22 Eylül 2024 Pazar

'Dink'in failleri bilinmesine rağmen yargılanmıyor'

Diyarbakır'da kayıp yakınlarının gerçekleştirdiği eylemde, 12 yıl önce katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i anarak, failleri bilinmesine rağmen yargılanmadığı belirtildi.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla düzenledikleri eylemlerinin 519'ucusu için dernek binasında bir araya geldi. 12 yıl önce katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink anısına gerçekleştirilen eyleme, CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, Diyarbakır Eski Kiliseler Başkanı Gafur Türkay ve Diyarbakır'da yaşayan Ermeniler, TİHV, İç Mimarlar Odası Diyarbakır İl Temsilciliği, Diyarbakır Tabip Odası, Vicdani Ret Derneği yöneticileri, gazeteci Nurcan Baysal ve kayıp yakınları katıldı.
 
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Hasan Yalçın, Dink cinayetinin üzerinden 12 yıl geçtiğini, gerçek failler bilinmesine rağmen hala adalet önüne çıkarılmadığını vurguladı. Bu ülkede birçok failli meçhul cinayettin yaşandığını hatırlatan Yalçın, "90'lı yıllarda Uğur Mumcu, Musa Anter, Ferhat Tepe, Metin Göktepe gibi birçok gazeteci katledildi. Hiçbirinin failleri hala oraya çıkmış değil. 19 Ocak'ta katledilen Hrant Dink'te bunlardan biri. Siyasi iktidarın tıpkı Roboski'de yaşananlar için söylediği gibi, 'Dink cinayeti Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kalmayacak' demesine rağmen cinayetin failleri hala ortaya çıkmadı, bu cinayette diğerleri gibi karanlıkta kaldı " diye konuştu.
 
'ERMENİ MEZARLARI BULUNSAYDI…'
 
Surp Giragos Ermeni Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gafur Türkay ise yıllardır kayıp yakınlarının bir mezarlarının bulunması için mücadele ettiklerini, ancak Türkiye'de buna dahi izin verilmediğini kaydetti. Türkiye'de 1.5 milyon Ermenin mezarının olmadığını, bunların da kayıp olarak nitelenebileceğini hatırlatan Türkay, "Eğer geçmişte Ermeni mezarları bulunsaydı, belki bu failli meçhul cinayetler olmayacaktı. Ne yazık ki ülkemizde demokratik anlayışın olmaması, adaletin tesisi edilmesi konusunda ciddi hiçbir adım atılmadı. Bize 104 yıl önce verilen mesajı almıştık. Hrant cinayetiyle de '100 yıl geçse de sizden biri kendini ifade etse cesedini kaldırımlarda bulur' demek istediler. İşlenen cinayetin failleri biliniyor ama maalesef adalet önüne çıkarılmadığı için benim artık bir adalet beklentim yok" ifadelerini kullandı.
 
'YÜZÜ MASKELİ KİŞİLERCE KAÇIRILDI'
 
Konuşmaların ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, 1994 yılında Mardin'inin Kızıltepe ilçesine bağlı Kengerli köyünde ikamet ededen Yusuf Tunç'un akıbetini sordu. Örhan, Tunç'un kayıp hikayesini şöyle anlattı: "9 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde evlerinin önünde sarı ve beyaz renkli iki araç durdu. Bu sırada evde ağabeyi Abdurrahman Tunç bulunuyordu. Abdurrahman Tunç, felçli ve yürüyemiyordu. Araçtan yüzleri maskeli, ellerinde uzun namlulu silahlar taşıyan kişiler indiler. Tüm evi aradıktan ve kimlik kontrolü yaptıktan sonra Yusuf Tunç'u zorla götürmeye çalıştılar. Arabanın yanına gelen Yusuf Tunç arabadakileri görünce bağırmaya ve yardım istemeye başladı, kısa bir süre de olsa ellerinden kurtulmayı başardı. Ancak eve gelen maskeli grup evin dış cephesini tarayarak, Yusuf Tunç'u 'ya bizimle gelirsin ya da evine bomba atıp çocuklarını öldürürüz' diye tehdit ettiler. Daha sonra Yusuf Tunç'u zorla araca bindirerek, oradan uzaklaştılar. Abdurrahman Tunç da yaralandı. Bu tarihten sonra Yusuf Tunç'tan bir daha haber alınamadı" dedi.
 
Örhan, Tunç ile ilgili yapılan tüm başvurular ve girişimler sonuçsuz kaldı.