22 Kasım 2024 Cuma

DEM Parti grup toplantısını Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde yaptı

Haftalık grup toplantısını kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde yapan DEM Parti, mücadeleyi kesintisiz sürdüreceğinin altını çizdi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu haftaki Meclis grup toplantısını, kayyum darbesiyle gasp edilen Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleştirdi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, TÖP Sözcüsü Juliana Sözen, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, SYKP Eş Genel Mertcan Titiz Feray Mertoğlu ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile EMEP Milletvekili Sevda Karaca da toplantıya katıldı.

'BU İKTİDAR 12, 28 ŞUBAT DARBECİLERİNİ ASLA ARATMADI'
Hatimoğulları, "Bu kayyum darbesini Mardin'den, Batman'dan, Halfeti'den, Esenyurt'tan hep birlikte geri püskürteceğiz" dedi. Hatimoğulları, 4 Kasım 2016 siyasi darbesinde HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile bazı milletvekillerinin tutuklandığını anımsatarak, "Kobanê kumpas davasıyla birlikte onlarca yıl hapis cezası verdiler. Bu anlayış bizlere Kenan Evrenleri, Tahsin Yalçınkayaları, 28 Şubat Generallerini hatırlatıyor. Kenan Evren yaşasaydı 'bu iktidar bizden daha güzel darbe yaptı' derdi. Bu iktidar, 'askeri vesayet rejimine karşı bizler iktidara geliyoruz' dedi. Ama kendileri saray vesayeti, yargı vesayeti, polis ve kolluk kuvveti vesayeti yarattılar. 12 Eylül darbecilerini 28 Şubat darbecilerini asla aratmadılar" diye kaydetti. 
 
Kayyumun Kürdün iradesini tanımadığı kadar Türk, Terekeme, Arap, Ermeni, Laz, Çerkezler başta olmak üzere farklı halklar ve inançların iradesini tanımadığını kaydeden Hatimoğulları, "Bizler bu rejimin faşist bir rejim olduğunu boşuna söylemedik. Bu rejim aynı zamanda seçme ve seçilme hakkımızı gasp ederek aslında yerel ölçekte belediye başkanlığı sistemini ortadan kaldırmak istiyor. Atanmış valiler, kayyumlarla, kaymakamlarla seçimi ortadan kaldırmak istiyor. Öyle bir rejimi yasallaştırmak istiyor. Bu kayyumcu anlayış sanmayın ki sadece Kürtlere zarar veriyor. Sanmayın ki sadece DEM Parti'ye zarar veriyor. Esenyurt örneğinde de gördüğümüz gibi kayyumcu anlayış Türkiye'deki seçimleri lağvediyor, seçimleri ortadan kaldırıyor. AKP-MHP, Türkiye partisi değildir. AKP-MHP yandaş partisidir. Kendisi dışındaki bütün partileri, muhalefeti yok saymaktadır, Türkiyelileşmenin önündeki en büyük engel AKP-MHP ittifakının ta kendisidir."

Van serhıldanını hatırlatan Hatimoğulları, irade kıyımını asla tanımadıklarını kaydederek mücadele çağrısı yaptı.

BAKIRHAN: TERÖR ARIYORSANIZ ÖNCE ÇEVRENİZE BAKIN
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise, "Bugün Türkiye'de iki hat var; bir kayyumcu bir cumhuriyet isteyenler, bir de bizim gibi Türkiye emekçileri gibi demokratik bir cumhuriyet isteyenlerdir. Onuru midesi kadar olan Saray yandaşları ve kalemşörleri diyor ki terörden dolayı kayyum atadık. Bakın bunlar bütün kötülüklerini, hukuksuzluklarını bu terör kavramının örtüsünün arkasına saklayarak yıllardır bu ülkeyi sömürdüler, ülkeyi büyük bir cezaevine çevirdiler. Bütün hırsızlıklarını ve yolsuzluklarını terör maskesinin arkasına saklıyorlar. Terör arıyorsanız önce çevrenize demokrasiyle olan mesafenize bakın. Bölücü arıyorsanız pratiklerinize bakacaksınız. İstanbul'da başta hukuk Kürt coğrafyasında başka hukuk uygulamak asıl bölücülüktür" dedi.

Bakırhan, "İktidar bir yandan elimi uzatıyorum derken diğer eliyle yok sayıyor. Toplum artık şuna inanıyor. bir el uzatıp yamah diyorlar diğer elleriyle birlikte zulüm yapıyorlar. Bu halk size nasıl güvensin? Bu halk meclise uzattığınız elin sahici olduğuna nasıl inansın? Buyurun bunun cevabını sizler verin. Soruyoruz; dün elini uzatanlar bugün kayyum atayanlar değil mi? Peki biz bunların samimiyetine nasıl inanacağız, nasıl güveneceğiz. Uzatıkları ellerini tuttuk, bize uzatılan her eli tutarız. Toplumsal barış için uzatılan her el değerli ve kıymetlidir. Reddetmeyiz. Ama siz de gördünüz uzatılan el meğer kayyum atamak içinmiş. Gerçek durumlarını kayyum atayarak kendileri ifşa etti. Demek ki sahici değilmiş. Kayyum barış ve çözüme giden yolu dinamitleyen bir yoldur. Kürt sorunu nedir diye sorup duruyorlar. Kürt sorunu nedir diyenlere sesleniyoruz. Kürt sorunu sabahın 5'inde Ahmet Türk'ün Devrim Demir'in kapısını çalarak seni belediye başkanlığından aldık demektir. Kürt sorunu Fırat Suyu akarken onun yanı başındaki kuruyan ağaçtır. Kürt sorunu bir halkın tüm mücadele araçlarını tüm değerlerini haklarını kriminalize ederek yok saymaktır, Kürtleri suçlu görmektir. Kürtler siyaset yapmasın diyorsunuz, Kürtler oy da kullanmasın diyorsunuz, Kürtler dilini de kullanmasın diyorsunuz. Kürtler ne yapsın? Be vicdansız herifler iradesine, kayyum diline kilit, iradesine cezaevi yolunun taşlarını döşüyorsun. Kürt ne yapsın? Bu soruya sizin cevap vermeniz lazım. Bizler ne istediğimizi ne yapmaya çalıştığımızı anlatıyoruz. Sayın Bahçeli Kürtler ne yapsın, Sayın Erdoğan Kürtler ne yapsın? Meclisteki bütün partilere soruyorum Kürtler bu saatten sonra ne yapsın" ifadelerini kullandı.

