EMEK
'Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir serbest bırakılsın'
Sendikal faaliyetleri nedeniyle tutuklanan Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir için yapılan basın toplantısında, derhal serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
Devrimci Yapı İşçileri Sendikası (Dev Yapı-İş) Genel Sekreteri Nihat Demir'in tutuklanmasına ilişkin açıklama yapıldı. İnsan Hakları Derneği'nde yapılan basın toplantısında, Demir'in İstanbul Havalimanı grevinin örgütleyicilerinden olduğu ve bu yöndeki çalışmaları nedeniyle tutuklandığı vurgulandı. Açıklamada, Silivri 5 Nolu Hapishanesine konulduğu ve soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunduğu kaydedildi.Dev Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir ve üyesi İkram Doğan geçtiğimiz günlerde gözaltına alınmış, Demir çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Adli kontrol ile serbest bırakılan Doğan'ın anlatımına göre, sendika genel sekreteri Demir hakkındaki iddiaların tamamı sendikal faaliyetleri içeriyor.
Basın toplantısına katılan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı, Demir'in sınıf sendikacılığı yaptığı için hedef alındığını ve derhal serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, "Dikensiz gül bahçesi isteyen siyasi iktidar, toplumsal muhalefetin tamamına karşı anti demokratik uygulamaları hayata geçirerek etkisiz kılmaya çalışıyor. Her türlü demokratik muhalefeti baskı altına alarak, sindirmeye yok etmeye dönük siyasi soykırım politikaları kesintisiz olarak uygulanıyor" dedi.
"Hem iç politikada hem de dış politikada başarısız olan güçler içerde hukuk normlarını askıya almış durumdalar" şeklinde konuşan Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "En temel kanunlar bile yok sayılarak ahbap-çavuş ilişkisine dayalı bir bürokrasi ile tek adamın iki dudağı arasından çıkanlar hayata geçiriliyor."
YASALAR KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR
Şantiyelerde iş kanunu ve yasaların kağıt üzerinde kaldığını, çağ dışı bir çalışma düzeni dayatıldığını ifade eden Karabulut, buna karşı sürdürülen mücadelenin inşaat patronlarını ve siyasi iktidarı rahatsız ettiğini söyledi.
Karabulut "Buna karşı yılmadan yorulmadan, inşaat işçilerinin insanca çalışma ve insanca yaşama mücadelesini yürütüyoruz. Şantiyelerde karşılaştığımız baskı ve zorlukların yanında direk iktidarın baskılarıylada karşı karşıya kalıyoruz. Bu baskının en son örneğini Genel Sekreterimiz Nihat Demir şahsında yaşadık" diye belirtti.
Karabulut konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
"Doğduğu topraklardaki güvenlikçi politiklar sonucu çalışma şansı olmayan bir genç olarak, İstanbul'da şantiyelerde çalışmak zorunda kalan Genel Sekreterimiz Nihat Demir, sendikamızla tanıştığı günlerden bu yana inşaatlarda yaşanan hak gasplarına, iş cinayetlerine ve ülkedeki anti demokratik uygulamalara karşı önemli bir mücadele yürütmüştür.
"Defalarca gözaltına alınsa da mücadelede ısrar etmiştir. Hali hazırda açılan davalardan kaynaklı adli kontrol uygulamasına tabi olan arkadaşımız haftamn 4 günü karakola imza vermekteydi. Sürekli kamuoyunun önünde olan ve gün aşırı karakola giderek imza veren arkadaşımız, savcılıktan izin alarak gittiği memleketi Bitlis'te ailesinin yanında bir gece baskınıyla karga tulumba gözaltına alınıp İstanbul'a getirilmiştir. Pazar günü kendisi İstanbula gelmek üzereyken ve istenildiğinde çok kolay ulaşabilir durumda birisi olmasına rağmen korku yaymak için hukuksuzca gözaltına alınıp baskı ve işkenceye tabi tutulmuştur. Gözaltı sonrasında çıkarıldığı mahkemenin verdiği karar ile asılsız iddilar ile tutuklanmıştır.
"Demokratik siyasal zeminde yürüttüğümüz emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesi içinde yapılan faaliyetlerden suç üretilmeye çalışılmış, soykırım operasyonları kapsamında HDP Gençlik Meclisi üyesi gençler ile beraber üyemiz İkram Doğan ve Genel sekreterimiz Nihat Demir bu suçlamalar ile gözaltına alınmıştır. Barış ve özgürlük mücadelesi bir bütün olarak suç sayılmış, bu kapsamda yapılan salon toplantıları, kamuoyuna açık kongre ve konferanslar yasadışı toplantı olarak kabul edilmiştir. Yanı sıra Dev Yapı-İş olarak başta 3. Havalimanı işçilerinin direnişi olmak üzere sendikal faaliyetlerimizin tamamı mahkeme tarafından kriminalize edilerek bir suç olarak görülmüştür."