Direnişteki Sf Trade Tekstil işçileri, tazminat davası açılırsa İzmir'den Meclis'e yürüyecekler
İşten çıkarılan Sf Trade Tekstil işçileri 111 gündür fabrika önünde tüm zorluklara rağmen direnişi sürdürüyor. Deriteks Sendikası Şube Başkanı Alagöz, üyelerine yönelik bir tazminat davası açılmasını beklediklerini kaydetti. Alagöz, dava açıldığı takdirde İzmir'den Meclis önüne 4 kadın işçiyle birlikte yürüyeceklerini ve tek taleplerinin de işverinin kuklası haline gelen Anayasa'nın 51. maddesinin iptal edilmesi olacağını kaydetti.
İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Sf Trade Tekstil'de sendikalaştıkları için işten atılan 4 kadın işçinin direnişi 111. gününde.
İşyeri, Deriteks Sendikası'na üye oldukları gerekçesiyle Pınar Toy, Ayşe Erim, Nurcan Köksal ve Sevcan Sarıoğlan'ı işten çıkardı. Pınar Toy ve Ayşe Erim ellerinden telefonları alınarak istifa etmedikleri takdirde haklarında tazminat davası açmakla, evlerini ellerinden almakla tehdit edildi.
Yıllarca yıllık izin kullanamayan Nurcan Köksal ise peşpeşe yıllık izine çıkarıldı ardından da her biri uzun saatler olmak üzere 3 kez bir odaya çekilerek, sendikaya üye olanların isim listesini vermesi, istifa etmesi istendi. Köksal da reddederse hakkında ceza ve tazminat davası açılmakla tehdit edildi.
Son olarak Sevcan Sarıoğlan haftasonu arkadaşlarını eve çay içmeye çağırdı için tazminatsız işten çıkarıldı. Kadın işçilerin önderliğinde 25 Ekim 2019'dan bu yana direniş kötü hava koşullarına ve tüm engellemelere rağmen sürüyor.
PATRONUN İŞÇİLERLE DERDİ 2015 YILINDAN
Ancak işçilerin, işyerine karşı direniş serüveni 2015 yılına dayanıyor. Sf Trade Tekstil patronu sendikalı olan 14 işçiyi "performans düşüklüğü" iddiasıyla işten çıkarmış, işten atılan işçiler hakkında suç duyurusunda bulunmuş, 300 bin TL'lik iki ayrı maddi tazminat davası açmış ve mesai saati bitmeden de 50 işçiyi sendikadan istifaya zorlamıştı.
İşten çıkarılan işçiler "Atılan işçileri geri al, sendikal hakka saygı duy" yazılı pankartla direnişe başlamıştı. İşyeri patronu bu kez de pankarta mahkeme kararıyla el koydurmuş ve haberlerin yasaklanmasını istemişti. Öte yandan Deriteks Sendikası İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz'ün o dönem yapılan direnişe ilişkin sosyal medya paylaşımları nedeniyle hapis cezasıyla yargılanmasını istemişti.
Uluslararası yürütülen kampanya sonucu 2016 yılında işveren ve sendika arasında yapılan protokolle barış sağlanmış ve sonrasında sendikanın örgütlenme çalışması devam etmişti. İşyerinde yaşanan haksızlıklardan dolayı sendikanın örgütlenme çalışmaları hızlandı. Yeniden yükselen sendikal faaliyetten dolayı işveren bir kez daha sendikalı işçilere saldırdı.
2015 yılından bu yana yaşanan süreci konuştuğumuz Deriteks Şube Başkanı Makum Alagöz, ETHA'ya verdiği bilgilerde işçilerin yaşadığı sıkıntıları aktardı.
