EMEK
Diyarbakır 1 Mayıs'ında 'seferberlik çağrısı'
İmralı tecridine karşı başlatılan ölüm orucu nedeniyle 'seferberlik' çağrısı yapan tutuklu anneleri, Diyarbakır İstasyon Meydanı?nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamasında bu çağrılarını yineledi.
DİSK, KESK, TMMOB ve Diyarbakır Tabip Odası tarafından "Mutlu bir hayat filizlenecek" şiarıyla Diyarbakır'ın İstasyon Meydanı'nda düzenlenen 1 Mayıs mitingine binlerce kişi katıldı.
Mitinge DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları, Saliha Aydeniz, Remziye Tosun, Hüseyin Kaçmaz ve Nuran İmir ile birlikte CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı.
Yine HDP Gençlik Meclisi ve Genç Kadın Meclisi ile Mor Kadın Dayanışması üyeleri de miting alanındaki yerlerini aldı.
Miting öncesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi önünde bir araya gelen TMMOB üyeleri, miting alanına yürüdü. Emekçi kadınlar ise beyaz tülbentlerle kortejdeki yerini aldı. "Bijî yek gulan" sloganları ile miting alanına ulaşan kortej, polis arama noktasında engellendi.
Polis, beyaz tülbentli kadınların girişini de engelledi. Emekçiler ile polis arasında tartışma yaşanırken, polis engeli sürüyor. Engellemeleri takip eden basın emekçileri de polislerce tehdit edilerek engellendi.
VALİLİK 'BEYAZ TÜLBENT'İ YASAKLADI
Yenişehir ilçesinin Ofis Semti'nde bir araya gelen basın emekçileri de "Özgür basın susturulamaz" sloganlarıyla kortej halinde miting alanına yürüdü. Aynı koldan miting alanına gelen beyaz tülbentli kadınlar, burada da engellendi. Engellemeye tepki gösteren beyaz tülbentli HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile polis arasında tartışma yaşandı. Tartışma sırasında polisin, engellemenin Diyarbakır Valiliği tarafından alınan karardan dolayı olduğunu söyledi. Ancak polis engelleme kararına dair belge göstermedi. Tepkiler üzerine beyaz tülbentli kadınların alana girdi.
SLOGANLARLA ALANA GİRİŞ YAPTILAR
KESK öncülüğünde Ofis Semti'nde bir araya gelen emekçiler, oluşturulan kortejle miting alanına yürüdü. Emekçiler, "Leyla Güven onurumuzdur" sloganını atarak alana girdi.
Jiyan Semt Pazarı emekçisi kadınlar da "Pazarcı kadınlar emek gaspına karşı direnişte" pankartı ve zılgıtlarla miting alanına giriş yaptı.
Engellemelerle başlayan mitingde yapılan konuşmalar sırasında kitleden sık sık "Leyla Güven onurumuzdur" ve "Bijî berxwedana zindanan" sloganları yükseldi. Polisler atılan bu sloganları müziğin sesini yükselterek bastırmaya çalıştı.
İNSAN ZİNCİRİ İLE SEFERBERLİK ÇAĞRISINI YİNELEDİLER
İmralı tecridine karşı hapishanelerinde başlatılan ölüm orucu eylemi üzerine seferberlik çağrısı yapan Barış Anneleri Meclisi üyeleri mitinge beyaz tülbentleri ile katıldı.
Tutuklu anneleri ve yakınları da açlık grevleri ve ölüm orucu eylemine dikkat çekmek için miting alanında 'insan zinciri' oluşturdu. Tutuklu anneleri oluşturdukları insan zinciriyle dün yaptıkları 'seferberlik' çağrılarını miting alanından bir kez daha yineledi.
YERLİKAYA: İNSANLARIN AÇLIK GREVİNE GİRMEK ZORUNDA KALMADIĞI MEMLEKET İSTERİZ
Mitingde Diyarbakır Tabip Odası adına konuşan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket isterim" şiirini okuyarak konuşmasına başladı.
