20 Eylül 2024 Cuma

Diyarbakır miting izlenimi: Amed 'Tamam' diyor!

Dikkat çekilmesi gereken nokta miting, toplu etkinlik vs. sonraları dağılmak istemeyen, alanları terk etmeyen, sesini sokaklarda duyurmak niyetinde olan genç ve kadın kitlelerin devrimci ısrarıdır.
Birçok seçim mitinginde '... şehri seçimini şimdiden yaptı' diye söylenegelir. Bu söylemin kelimenin tam anlamıyla çok rahat kullanılabileceği bir mitingi dün Amed'de yaşadık. 5 Haziran katliamının yaşandığı yerde, İstasyon Meydanı'nda 5 Haziran 2015'de yapılan miting kitlesi kadar hatta kimi yorumlara göre onu da aşan ama aynı şekilde öfkesiyle, kararlılığıyla da onu çok daha aşan bir kitle vardı alanda.
 
Miting saati 18.00 olmasına ve henüz başlamamışken bile alanın insan akınına uğraması gidişatın nasıl olacağının çok net habercisiydi. Lakin yine de kimse gelişlerin yoğunluğundan dolayı arama noktasındaki polislerin çıkışlara belli bir süre izin veremeyecek duruma geleceklerini beklemiyordu sanırım. Sorulduğunda 'gelenler çok fazla onun için de onları aramaya ve içeri almaya çalışırken gidişlere izin verirsek kontrol edemeyiz' cevabını almak onların insan seli karşısında nasıl da çaresiz, aciz kaldıklarını çok net gösterir durumdaydı. Zaten miting alanına girişte yer alan arama noktalarını yaklaşık yüz metre daha geniş bir alana çekmek zorunda kaldı devlet. Çünkü mitinge gelen kitle devletin belirlediği alanın çok fazla dışına taşınca polisler miting kitlesi arasında sıkışıp kaldılar. Selahattin Demirtaş'ın Hasan Hüseyin'in şiirinden alıntıladığı dörtlüğü okurken coşan halkımız pratiğiyle de gösterdi ki; "Ekilir ekin oluruz/ Ezilir un oluruz/ Bir gider bin geliriz/ Bizi vurmak kurtuluş mu?" Amed; "5 Haziran'da 5 insanımızı katletseniz de yüzbinler olur çizdiğiniz sınırlara sığmayız" demiş oldu net olarak.
 
"Çözüm süreci"nin AKP tarafından bozulup savaşı şiddetlendirmesinden ve faşist baskılarını yoğunlaştırmasından bugüne sürekli saldırılara maruz kalan, milletvekilleri tutuklanan, kriminalize edilmeye çalışılan HDP'nin yüzbinler tarafından 'HDP halktır halk burada' sloganıyla sahiplenilmesi Amed halkındaki meşruiyet bilinci yanında HDP'yi savunma irade ve cesaretini de gösterir nitelikteydi. Sürekli gözaltı, tutuklama saldırılarının olması, Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş'ın hapishanede oluşu ve tabii Amed halkının zindanlara ziyadesiyle 'alışık' olması gibi sebeplerle alanda en çok 'siyasi tutsaklar onurumuzdur!', 'Selo'ya özgürlük!' gibi sloganlar atıldı.
 
Mitingin hiç şüphesiz en yoğun katılımcı kesiminin gençlik ağırlıklı oluşu önemlidir ve de hiç tesadüfi bir durum değildir. Sur, Suruç, Cizre… katliamların ve canfeda direnişlerin unutulmadığını-unutulmayacağını da gençlik, sloganlarıyla haykırmış oldu. Hakeza yapılan konuşmaların en çok reaksiyon alan yanlarının bu direnişe gönderilen selamlamalar olması da bunu gösterir niteliktedir. HDP milletvekilleri ve vekil adaylarının konuşmalarında en çok öne çıkan başlıklar AKP'nin katliamları, yolsuzlukları ve 'Tek Adam' vurgusu yanında özel olarak AKP'nin sandıklarda yapacağı hile ve oy çalma şüphesi oldu. Aynı zamanda kitlenin mitinge katılımıyla coşkusu ve öfkesiyle sandıklara ne pahasına olursa olsun sahip çıkacaklarına dair bir mesaj olarak algılanmalıdır. Ahmet Şık'ın konuşması ilgiyle karşılandı ve AKP'ye eleştirilerini sıraladığı bir ara kitleden 'katil, hırsız AKP' sloganlarının atılması dikkate değerdi. Miting katılımcılarından HDP, DBP il eş başkanları ve ESP İl Başkanı da selamlamada bulundular.
 
Kitleden insanlar, 'Batı bizi anlasın' diyerek Türkiye'nin Batı'sından Türk halkından yardım eli beklediğini 'onlar kalkarsa biz zaten hazırız; yıkarız bu adamı da sistemi de diyerek' ifade ediyorlardı. Hatta politize olmuş Amed halkı Gezi'de olduğu gibi bir şey olursa bu defa çok daha güçlü destek vereceklerini, 7 Haziran-1 Kasım sürecinde de partilerinin olması gerekenden geri bir düzeyde tavır aldığını belirtip eleştirerek, 'bu defa benzer bir süreç yaşanırsa çok daha güçlü ortaklaşır ve gerekirse partiye de biz öncülük eder sokağa çıkarız!' diyerek kafa açıklığını, mücadeledeki kararlılığını göstermiş oldu.
 
Miting sonrası bir kısım kitlenin sokaklarda yürüyüş yaptığı ve gözaltıların yaşandığı bilgisi var. Devletin böylesi görkemli bir mitinge tahammül edemeyeceğini herkes tahmin edebilir. Fakat esas önemli olan ve dikkat çekilmesi gereken nokta miting, toplu etkinlik vs. sonraları dağılmak istemeyen, alanları terk etmeyen, sesini sokaklarda duyurmak niyetinde olan genç ve kadın kitlelerin devrimci ısrarıdır. Zaten Demirtaş'ın konuşmasının bir bölümünde geçen "…Zaten ben en çok gençlere ve kadınlara güvenerek aday oldum…" sözü alanda coşku seline sebep oluyorsa bu sebepledir. Zira kadınlar ve gençler devrimci bir irade ve kafa açıklığıyla bekliyorlar. Bunu yönlendirecek, yönetecek öncüyü bekliyor kitleler. Tüm beklenti; HDP'nin bu misyonunu oynaması!