25 Kasım 2024 Pazartesi

DİSK ve KESK: Soma'nın hesabını er ya da geç soracağız

Soma katliamının 6. yılı dolayısıyla DİSK ve KESK yaptığı açıklamalarda "Soma'nın hesabını er ya da geç soracağız" dedi.

Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen maden göçüğünde 301 madenci yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren madenciler 6. yılında yapılan açıklamalar ve etkinleklerle anılıyor. DİSK ve KESK yaptıkları yazılı açıklamada "Soma'nın hesabını er ya da geç soracağız" dedi.

DİSK: SOMA KATLİAMI VAHŞİ KAPİTALİZMİN NORMALİDİR
301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamının 6. yılı dolayısıyla DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, Soma katliamının 6. yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, "Bundan tam 6 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında Soma'da 301 maden işçisini büyük bir katliamda yitirmiştik. O günden bugüne acılarımız hafiflemedi, aksine yaralarımız daha da kanadı, acılarımız daha da büyüdü" dedi.

"Soma'dan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" şeklindeki beyanların havada kaldığını, Türkiye'de iş cinayetleri artarak devam ettiğini Soma katliamının hesabının sorulmadığını ifade eden Çerkezoğlu, "Soma katliamının bir istisna değil, yaşadığımız vahşi sermaye düzeninin normali olduğu her gün yeniden hatırlatıldı" diye kaydetti.

Soma katliamının büyük ölçüde cezasız kaldığını ifade eden Çerkezoğlu, "Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak, daha fazla kar için işçileri ölüme göndermek hata değil kasıttır. Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak hata değil, kasıttır. Ancak mahkeme Soma davasında sanıkları 'olası kasıt' ile cezalandırmayı uygun görmemiştir. Yargı sistemi, madenin patronlarını salıverirken ölen her bir işçi için 6 gün hapis cezasını yeterli görmüştür" diye kaydetti.

Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, Soma'daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar da hiçbir biçimde hesap vermediğine dikkati çeken Çerkezoğlu, "Oysa madenlerdeki taşeron, rödovans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak, madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak da hata değil, kasıttır" diye belirtti.

Katliamın hesabı adil bir biçimde sorulmayarak bu düzende işçinin emeği kadar canının da ucuz olduğu gösterildiğini vurgulayan Çerkezoğlu, "Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini meşru gören bir düzendir. Soma katliamından sonra yaşananlardan sonuçlar çıkararak gerekli önlemlerin alınması, işçilerin çalışırken ölmelerinin önüne geçilmesi söz konusu bile olmamış, aksine yaşananlara 'fıtrat' diyerek bakan bir anlayış ile ülkemizde katliam çarkları dönmeye devam etmiştir. 13 Mayıs 2014'ten bugüne ülkemizde 36 Soma katliamı kadar işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir" dedi.

Çerkezoğlu açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
"İş cinayetleri kaza değildir, fıtrat değildir. İş cinayetleri bugün de Covid-19 pandemi sürecinde karşı karşıya olduğumuz 'İşçiler ölse de çarklar dönsün' anlayışının sonucudur. Hafta sonu bulaşan ama hafta içi bulaşmayan, sokakta/meydanda/parkta bulaşan ama fabrikada, AVM'de bulaşmayan, yürürken bulaşan ama çalışırken bulaşmayan, herkese bulaşan ama işçiye bulaşmayan bir virüs icat ederek salgını  bir işçi sınıfı hastalığına çeviren politikalar, akıl, bilim ve yaşama karşı vahşi sermaye düzeninin tercihidir. Çarklar dönsün denilerek çalışmaya zorlanan işçiler arasında hastalığın Türkiye ortalamasına göre 3.5 kat yaygın olması, fabrikalarda, madenlerde, şantiyelerde Covid-19'un bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmesi, Soma katliamına yol açan politikaların bir devamıdır.

"İş kazalarında, meslek hastalıklarında, salgınlarda ölmemek için işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını temel örgütlenme ve mücadele alanı olarak ele almak, bu birikim rejiminin değiştirilmesi için kaçınılmaz gerekliliktir.

"Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma'nın hesabını er ya da geç soracak, bu vahşi sermaye düzenine mutlaka son vereceğiz. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzeni mutlaka kuracağız!"

KESK: SOMA'NIN HESABINI ER YA DA GEÇ SORACAĞIZ
KESK Yönetim Kurulu, 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamının 6. yılı dolayısıyla "Soma katliamının 6. yılında adalet arayışımız ve mücadelemiz devam ediyor" başlıklı açıklama yayınladı.

Açıklamada, "Bugün 'çarklar dönsün' diye yüzbinlerce işçiyi, yeterli tedbirleri almadan fabrikalarda, inşaatlarda, marketlerde, kargo şirketlerinde, kamu işyerlerinde çalıştırıp yüzlercesinin Covid-19'a yakalanmasına, onlarcasının ölümüne neden olanlar bundan tam 6 yıl önce de gerekli denetimleri yapmadıkları, rödovans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırdıkları için, Soma'da 301 maden işçimizi kaybetmemize zemin hazırladılar! 301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetti" denildi.

Türkiye'de hukukun çöküşünün Soma davasıyla bir kez daha gözler önüne serildiği belirtilen açıklamada, "Davayı Soma'dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan yargı sistemi, maden patronu ve yöneticilerini 'olası kasıt' üzerinden değil; 'bilinçli taksir' ile 'cezalandırarak' adeta ödüllendirdi. Gizli tanıkların, itirafçıların iftiraları üzerinden, sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek, daha birçok hukuki niteliği tartışmalı belge ve istihbarat notlarıyla insanlara müebbet ya da onlarca yıl cezalar veren yargı Soma katliamında madenin patronu Can Gürkan'ın bir işçi için 5 gün hapis yatmasını yeterli gördü" diye kaydedildi.

Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, Soma'daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar hiçbir biçimde hesap vermediği vurgulanan açıklamada, "Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bu düzenden Soma'nın hesabını er ya da geç soracağız" ifadeleri kullanıldı.