Yerlikaya, "Çalışırken ölmediğimiz değil, yaşayacağımız bir memleket istiyoruz. Devletin kendi kurallarına uymayan yer memleket değildir. Devletin kendi hukukuna uyduğu bir memleket istiyoruz. İnsanların açlık grevine girmek zorunda kalmadığı bir memleket istiyoruz. Toplumsal sorunlarda şiddetin bir yöntem olarak kullanılmadığı bir memleket istiyoruz" diye konuştu.
'HİÇBİR ŞEYİN CEFASINI BİZ EMEKÇİLER ÇEKMEYECEĞİZ'
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Doğan Hatun da, konuşmasına açlık grevlerinde olan tutukluları selamlayarak başladı.
Hatur, şunları söyledi: "Analarımızın çığlığını duymayanlara karşı ısrarla beyaz tülbenti asıyoruz. Bu ülkenin ne krizini, savaşını ve bekasını biz emekçiler yaratmadık. Ülkenin krizini de savaşını da sarsan haramilerdir. Bunun hırsını biz emekçilerden almak istiyorlar. Hiçbir şeyin cefasını biz emekçiler çekmeyeceğiz. İhraç edilen KHK'lı emekçileri saygıyla selamlıyorum. Halkların iradesini temsil eden arkadaşlarımızı selamlıyoruz."
'TÜLBENT, BARIŞIN SİMGESİDİR'
DİSK adına konuşan Mehmet Salih Doğrul ise açlık grevlerinin ölüm orucuna evrilmesi üzerine dün Diyarbakır'da toplanan tutuklu annelerinin yaptığı seferberlik çağrısı üzerinde durdu.
"Barış tülbentlerini boynumuza astılar. Mezopotamya topraklarında tülbent barışın simgesidir. Toplum yeni bir travmayı kaldıracak durumda değil. Trajik bir son olmaması için cezaevlerinde ölümlerin yaşanmaması adına herkesi sorumlu olmaya davet ediyoruz" diyen Doğrul, emekçiler olarak ülkede barışın ve özgürlüğün teminatı olma sözünü yinelediklerini ifade etti.
ÖZTÜRK: BU TARİHİ BİR DİRENİŞTİR
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk de boyunda beyaz tülbentle platforma çıktı. Alanında bulunan tutuklu annelerini ve emekçileri selamlayarak konuşmasına başlayan Öztürk, şunları söyledi:
"Bugün cezaevlerinde binlerce tutsak, DTK Eşbaşkanımız, Hewler, Galler ve Avrupa'da direniş ruhu büyüyor. Bu tarihi bir direniştir. 1 Mayıs'ta direniş alanıdır. Türkiye'de insanlık adına hiç bir şey kalmadı. Sayın Öcalan üzerinde 5 Nisan 2015'te tecridin ağırlaştırılmasıyla, tekçi zihniyet ve faşist zihniyet saldırılarını derinleştirdi. Türkiye ekonomik olarka çökmüşse bu faşist zihniyetin ve tekçi zihniyetin sonucudur.
NE KADAR SESSİZ OLURSAK; FAŞİZM O KADAR BÜYÜR
"Sayın Öcalan'ın sesi barış ve özgürlük sesidir. Bu sesten korktukları için tecridi ağırlaştırıyorlar. Siyasetleri, ahlakları ve vicdanları çökmüştür. Gebze'de annelerimiz demokratik tepkisini gösterirken, polis tarafından coplarla itildi. Bu polis değil, arkasındaki faşist zihniyettir. Bugün ne kadar sessiz olursak, faşizm o kadar güçlenir. Tecrit, insanlık ve hukuk dışı bir uygulamadır. Hiç bir vicdan tecridi kabul edemez. Açlık grevindeki arkadaşlarımız; yasalarda ne yazıyorsa uygulayın diye aylardır haykırıyor. Sayın Öcalan'ın ailesi ve avukatları ile görüştürülmesidir.
