22 Kasım 2024 Cuma

Doğan: Vazgeçmeyeceğimizi en iyi bu zulmü yapanlar bilir

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Geçen yıllardan hiçbir şey öğrenilmediği, aynı politikalarda ısrar edileceği ortada. Bu mesajlar toplum tarafından böyle algılanır ama bu yöntemlerin bizleri vazgeçirmeyeceğini, vazgeçmeyeceğimizi en iyi bu zulmü yapanlar bilir" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Diyarbakır'da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran'a ilişkin davanın bugün ilk duruşmasının görüldüğünü belirten Doğan, "Cinayetin karanlıkta kalmaması, gerçek faillerin ortaya çıkması için; bu ailelerin ardında saklı olan ve hala korunan ilişkilerin ve ağların ortaya çıkabilmesi için bu davanın takipçisi olacağız" dedi.

Günlerdir yeniden kayyumları konuştuklarına işaret eden Doğan, 31 Mart yerel seçimlerinde iktidarın tüm çabalarına rağmen halkın kendi iradesine sahip çıkarak kayyumları gönderdiğini hatırlattı. "Halk oylamasıyla, kent uzlaşısıyla seçilen adayları belediye eşbaşkanları olarak seçip zorla ellerinden alınan belediyeleri teslim almış oldu halk" diyen Doğan, günlerdir iktidarın insanların anayasal hakkına müdahale ettiğini ama halkın vazgeçmeyeceğini söyledi.

'İKTİDARIN MESAJINI ALDIK'
İktidarın yıllardır kayyum politikalarından medet umduğunu ancak halkın asla iradesine sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğini vurgulayan Doğan, "Hem insanların iradelerine kayyum atayacaksınız, 'sizin seçme ve seçilme hakkınız yok' diyeceksiniz, iradelerini gasp edeceksiniz hem de bu gasba karşı demokratik direniş hakkını kullanan insanlara antidemokratik muameleyle işkence uygulamaya kalkışacaksınız. Kim olduğu belli olmayan maskeli ve bereli kişileri, pervasızca insanlara işkence uygulayan kimliği belirsiz kişileri sokağa indireceksiniz sonra da hiçbir şey olmamış gibi susacaksınız. Günlerdir soruyoruz: Sokaklardaki bu şiddetin nedeni ne" ifadelerini kullandı.

"31 Mart seçimlerinden hemen sonra ortaya çıkan tabloyu içinize sindiremediğiniz için, seçimde alamadığınızı zorla almak için neredeyse 24 saat geçmeden Van'da kayyum denemesi yaptınız. Bir direnişle karşılaştınız, vazgeçilmedi direnişten. Yine durmadınız, Hakkari'ye kayyum atadınız. Esenyurt'ta kent uzlaşısının ruhunu, bir arada yaşama ve yönetme ruhunu hedef aldınız" diyen Doğan, iktidarın mesajını aldıklarını söyledi.

'TABİİ Kİ BELEDİYELERİMİZİ KORUYACAĞIZ'
2016 yılından bu yana atanan kayyumların Türkiye'ye hiçbir faydası olmadığının altını çizen Doğan, "Bu sizin de üzerine yaslandığınız, içinden çıkıp geldiğiniz meşruiyet alanını, meşruiyeti sorgulanır ve tartışılır hale getirir. Belli ki bu kayyum uygulamasının inkarı için yeni kavramlar arayışına girilmiş ve 'geçici görevden uzaklaştırma' gibi bir söz kurulmuş. Bugüne kadar kayyum atanıp yerine geri dönebilmiş kaç belediye başkanı, kaç belediye eş başkanı var? Yok. Demek ki geçici görevden uzaklaştırma filan değil, demek ki hukuk yok" dedi.

