindi. Dün Halepçe'de dünyanın gözü önünde öldürülen Kürtler, katliamın yıldönümünde bu kez Efrîn'de yeni bir saldırıyla karşı karşıya. Dün olduğu gibi bugün de emperyalistler Efrîn'de yürütülen katliama destek veriyorlar, seyirci kalıyorlar.
 
Aynı insanlık suçu bugün Efrîn'de işlenmeye devam ediyor. İşgalci sömürgeci Türk devleti halka karşı kimyasal silah kullanıyor, Efrîn kentinde katliam naraları atıyor.
 
Halepçe katliamı unutulmayacak. Hardal ve sarin gazları ile sokaklarda sessizce yatan çocukların görüntüsü hafızalardan silinmez. Tıpkı bugün Efrîn'de uçakların bombalaması sonucu katledilen çocukların görüntülerinin hafızalardan silinmeyeceği gibi...