TARİH YAZANLARA SES VERMELİYİZ
"Sayın Öcalan milyonların iradesidir. Bu iradeye yönelik bir tecrit olduğunu biliyoruz. Sadece Kürt halkına yönelik değil, Türkiye'nin her yerinde görebiliriz. Türkiye halkları, Lazlar, tecrit altında. Bu tecridi kırmak için açlık grevindeki arkadaşlarımızın sesi olmalıyız. Hiç bir arkadaşımız zarar görmeden amaca ulaşır. 15 arkadaşımız ölüm orucuna başladı. Bu sessizliğe karşı bedenlerini ölüme yatırdılar. Herkes, hukuku savunanlar, insan haklarını savunanlar sesini yükseltmelidir. Bugün tarih yazanlara ses vermeliyiz.
SEFERBERLİK ÇAĞRISINI GÖREV OLARAK BİLİYORUZ
"Annelerimiz seferberlik açıklaması yaptılar. Demokratik yöntemlerle bu seferberlik çağrısına karşılık vermeliyiz. DTK olarak seferberlik çağrısını görev olarak biliyoruz. Herkes annelerin seferberlik çağrısına karşılık vermelidir. Bir dakika kaybetmeden, harekete geçmeliyiz. Faşizm hiç bir dönem tarih yazmamıştır. Faşizme karşı direnenler dün olduğu gibi bugünde tarih yazıyor. Bu faşizme karşı durarak, tecridi kırmalıyız. Aksine faşizm her gün üstümüze üstümüze gelecektir. Faşizm sessizlikle yıkılmaz, direnişle yıkılır. Tarihi hep birlikte yazalım."
CEYLAN: İHRAÇ ETTİLER, TESLİM ALAMADILAR'
DTK Eşbaşkanı'nın ardından OHAL kapsamında çıkarılan KHK'lerle işlerinden ihraç edilenler adına mazbatası verilmeyen Bağlar Belediyesi Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan konuştu.
Sözlerine kayyum zihniyetini yıktıklarını ifade ederek başlayan Ceylan, "Siyaset yapmayın diyorlar. Toplumsal sorunlara dikkat çekmeyin diyorlar. Bizi bu yüzden ihraç ettiler. Bizi teslim alamadılar. Suç işlemedik. Vicdanımızla halkımızın içindeyiz. Başımız dik" dedi.
'HALKIMIZIN ONURUNA SAHİP ÇIKACAĞIZ'
24 Haziran seçimlerinde KHK'li milletvekillerinin seçilmesine rağmen, 31 Mart seçimlerinde KHK'li oldukları gerekçesiyle haklarının ellerinden alındığını söyleyen Ceylan, "HDP kadınlara ve gençlere sahip çıktığı gibi, ihraç edilenlere de sahip çıktı. Seçim süreci yaşanmadı. 'Siz susun, polis konuşur' süreci yaşadık. Bununla birlikte Amed halkı, Bağlar halkı yüksek bir oranla bizi seçti. Halkımıza minnettarız. Halkımızın onuruna sahip çıkacağız. Kayyum zihniyeti, talan politikalarıyla yalan ve hileyle halkımızın iradesini gasp ettiler. Yaptıkları hukuksuzluk, ahlaksızlık ve vicdansızlıktır. Bunu kabul etmeyeceğiz. Buna karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Kürdistan'da kayyum zihniyeti kaybettiği için, batıda kaybettikleri için bunun intikamını almaya çalıştılar. Mücadelemizle halkımızın iradesine sahip çıkacağız. YSK'nın bu kararına saygı duymayacağız" ifadelerini kullandı.
ÖLÜM ORUCUNA DİKKAT ÇEKTİLER
Yapılan konuşmalar sırasında sık sık "Siyasi tutsaklar onurumuzdur", "Leyla Güven onurumuzdur" ve "Bijî berxwedana zindanan" sloganları atılarak, İmralı tecridine karşı başlatılan açlık grevleri ve ölüm orucu eylemine dikkat çekildi.
Miting, Çanda Biharê'den sanatçı Şerzad'ın sahne alması ardından sona erdi.