DEM Parti'nin Kürt meselesine yaklaşımının açık ve net olduğunu belirten Doğan, "Biz olduğumuz yerde duruyoruz. Yalpalamadan, savrulmadan, herhangi bir tutarsız tavır ve hal içerisine girmeden son derece açık ve net bir biçimde tavrımız ortada. Ama siz her defasında 'Kürt'sen yoksun, Kürt kimliğinle yaşayamazsın' mesajı verirseniz, buna karşı demokratik direnme hakkımızı kullanırız. Tabii ki belediyelerimizi koruyacağız" ifadelerini kullandı.

'MECLİS SORUMLULUK ÜSTLENMELİ'
O belediyeleri binbir zorluk, emek ve çabayla kazandıklarını kaydeden Doğan, "Yıllar boyu kök saldırmaya çalıştığınız kayyumları gönderebilmek için insanlar gece gündüz çalıştı. Burada Ankara'da bir çalışıldıysa; Şırnak'ta, Cizre'de, Mardin'de, Batman'da, Halfeti'de, Hilvan'da on çalışıldı. En az on katı çalışılarak kazanıldı bu belediyeler. Şimdi diyorsunuz ki bu belediyeleri biz alalım, siz de buna sesinizi çıkarmayın" dedi. İktidarın bu belediyeleri peşkeş çekmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Doğan, halkın kaynaklarını bazı odakların hizmetine sunmak için bu belediyelerin kendilerinden alındığını söyledi.

Yerlerine kayyum atanan Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan, Mardin Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ve Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük'le ilgili hiçbir kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığına dikkat çeken Doğan, "Masumiyet karinesini de tedavülden kaldırdınız ama bunu böyle sürdüremezsiniz. Bu yol daha demokratik, daha adil, daha eşit, daha özgür bir yere götürmeyecek. O yüzden bu yoldan bir an önce dönün. Meclis bu konuda sorumluluk üstlenmeli. Verdiğimiz kanun teklifi var. Yeniden düzenlenme gerekiyor. Eğer kişilerle ilgili gerçekten kesinleşmiş mahkeme kararları varsa, belediye meclisinin seçmesi gerekiyor" dedi.

'BAHÇELİ ÖCALAN'IN MUHATAPLIĞINI KABUL ETTİ'
Kürt sorunu tartışmalarına işaret eden Doğan, "Önemli bulduğumuz tespitleri var Bahçeli'nin. Sayın Öcalan'a yaptığı çağrı önemli bir çağrı, muhataplığını kabulü tabii ki kritik. Teklifinde ısrarcı olduğunu söylemesi yine öyle. Arkasında durduğunu söylemesi DEM Parti açısından şüphesiz ki önemli açıklamalar. Yıllardır söylediğimiz tecrit tespiti önemli" ifadelerini kullandı.

DEM Parti'nin yaklaşımını açık bir şekilde ifade etmelerine rağmen bir belirsizlik varmış gibi tartışmaların sürdüğüne işaret eden Doğan, şöyle devam etti: "DEM Parti'nin beklentisi çok açık. DEM Parti diyor ki sayın Bahçeli, sayın Öcalan'a çağrıda bulunuyor ama biz sayın Öcalan'ı duymuyoruz, Türkiye kamuoyu duymuyor, tecrit sürüyor. Kendisi de Urfa milletvekilimiz Ömer Öcalan görüşmeye gittiğinde, bunu bir mesaj olarak kamuoyuna iletti. Üç satır gibi görünen bu mesajın içinde çok mesaj var, bunu söyledik. Tecridi kaldırmıyorsunuz, sürdürüyorsunuz. Sayın Öcalan'ın mesajında dikkat çektiği koşullar sağlanmıyor. 'Koşullar oluşursa ben buna hazırım' dedi. Biz de DEM Parti olarak hazır olduğumuzu söyledik. KCK açıklama yaptı ve 'Biz de koşulları sağlanırsa varız' dedi."