'SENDİKAL FAALİYETLERİ DUYAN PATRON 4 KADIN ARKADAŞIMIZI İŞTEN ÇIKARDI'
Alagöz, örgütlenme çalımasının hızlanmasını şöyle açıkladı: "Zorunlu mesai saatlerinde iki tane küçük poğaça veriliyor arkadaşlarımıza, şeflerin gerek mesaide gerekse de çalışma saatlerinde ve genel anlamda hakaret ve baskıları, aynı zamanda başörtülü olan arkadaşlarımıza işverenin istediği şekilde bir 'simge' oluşturmayacak örtünme zorunluluğu dayatıtılıyordu. 12-13 senedir çalışan arkadaşlarımız asgari ücretle çalıştıkları için bize üye olmaya başladılar tekrar. İşyeri sendikal faaliyetleri duyunca 4 kadın arkadaşımızı işten çıkardı. Kadınları seçme sebebi ise işte kadınlar direnemez, aileleri izin vermez..."
Alagöz'ün aktardığına göre Pınar Toy, Ayşe Erim ve Nurcan Köksal bir odaya çekilerek saatlerce istifaya zorlanmış, haklarında tazminat davası açılmakla tehdit edildi. Sevcan Sarıoğlan ise Cumartesi günü arkadaşlarını evine çay içmeye çağırdığı için tazminatsız işten çıkarıldı.
'BASKILARDAN DOLAYI PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖREN ÜYELERİMİZ VAR'
"İçeride de mobbing ve baskı devam etmekte" diyen Alagöz, "Arkadaşlarımız 5-6 kere 'tecrit' odalarına alınıp saatlerce istifaya zorlanıyor, diğer işçilere de istifa etmeleri gerektiğini söylemesi isteniyor. Aksi takdirde birkaç kişiye tazminat davası açacakları yönünde baskı yaptılar. Hatta bir üyemize deri bölümünde eğitim adı altında götürdüler ve saatlerce çizgi film izlettiler. Psikolojik anlamda üyelerimiz arasında tedavi görenler var, ciddi baskılar var çünkü" dedi.
'SENDİKALAR DEĞİL AMA SINIF DOSTLARIMIZ YANIMIZDA'
İşe iadelerin olması, işyerindeki baskı, mobbing ve işten çıkarmaların son bulması için direnişi sürdüklerinin altını çizen Alagöz, "Uluslararası kampanyalar sürüyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü sınıf dostlarımız İngiltere'de dayanışma eylemi düzenledi bizim için. Sendikalardan pek destek, dayanışma görmüyoruz ama sınıf dostlarımız bizim yanımızda" diye konuştu.
'ARKADAŞLARIMIZA DAVA AÇARLARSA ANKARA'YA YÜRÜYECEĞİZ'
Gaziemir Serbest Bölge Müdürlüğü'nün soğuk ve yağmurlu havalarda dahi herhangi bir korunmaya izin vermediğine dikkat çeken Alagöz, kendi paralarıyla dahi serbest bölgede yer alan kantinden alışveriş yapmalarına izin verilmediğini söyledi. Alagöz, şöyle devam etti: "Aynı zamanda kadın arkadaşlara kadınlar tuvaletini kilitleyerek, yasakladılar. Kadınlar tır alanındaki tuvaleti kullanıyor. Yani bütünsel bir saldırı var. İki arkadaşımıza tebligat geldi, savcılıkta ifade verdik. 2015 yılında açılan tazminat davasının önümüzdeki günlerde arkadaşlarımıza açılacağını düşünüyoruz. Bu davayı açtıkları anda hiçbir araç kullanmadan dört kadın arkadaşımızla birlikte Ankara'ya Meclis'e yürüyeceğiz. İşimizi geri istemek için değil bunun için zaten direniyoruz, Anayasa'nın 51. maddesinin kaldırılmasını talep edeceğiz. Çünkü Anayasaya bize suç işletmiş olacak; hem işten atıyor, dava açıyor hem de problem yaratıyor. 51. madde işverenlerin kuklası olmuş, bizim karşımızda duruyor çünkü."