18 Eylül 2024 Çarşamba

Direnen işçiler Bakanlık önünde buluştu: Artık sesimizi duyun

Direnen tekstil ve maden işçileri maruz kaldıkları hak gasplarını ve taleplerini bir kez de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde dile getirdi. Direnen işçiler, "Artık sesimizi duyun" dedi, sorunların çözülmesini istedi. 

BİRTEK-SEN üyesi Akcanlar Tekstil işçileri ve Bağımsız Maden-İş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi sürüyor. Haftalardır taleplerinin kabul edilmesi için eylem ve etkinliklerini sürdüren, defalarca polis işkencesiyle gözaltına alınan direnişçi işçiler, bu kez seslerini Ankara'da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde duyurmaya çalıştı.

Sabahın erken saatlerinde bakanlık önüne gelen 31 gündür direnen Akcanlar Tekstil işçileri "Akcanlar işçisi hakkını alacak. Direne direne kazanacağız", 22 gündür direnen Fernas Madencilik işçileri de  "Patron vekil anayasayı ayaklar altına alıyorsa bize kim eşit yurttaşlık yalananını satabilir" pankartlarını açtı.

İşçiler sık sık, "Sermaye yenilecek, işçi sınıfı kazanacak", "Direne direne kazanacağız" sloganlarını attı. 

SUÇ İŞLEYENLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMADI
AKP Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na ait Fernas Madencilik'te ölümle burun buruna çalıştırılan ve hakları gasp edilen madenciler, Bağımsız Maden-İş'e üye oldukları için işten çıkarıldı. Maden önünde direnişe geçen madenciler defalarca işkenceyle gözaltına alındı. Öte yandan sendikayı ve direnen işçileri karalamak için Fernas Madencilik Müdürü Serkan Güncü, sosyal medya hesabından işçilerin özel olan sendika üyelik bilgilerin paylaştı, Bağımsız Maden İş Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu'yu da tüm bilgilerini bildiğini söyleyerek tehdit etti. Madendeki çalışma koşullarını da defalarca sosyal medyada paylaşan madenciler seslerinin duyulmadığını kaydederek Bakanlık önünden yetkililere seslendi. Söz alan madencilerden Erdinç Demirtaş, müdür Güncü'nün yaptıklarını hatırlattı. Madencilerin defalarca gözaltına alındığını ancak Güncü hakkında hiçbir işlem yapılmadığını aktardı. 

'SESİMİZİ DUYMADINIZ'
Demirtaş, "Soma'da sesimizi duymadınız biz de en yakınınıza, Çalışma Bakanlığı önüne geldik. Defalarca şikayet ettik, sendikal haklar engelleniyor, ISİG önlemleri alınmıyor, canımıza hiçe sayılıyor dedik, duymadınız. Çözüm istiyoruz. Artık bizi görün. Sendikaya üye olduğum için atıldım, üyelik dökümüm patron tarafından kamuoyu ile paylaşıldı, gözaltına alındım. Ne TCK ne KVKK kaldı ama görmediniz" dedi. 

'SESİMİZİ DUYMADIĞINIZ İÇİN BURADAYIZ'
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen de, "Buradayız çünkü arkamızda duran Çalışma Bakanlığı ve Çalışma Bakanı'nın altındaki bürokratlar, yetkililer görevini yapmadıkları, işçinin sesini duymadıkları için buradayız. Buradayız çünkü Çalışma Bakanlığı sorumluluğundaki, çalışma yaşamındaki haklar, hak ihlalleri, yasalar bunlar  denetlenmediği, Çalışma Bakanlığı işyerlerinde işlenen suçlara göz yumduğu için buradayız. Olduğumuz yerden fabrikalarımızın, madenlerimizin, işyerlerimizin önünden sesimizi duyuramadığımız için buradayız. Buradayız çünkü arkamızda duran Çalışma Bakanlığı görevini yapmadığı için, işçilere karşı işlenen bütün suçlara göz yumduğu için. Çalışma Bakanlığı sadece göz yummakla kalmadı; patronlar işçilerin anasayasal haklarını gasp  ederken, haklarını çiğnerken hak istediklerinde onları tazminatsız kod 46 ile kod 49 ile hırsızlıkla, ahlaksızlıkla suçlayarak kapı dışarı ettikleri, tazminatlarına, haklarına çöktükleri, emek hırsızlığı yaptıkları, suç işledikleri için çalışma Bakanlığı ve ilgili yetkililer patronlarla suç ortaklığı yaptığı için buradayız" dedi. 

'PATRONUN SUÇUYLA, YASAYI KORUMASI GEREKEN BAKANLIĞIN SUÇU EŞİTLENEMEZ'
Bir patronun yasalara uymayarak işlediği suçla, o yasaları korumakla sorumlu olanların işlediği suçların eşitlenemeyeceğinin altını çizen Türkmen, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bu ülkede işçilerin, emekçilerin, halkın en temel anayasal haklarını, hukukunu çiğneyenlere göz yumması suç ortaklığı değil, bundan cesaret alan patronları suça azmettirmektir. Bu daha büyük bir suçtur. Ve son dönem yaşananları düşündüğümüzde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı artık ismini değiştirmeli" ifadelerini kullandı. 

'İNSANCA BİR YAŞAM VE YEMEK İSTEDİKLERİ İÇİN İŞTEN ATILDILAR'
Akcanlar Tekstil işçilerinin insanca bir çalışma koşulları, insanca yemek yemek istedikleri için işten atıldığını ve 31 gündür jandarma, polis saldırısına rağmen direndiğini hatırlatan Türkmen, "Hiçbir zaman AKP'nin tek adam iktidarı döneminde olduğu gibi bu ülkenin yetkilileri, kolluk, jandarması polisi bu kadar düşmanca işçilere saldırmadı, bu kadar pervasızca işçi düşmanlığı yapılmadı. Neredeyse her işçi eyleminde işçilerin polisten, jandarmadan dayak yemesi, sendikacıların dayak yiyerek gözaltına alınması ülkenin rutini haline geldi. Bu münferit değil, bu ülkede işçi, emekçi düşmanlığı, patronlardan hakkını isteyen herkese karşı bir düşmanlık hukukuyla yönetiliyor bu ülkede" dedi.