DÜNYA
Devrimin 8. yıl dönümünde 'Kızıl Yelekliler' Tunus sokaklarını doldurdu
Ve Tunus'taki protesto hareketleri devrimin bazı sağlıklı kazanımlarının, yani ifade ve eylem özgürlüğünün işareti olsa da bu zaferler bile kaybolmuş görünüyor. Kızıl Yeleklilerin kurucularından biri tutuklanırken daha da garip olan, polisin Sfax şehrinde bir depodaki 50 bin sarı ve kırmızı yeleğe el koymasıydı. Suudi Prens Muhammed bin Salman'ın Tunus'ta protesto edilmesinin ardından, ki bölge için tek örnektir, Tunus'un sarı ve kırmızı yansıtıcı ceketlerin satışını yasaklayan komşusu Mısır'ın ayak izlerini takip ediyor oluşunu görmek ise yürek burkuyor.
Fransa'daki les Gilets Jaunes (Sarı Yelekllier) hareketinin artan yakıt fiyatlarını, orta ve alt sınıf üzerindeki vergi yükü ve yaşam pahalılığını protesto etmek için Kasım'da sokağa çıkmasından birkaç hafta sonra Tunus'ta benzer bir durum yaşandı. Fransızlardan esinlenerek ama ince bir farkla Facebook'ta bir protesto çağrısı yapıldı: Kendilerini les Gilets Rouges (Kızıl Yelekliler) olarak adlandırdılar.
Kızıl Yelekluler, internette yavaş yavaş ilgi çekiyor, 9 Aralık'tan bu yana birkaç bin takipçiye ulaşmayı başardı, ancak grup hâlâ emekleme aşamasında. Al-Monitor'a konuşan Tunus Ekonomik ve Sosyl Haklar Forumu Başkanı Mesut Romdani, "Bu henüz bir hareket değil, ve biz de gerçekte nereden doğduğunu bilmiyoruz." diyor.
14 Aralık'ta grup, ülkedeki sorunları ele almak ve Tunus'un toplumsal tabanında yerini almak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Ülke çapında yüzleşilen problemlerin çözümü için 22 sosyo-ekonomik talep sundular. Kızıl Yelekliler grubu aynı zamanda 53 yerel ve 9 bölgesel koordinasyon kurma sürecinde.
Kampanya kurucusu Riyad Jrad'a göre Kızıl Yelekliler, yoksul ve marjinalleştirilmiş Tunusluları temsil etme amacında. Ekonomik ve toplumsal talepleri, asgari ücrette artışı, eğitim, altyapı, sağlık ve ulaşımda acil reformları, daha iyi yaşam koşullarını ve daha fazla iş imkânını da içeriyor.
Grup, Tunus çapında protestoları koordine ediyor. Protestoların ilki 17 Aralık'ta, Muhammed Bouazizi'nin 2010'da Sidi Bouzid'de kendini kurban ederek bölgenin tamamında bir protesto dalgasını ateşlediği günde, Kasserine'de düzenlenmek üzere planlandı. Fransa'daki protestoların bazılarında şiddet ön plana çıksa da Jrad durumlarını şöyle açıklıyor: "Planlanan hareketlerin neredeyse tamamı, medeni ve barışçıl gösteri normlarına ve ifade özgürlüğü standartlarına tam saygı çerçevesinde gerçekleştirilecek."
Kızıl Yelekliler, akıllıca Fransa'daki Sarı Yeleklilerin popülerliğinden ve çekiciliğinden yararlanıyor ancak aynı zamanda Tunus'ta yakın tarihte yaşanan sosyo-ekonomik protestoların ve ülkenin ekonomik durumu nedeniyle büyüyen öfke ve huzursuzluk duygusunun peşinden gidiyorlar. Sadece Kasım ayında, ülke çapında 750'ye yakın protesto gösterisi düzenlendi. Öğretmenler maaş kesintilerine karşı protestolar düzenlerken Tunus Avukatlar Birliği, müvekkil-avukat gizliliğini ihlâl ettiği gerekçesiyle bir finans yasa tasarısını protesto etti. Üye sayısı Tunus nüfusunun yaklaşık yüzde 5'i kadar olan ülkenin güçlü Genel Emek Sendikası (UGTT) ise 17 Ocak'ta bir genel grev ilân etti, ki bu, tanınmış insan hakları avukatı Chokri Belaid'in 2013 Şubat'ından sonra ilân edilen genel grevden sonraki ilk genel grev.