'DEVLET BİR KARAR VERMELİ'
Çözüme dair yolun tecridin kaldırılması ve gerekli koşulların sağlanması olduğunu vurgulayan Doğan, "Bunu sorduk, yine soruyoruz: Bu konuda devletin bütüncül bir yaklaşımı var mı, devlet hazır mı? Biz hazırız zaten, sayın Öcalan da hazır olduğunu söyledi. O halde sözün gereği yapılmalı ve artık ertelenmemeli. Tüm bunlar yapılırken bir de bir şantaj ve tehdit dili. Madem toplumsal uzlaşı sağlayacağız, madem barış arıyoruz hep birlikte, madem Türkiye barışını arıyor o zaman lütfen dilde başlayalım. Yapıcı, kapsayıcı, esnek, kapsama alanı geniş yeni bir dile ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

"Devletin artık bir karar vermesi ve bir yerden başlaması gerekiyor. Kürt sorununu tarihsel ve sosyolojik gerçekliğinden kopararak, bunu yok sayarak çözmek mümkün değil. Adını koymak, tarihsel ve sosyolojik gerçekliğini görmek, bunu tespit etmek, buna göre bir yol haritasına ve programa sahip olmamız gerekiyor" diyen Doğan, Erdoğan'ın "Muhatabımız Kürt kardeşlerimiz" sözüne de tepki gösterdi.

"Bir ucuna kayyum, bir ucuna gözaltı, bir ucuna işkence, bir ucuna hapis. Şimdi bu ele nasıl uzanılır" diye soran Doğan, şartların Kürt sorunu için çatışma ve çözümsüzlük politikalarından vazgeçmeyi dayattığını belirtti. Doğan, şöyle devam etti: "DEM Parti olarak, hakikati tanımalarını ve kabullenmelerini, bunu göstermek için de kararlı bir çaba göstermelerini, somut adımlar atmalarını bekliyoruz. Geçen onlarca yıldan edinilen deneyimlerin yol gösterici olmasını istiyoruz. Tüm bu tartışmaları maksatlı bir biçimde çarpıtanları, manipülasyondan beslenenleri, algıyla toplumu oyalamaya ve yalanı gerçek gibi dolaşıma sokarak insanları kandırmaya çalışanları da görüyoruz. Onlara da bir çağrımız var: Niye diyalog, uzlaşı ve barış olasılığını güçlendirmek yerine bunu bulandırmayı tercih ediyorsunuz?"

'BAKIRHAN'IN AÇIKLAMALARI ÇARPITILIYOR'
İçişleri Bakanlığı'nın DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Mardin İl Eşbaşkanı Mehmet Mihdi Tunç hakkında "yasal işlem" başlatmasına işaret eden Doğan, "Bir yandan Türkiye siyaset tarihinde yeniden korkunç bir şey yaşanıyor, kara bir leke; kayyım gasbı ve tüm Türkiye Esenyurt'tan Halfeti'ye kadar bu gasbı konuşuyor. Bir yandan Kürt meselesinin çözümü konuşuluyor ama öte yandan kayyım atanıyor ne oluyor diye konuşulurken, birileri çıkıp maksatlı bir biçimde Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan'ın açıklamasını çarpıtıyor" dedi.

'BİZİ DURDURABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNENLER YANILIYOR'
Doğan, şu ifadeleri kullandı: "Geçen yıllardan hiçbir şey öğrenilmediği, aynı politikalarda ısrar edileceği ortada. Bu mesajlar toplum tarafından böyle algılanır ama bu yöntemlerin bizleri vazgeçirmeyeceğini, vazgeçmeyeceğimizi en iyi bu zulmü yapanlar bilir. Nasıl direndiğimizi ve nasıl direnebileceğimizi demokratik yol ve yöntemlerle en iyi sizler bilirsiniz. Demokratik siyaset alanlarını genişletebilmek, sorunları çatışma ve savaşla şiddetle değil diyalog ve müzakereyle, toplumsal uzlaşıyı esas alarak çözmek konusundaki gayretimizi ve direncimizi en iyi sizler bilirsiniz. O yüzden bu tür şeylerle bizi durdurabileceklerini düşünenler yanılıyor.