AKP'LİLERE: İSTİFA EDİN
"Kürt sorunu sayın Öcalan'ı İmralı'da, DEM Parti'yi siyasette tecrit etmektir" diyen Bakırhan, "Sayın Öcalan'ı İmralı'da DEM Partiyi siyasette tecrit etmek bu ülkeye yol aldırmaz. Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Önce bu anlayışınızdan vazgeçin. Ben de çağrı yapmak istiyorum, siz de buradan sokaklara mahallenize evinize gittiğinizde AKP'de siyaset yapan Kürtlere lütfen bu soruyu sorun. Bu doğru mudur, bu hak mıdır? Bu yaşadıklarımızı hak ediyor muyuz? Biraz haysiyeti olan, biraz Kürtlerin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş değerlerini tatmış AKP'de ne kadar Kürt siyasetçi varsa hepsini istifaya davet ediyoruz. AKP Genel Başkanı daha geçen hafta grup toplantısında sorunun muhatabı Kürt kardeşlerimdir dedi. Hangi Kürt kardeşinden bahsediyor? kayyum atadığı Kürtler, Erdoğan'ın kardeşi değildir. İradesine kayyum atanan Kürt, bu kardeşlik safsatalarına inanmaz. Onlar ne istiyorlar biliyor musunuz? Tarihimizde olan Bekoları istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki Mardin halkı, Dersim halkı Mem û Zîn'dir. Kürt coğrafyasında Bekolar yaratamazsınız" ifadelerini kullandı.

'MÜZAKEREDEN KAÇIYORLAR'
Bakırhan, şöyle devam etti: "Müzakereden kaçıyorlar. Niye müzakereden kaçıyorlar? Çünkü müzakere kimin sahici, kimin çözümden yana olduğunu, kimin gerçekten bu meselenin çözülmesini istediğini gösteren en önemli merhalelerden biridir. Müzakere yaparlarsa gerçeklikleri ortaya çıkacak diye müzakereden kaçıyorlar. DEM Parti olarak Kürt barışının asıl muhataplarından biri biziz, çözüme hazırız. Her zaman olduğu gibi bugün de elimizde hançer değil, barış güvercinleri var ve böyle olmaya devam edecektir. Ama sizin elinizde, bir elinizde kayyum bir elinizde zulüm var. Kayyum atayarak bu tarihi fırsatı kaçıranlar, bu ülkeyi bu ülkede yaşayan 85 milyona en büyük kötülüğü yapıyorlar. Buraya gelmeden sayın Bahçeli'nin grup toplantısını izledim. Evet dünya kadar tehdit ve hoşlanmadığımız şeyler söylüyor ama önemli şeyler de söylüyor. Sayın Bahçeli bize uzattığın elini biz tuttuk, ama diğer elini ortağın baltaladı. Bize uzattığın elde sorun yok. Diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Madem bir çözüm istiyorsun, önce bu kayyum anlayışından bahset, madem çözüm istiyorsun tecridi kaldır, madem çözüm istiyorsun hukuku uygula, madem çözüm istiyorsun o zaman çek Mardin kayyumunu. Belediye eşbaşkanlarımızın eğer davaları varsa kesinleşmiş kararları varsa belediye meclisi kendi arasında belediye eşbaşkanını seçsin. Bu sorunların diyalog ve müzakere çözülmesi için çaba harcarken halkın çözüm beklentilerine tuzak, pusu kurdular kayyum atadılar. Bu sizin için tarihi bir fırsattır. Bizim için bu tarihi fırsattır diyorlardı ya biz de diyoruz ki bu iktidar için tarihi fırsattır. Asıl tarihi fırsat sizin içindir. Derhal kayyımları geri çekin halkın iradesine saygı duyun. Kimse bize Ortadoğu'da tehdit var iç cepheyi güçlendirelim demesin. İç cepheyi güçlendirmek kayyum atamak mıdır? İç cepheyi güçlendirmek Kürt yöneticilerini tutsak alıp cezaevlerine atmak mıdır? Kürtlerin özgürlüklerini mi kısıtlamaktır? Buna siz karar verin. Kayyumcu zihniyette kayyum rejimi ile iç barışı sağlayamazlar. Asla boyun eğmeyeceğiz."