2011 devriminden sonra Tunus'ta pek çok demokratik kazanım sağlanmış olsa da, ülkenin ekonomik durumu tam aksi yönde ilerlemiş gibi görünüyor. "Devrimin talepleri, tabanda yer alan insanlar tarafından hissedilmedi, tersine, durum giderek kötüleşti. Orta sınıf yoksullaştı ve gençlik işsiz kaldı. Bir diplomayla işsiz kalma ihtimaliniz üç kat daha fazla." diyor Romdani.
2018'in ilk yarısında Tunus ekonomisi yüzde 2,6 büyürken ve en önemli sektör turizm sektörü bir parça gelişirken, sosyo-ekonomik eşitsizlikten kaynaklı yapısal sorunlar varlığını sürdürdü. Yolsuzluk, kamusal borç ve servetin Tunus toplumunun sadece belli üyeleri elinde birikmesi gibi bazı meseleler, diktatör Zine El Abidin Ben Ali rejiminin kalıntıları. Bazı bölgelerde, genç işsizliği yüzde 36'ları buluyor. Enflasyon Haziran'da son 30 yılın en yüksek seviyesine, yüzde 7,8'e ulaştı, Dinar büyük değer kaybetti ve döviz rezervleri tarihin en düşük seviyelerin geriledi.
Tunus'un ekonomik sorunlarının bir kısmı ülke dışından kaynaklanıyor. 2016'da IMF, istihdamın artırılması ve ekonomik büyüme için Tunus'a 4 yıllığına 2,9 milyar dolarlık bir krediyi onayladı. Tunus, Dinar'ın daha da değer kaybetmesi, kamu sektörünün küçültülmesi ve sübvansiyonların kesilmesi konularında IMF baskısını kabullenmek zorunda kaldı. Bu yıl Ocak ayında, hükümet ülkenin en savunmasız kesimleri yerine uluslarası kreditörleri tatmin eden 2018 bütçesinin bir parçası olarak kemer sıkma önlemlerini açıkladı. Kitlesel gösteriler patlak verdi ve 800'den fazla insan tutuklandı. Takip eden aylarda, hükümetin sözlerine rağmen durum orta ve alt sınıflar için daha iyiye gitmedi.
"Hükümet, Avrupalı veya uluslararası kuruluşları mı yoksa yereldeki UGTT ve iş isteyen gençleri mi tatmin etmesi gerektiğini bilmiyor" diye açıklıyor Romdani ve ekliyor, "Bir dönüm noktasındayız."
Ve Tunus'taki protesto hareketleri devrimin bazı sağlıklı kazanımlarının, yani ifade ve eylem özgürlüğünün işareti olsa da bu zaferler bile kaybolmuş görünüyor. Kızıl Yeleklilerin kurucularından biri tutuklanırken daha da garip olan, polisin Sfax şehrinde bir depodaki 50 bin sarı ve kırmızı yeleğe el koymasıydı. Suudi Prens Muhammed bin Salman'ın Tunus'ta protesto edilmesinin ardından, ki bölge için tek örnektir, Tunus'un sarı ve kırmızı yansıtıcı ceketlerin satışını yasaklayan komşusu Mısır'ın ayak izlerini takip ediyor oluşunu görmek ise yürek burkuyor.
*Sarah Souli'nin 17 Aralık 2018'de Al-Monitor'da yayınlanan yazısını Ivana Benario ETHA için çevirdi.